fidye

entry9 galeri0
    1.
  1. onun olmayan bi şeyi sıkı sıkı tutup, sonra da sahibine dönüp,
    "oh ya benim oldu bastır parayı geri al, yoksa yere atarım" demektir.
    1 ...
  2. 2.
  3. meşru mazeretler sebebiyle bazı ibadetlerin yapılmaması veya ibadet sırasında eksikliklerin oluşması sebebiyle yerine getirilmesi gereken dini yükümlülük.
    0 ...
  4. 3.
  5. kaçırılan bir kişi için istenen paraya verilen isimdir.
    1 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. orjnal adı "ransom" olan mel gibson filmi. zengin bir adamın çocuğunun fidye için kaçırılması gibi klişe bir konuyu harika işlemiş bir film olmasının yanında mel gibson 'ın braveheart'dan sonra çevirdiği ilk filmi olma özelliğini de taşır.
    0 ...
  9. 6.
  10. 7.
  11. --spoiler--
    dinî bir terim olarak, bazı ibadetlerin eda edilmemesi ya da edası sırasında birtakım kusurların işlenmesi halinde ödenen dînî-malî yükümlülüktür. ibadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. ihtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra kaza etmesi mümkün olmadığından oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye öder. Bu durumdaki bir kimsenin fidye ödemesi vaciptir. Kuran-ı Kerim'de, "Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder." (Bakara 2/184) buyurulmaktadır. Bu ayetten hareketle fidye miktarının, bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek olarak anlaşılmıştır.

    Yaşlılıktan ötürü oruç tutmaya gücü yetmeyen kişi, her gün için bir sadaka-i fıtır miktarı fidye verir. Buna da imkânı yoksa Allah'tan af diler. Fakat böyle bir kişi, kısa günlerde rahatlıkla oruç tutabilme imkânına ulaşırsa tutamadığı oruçları, o günlerde kaza etmesi gerekir. Zira ramazan ayında oruç tutmaya gücü yetmeyen kimseler ile iyileşme ümidi bulunmayan hastalar ileride oruç tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar sadaka sayılır.
    --spoiler--
    0 ...
  12. 8.
  13. Ekonomik kriz, durgunluk, enflasyon derken bir türlü para yüzü göremeyen Temel çıldırma noktasına gelir. Çocuk kaçırıp fidye istemeye karar verip büyük parklardan birine gider. Çocuğun tekini gözüne kestirir. Önce bir not yazmaya başlar:
    - "Çocuğunu kaçırdım, çok üzgünüm; ama paraya ihtiyacım var. Kusura bakma. Yarın sabah saat 7'de falanca parktaki filanca ağacın altına siyah bir çantayla 5 milyar getir. imza: Laz Temel."

    Çocuğun yanına gider, notu çocuğun ceketinin iç cebine koyup, doğruca evine gitmesini ve notu babasına göstermesini söyler. Ertesi sabah parka geldiğinde soylediği ağacın altında istediğini bulur. Çantaya başka bir not eklenmiştir:
    - "Paran burada, ama; bir uşağın hemşehrisine böyle bir şey yapmasına inanamayrum. imza idris."
    0 ...
  14. 8.
© 2025 uludağ sözlük