bugün hiçbir futbol oyununda atamayacağınız golleri çok rahat atabileceğiniz oyundur. yani fifa 1008 de kalecinin üstünde atlamak ne mümkün. klavyede elinize kramp girer. ama 99 da q ye bas denk gelmese bile kaleci affallıyor ani bir şut ve gol, yoksa ara pas falan iş yapmıyor pek bu oyunda.
geçen hafta hasretine daha fazla dayanamayıp ayıplı yollardanda olsa sonunda bulup, indirip anında dream league'e galatasaray'ı seçip oynamaya başladım. neden bu kadar abarttığımızı, 10 yıl sonra peşine düştüğümüzü şimdi daha iyi anlıyorum. oynanıyor arkadaş bu oyun hala. starcraft gibi, half-life gibi hatta need for speed II gibi... katiyen sıkılmıyorsunuz. hemen transflerlere dalmalar, barındırdığı bir sürü özel hareket ile adam geçmeye çalışmalar, yanlışlıkla q tuşuna basmalar, akabinde kırmızıları görmeler, menü müziklerinin asla sıkmaması... buldum seni bir kere. artık hayatta kaybetmem.
fifa serisinin en güzel oyunudur.şuan ki 23 yaş ve yukarısının o dönemde zevkle oynadığı oyundur.ve fatboy slim'in o unutulmaz müziği hala kulaklardadır.
manchester united'dan fenerbahçe kurduğum, tunus'tan da sırf bayrak benzerliğinden dolayı milli takımı yaptığım zamanının ötesinde olan oyun. databaseinde olan o zamanlarda fenerbahçe'ye ait tüm futbolcular teker teker aranır ve bulunur; olmayanlar da manchester'daki efsanelerin isim değiştirilerek fenerbahçe'ye uyarlanmış hali olarak takıma kazandırılır.
beşiktaş da gerçekten de adı soyadı isminde 22 numaralı bir kalecinin olduğu, stadyum seçeneklerinde istanbul ali sami yen'in de olduğu, galatasaray ın dream league takımları arasında bulunduğu oyun.
sözlükte alışılmadık olan ve benim de nefret ettiğim eylemi eyliyor, bu başlığı açan ve entry girenlere beni yüzyıllar öncesine götürüp nostalji aleminde yaşattıkları için teşekkür ediyorum..
efenim kendisi fifa yolculuğumun ikinci durağıdır. oyun olarak tanımlamak ona bir hakarettir, zira klişe haliyle fifa 99 bir fenomendir. ve şu dünyada ecnebi milletini sevmemi sağlayabilecek yegane bir şey varsa fifa 99dur.
hatırlıyorum üzerinden tam 10 yıl geçmiş o uzaktaki günlerin. bilgisayarı yeni almış bi çocuk haliyle sevinçten uçarken tanıştığım fifa99un karşısında saatlerce sıkılmadan otururdum. ne hızlı koşma tuşu olan w ya klavyeyi delercesine basarken yorulan bedenim, ne de yaz ortasında bilgisayarın da katkı sağladığı 5000 dereceye varan hava sıcaklığı engelleyebilirdi bu heyecanı..
şimdi duygulanıyorum.
ne abartılmış derecede müthiş grafikler, ne de orijinalini zorlayan yapay zeka vermiyor o lezzeti.
hey gidi günler..
şampiyonlar ligi maçlarının belli başlı şehirlerde oynandığı oyundur. ayrıca uzatmalar fazlasıyla saçmadır. hayır yani öyle böyle değil. oyun hiçbir şey için durmamışken, ilk yarının sonunu tam 9 dakika oynadık. ss bile almıştım ama paint'e yapıştırınca siyah acayip bir şey oluverdi, uyumsuzluğundan mıdır nedir bilemedim. bildiğin tam 9. 45+9. inandırıcı olsun diye küsürat verseydiniz bari ibneler. aynı maçın sonunda da sadece 56 saniye oynandı kayıp zaman olarak.
kaleciler de çok şerefsizdir bu oyunda. celtic'ten 17. dakikada gol yiyorum, 1-0 geriye düşüyorum. 25'te bir şut çekiyorum, kaleci kurtarıyor. oyunu başlatsın diye bekliyorum. o da ne? arkadaşlarına "gidin la gidin" dercesine el kol hareketleri yapıyor ve 2 dakika kadar zaman çalıyor it oğlu it. neyse 2-1 koyduk akılları yerine geldi. o değil de madrid'i yenemezsek gruptan çıkamıyoruz lan.
hızlı koşmak için w tuşuna basılı tutulmasının yeterli olmadığı, onun yerine senkronize ve hızlı bir şekilde bu tuşa sürekli basmak gerektiren, şuta ne kadar basarsanız o kadar fazla vurur diye bir mantık içermeyen, şutun seviyesini kafaya göre ayarlayan, yatarak müdahale ile 3 metre uzakta top süren oyuncudan rahatlıkla top çalınabilen, efsane, unutulmaz futbol oyunudur. belki de en iyisidir.