hot potato isimli ilginç bir hileye sahipti. skor tabelasının solunda bir sayaç belirirdi, ve belli bir süreden geriye saymaya başlardı. sayaç 0 a ulaştığında, top hangi takımdaysa o takımın tüm oyuncuları* yere düşerdi, böylelikle orta sahadan gol atma şansınız yükselirdi.
bana göre tek uyuzluğunun kalecilerinin olduğu oyundur. orta atılır, forvet oyuncusu gerçekten güzel bir vuruş yapar, kaleciler iste bazen çok abuk pozisyonlarda kurtarırlardı topları. ya da yerden yapılan vuruşlarda, yere eğilip top alayım derken bacak arası golleri yerlerdi.
aynı adamla depar tuşuna çata çata diye basılmak sûretiyle kanattan hücum edip, çeşitli çalımlarla ilerleyerek gol atabileceğiniz eski fifa oyunlarından. aynı yıl world cup versiyonu da çıkmıştır. bir şifre yazardık, maç 15. dakikada biterdi. hey gidi...
fifa98 road to world cup altı pas içersinden gol kaçıran forvetleriyle de ünlüdür.
adamlar orta sahadan cuk diye kaleyi buluyor, tek bir sorun yaşamıyor ama kaleye paralel giden pasa gelişine vurunca dışarı atabiliyorlardı. işte bu dengesizlik bu altı pas kabzımalları o yaşta içimin yağlarını eriterek yıllarca televizyonu uzaktan seyrederek gül gibi baktığım gözlerimi monitör başında satlerce durmaktan bozmaktan kendilerini alıkoyamıyorlardı. hey gidi san marino.
q harfinin hayvanlıkla ilişkilendirildiği, kaleciye çift dalma gazının alındığı bir oyundu kendisi.
hatta o kadar ki, salon futbol sahasında foulü kapatıp rakip takım kalecisi degaj yapacakken sinsice yanına yaklaşır, tam topu attığı sırada q ya seri şekilde basardım. benim kalecime kadar gelen topu anında d ile karşı kaleye postalar ve futbol tarihinde neder görülen kaleden kaleye gol atma zevkini doyasıya yaşardım.
replayde forvet oyuncumun yoğururken çif köfteyi ölesiye ezen bir usta gibi kaleciye yaptığı ardı arkası kesilmeyen faulleri kamera açısından ayarlar defalarca izlerdim. sonra bu çocuk biraz sadist oldu bey? olur tabi.
bence o zaman ki türk gençliği için ajaxlı şota en bulunmaz oyuncuydu. her takıma transfer eder gol kralı etmeden bırakmazdım. ilhan mansız ın roberto carlos un üzerinden aşırtması gibi bir hareket vardı ki oyunda, şota kişisi bu hareketi yapar sonra top yere düşmeden bir de rövaşata yapıştırıp, abondene olmuş kalecinin yanından topu ağlara gönderirdi. ya da boş kaleye mi gönderiyordu bak orayı hatırlayamadım şimdi.
bu oyunun ismi fifa 98: road to world cup tı. 98 senesi içinde çıkan ve world cup 98 etiketiyle satılan oyun ise fifa98 ile aynı kodların modifiyelenmiş halidir. bu iki oyunun birbirinden ayrılan en önemli yanı. world cup 98deki ceza sahası dışından, yaklaşık olarak 18 in oralar,gol atılabilmesiydi. yoksa ligler yokmuş falan filan bunlar hikaye.
ayrıca bu oyun, bir dönem gençliğinin blur song2yi seneler sonra dinleyince gözlerini yaşartma etkisine sahip bir duygusal bombadır.
hadi bir de bir anımı anlatayımda tam olsun.
17 ağustos depremi sonrası abiyle oynanan bir maçın son dakikasında 2-0dan 3-2 lük sonucu getiren efsanevi golü atmıştım. herif o kadar sinirlendi ki(kendisi 1.97 boyunda bir azmandır bu arada) kolona gümmm diye bir yumruk indirmişti. o sırada salonda gün için toplanmış yaklaşık 8 hanım bir heyecan fırtınası ve deprem oluyor nidalarıyla bahçeye kendilerini zor atmışlardı. bir kaç dakika sonra salona geri dönen hanımlara abi kişisi kapıyı yarım açıp "eeöö ben yaptım, pardon!" diye seslenmişti.
işte o anda anlamıştım ki senelerdir zihnimde şekillenen "büyünce abimi evire çevire dövücem, nıhahahaha" hayali bir toz bulutu gibi dağılıp yokolmuştu. hey gidi fifa 98 road to world cup sen nelere kadirsin.
bu oyunun en sağlam adamı Miami takımında oynayan McDonald'dı. George Weah, Ronaldo, Matthias Sammer, Roberto Baggio gibi yıldızlardan ucuz olmasına rağmen, yetenek değerlerinde bu adamları katlardı.
ayrıca fernando redondo, yetenek değerleri yüksek olmasına rağmen oldukça ucuzdu. 980 $ civarında bir fiyatı vardı. kıytırık sayılabilecek adamların bile 1000-2000 $ değerleri olduğu varsayılırsa, gerçekten çok iyi bir transferdi. her oynadığım takıma alırdım redondo'yu. iyi oynardı.
classic games e düşmüş, bir zamanların en iyi spor oyunu. benim gibi 20lik ihtiyarların ilk göz ağrısı.
buradan 90mblık videosuz versiyonunu indirebilirsiniz.
üzerinden 10 sene geçmesine rağmen menü tasarımı hala felaket başarılı olan oyun. üzerine nice oyun çıktı ama o kullanışlı ve estetik menüyle yarışamadı..
bilgisayarı olmayanlar için süper bi oyundu. Çünkü o zaman hala commodore ile sevişme durumundaydık, atariler yeni yaygınlaşmıştı "goal 3" dönemim ezik oyunuydu.
iki kişi karşılıklı olarak, biri klavye ile diğeri mouse ile, oynanabilen oyundu. kardeşe mouse'u kakalayıp klavye ile ona döşemek zevkliydi o günlerde.
road to world cup ile gönüllerde taht kurmuş, fifa serilerindeki en iyi oyun. menü etrafında dolanan horoz mu dersin, salon futbolu mu dersin, ne tür ince ve güzel ayrıntı varsa bu oyundaydı.