"Yol her zaman zor olacak ve herkesin yetenekli çabalarına ihtiyaç duyacak. Sözüm ona kolay yolun savunulmasına ya da onun antitezi olan kendini kamçılamaya itimat etmem. Her zaman en kötü ihtimale hazırlıklı olmalıyız. Başarılıyken ihtiyatlı olduğumuz kadar, güçlükteyken de sağlam durma ilkemizi unutmamalıyız. Hasmımız çok güçlü, ancak onu bir yarım yüzyıldır körfezde alıkoymaya muktedir olduk.
Size veda ediyor değilim. Tek arzum fikirler savaşında çarpışan bir nefer olmak. Yoldaş Fidel'den düşünceler başlığı altında yazmaya devam edeceğim. Bu güvenebileceğiniz başka bir silah olacak. Muhtemelen sesim duyulacak. Dikkatli olacağım."
fiilen ayrılmış olması muhtemeldir, sağlık sorunları nedeniyle aktif görev yapamıyordur zaten. ama şahsi kanaatim hala kardeşine akıl hocalığına devam edeceği yönündedir. o başkanlığı bıraksa başkanlık onu bırakmaz. fidel bırakana değin değil ölene değin küba başkanı olacaktır, istesin veya istemesin. bırakma işlemini ancak azrail ile karşılaştığında yapabilir diye düşünüyorum ben..
bir devrin sona ermesidir. bundan sonra ne olur bilmem ama hayırlı olmasını temenni ediyorum. bir che vardı fidel'in yerini dolduracak o da çoktan toprak oldu. doğan herşey ölüyor da şu bushtlar kazık mı çaktı kodumun gezegenine anlamadım gitti!
bazılarının sevindiği olay. fidel sahneden çekilirken bazı devlet bakanları ve yazarlarımızdan gördüğümüz kadarıyla abd amacına ulaşmıştır. küba'yı sadece purosu ve fahişesi ile andırabilmiş. oysa küba sağlık olanakları vs. ile gerçekten yaşanabilir ülkelerdendir. ayrıca küba kominizmle değil sosyalist cumhuriyetle yönetilmektedir.
sözüm rasmussen'e, benimlen poleniğe girme... sen belki fidel'i özlemeyeceksin hatırlamayacaksın, ama sen hatırlanırsan ne ile hatırlanırsın biliyor musun? başkalarının inanışlarına hakaret edenleri ifade özgürlüğü vs. diyerek savunduğun için. yani aynı ahlaksızlığa ortak olmuş bir ahlaksız olduğun için anılırsın. biz de fidel'i senin gibilerle savaşmış birisi olduğu için hatırlarız.
80'i deviren ve türkiye'ye geldiğinde; "burada da sosyalistler varmış meğer" demiş olan, fidel castro nun görevini mecburen bırakması olayıdır. eminiz ki hasta olmasaydı hala abd ye başkaldıracak enerjiye ve dik başlılığa sahipti.
49 yıl, üllkesini kominizmle hem hal idare etmiş, ülkesinde sadece puro ve fahişe ile anılmasına neden olmuş, kominist tiran ın görevi bırakması, sevindirici bir gelişmedir.
her zaman che'nin gölgesinde kaldığı düşünülür ama fidel gerçekten bir kahramandı.
insanoğlu çiğ süt emmiş ya hep ideolojileri sembollerle, simgelerle hatırlamak mecburiyet olmuş o yüzden. che'yi tshirtune bastırıp komünistim diye dolaşan eksici arkadaşların hoşuna gitmese de, devrimin ve küba'daki sosyal devlet modelinin gerçek mimarı che değil, fidel'dir.
dedik ya ideolojilerin, teorik açıdan ve uyguyanabilirlik anlamında ne kadar sağlam altyapıları olursa olsun, boyun eğmez sembollere ihtiyaçları vardır. che tabiki çok önemliydi devrim için. ama hüzünlü bakan gözleri, karizmatik duruşu, gülüşü ve purosu bu kadar farklılaştırdı che'yi.
torunu torbayı devlet kadrolarına doldurduğu bir gerçektir. ama bunu, yanı başındaki abd'ye karşı, güvendiği adamlarla birlikte hareket etme saiki olduğuna yorup görmezden gelebiliriz.sonuçta ne olursa olsun fidel hep hatırlanacaktır.
evind oturup devrim yapan arkadaşlar haydi eller eksi butonlarına!
kıçının kılları ağrımıştı isabet olmuş. hayırlı bi haberdir gel gör ki , tüm devleti sülalesiyle doldurup che'nin üzerinden prim yapa yapa vitrin komunisti olmadan bıraksaydı da biz onu ucuz danışıklı dövüş blöfleri ve restleriyle değil de , che'yle çektirdiği fotoğraflardan , abd'ye posta koymasından tanısaydık daha şık olurdu..ama naparsın , güç bağımlılık yapıyor..