metin-ali-feyyaz ın feyyazı tarafından, efsane başkan, saygıdeğer insan süleyman seba'ya yazılmış olan mektuptur.
"ayda yılda bir gelirdi. Yeter de artardı bu geliş. Hepimizi karşısına alır, lafını ortaya söylerdi. Unutulmayacak sözler miydi yoksa onun sözleri mi unutulmazdı, anlamazdık. Sık değiştirmediği kahverengi ceketinin üst cebindeki mendili hep biz kirletirdik. Ya akan burnumuzu ya da kaçan gollerin ardında döktüğümüz gözyaşlarımızı silerdi o mendil. Çocuktuk işte Ama büyük başkan bizi adam yerine koyar o şanlı formayı ısrarla bize giydirirdi. Adalelerimiz gözüksün diye kısa tuttuğumuz şortumuzu ve malzemeci Ahmet abimizden ne eeedecen deyip verdiği tozlukları giyip, çivili kramponlarımızı da yandan bağladığımızda hakikaten koca adamlar gibi dururduk.
"Şeyini şey yaptınız"
Aslında bizi adam yapan o formaydı. Şeyini şey yaptınız dediğinde biz neyi kastettiğini bilirdik. Lafını kısa keser, söylediğini de unutmazdı. Belki de hiçbir şeyi unutmadığı için unutulmaz olacak sayın Seba. Ekranı da pek sevmezdi. Ne önünü ne de arkasını. Onu yazmak o kadar zor ki niye ki bu çabam? Onu altın harflerle yazan tarihten daha iyi anlatamam ki Ben, Metin-Alinin Feyyazı, Rızanın ön direk takipçisi, Şifonun pas duvarı, Les Ferdinandın çapraz koşucusu, Samet abinin kibarı ben Seni o aramıza giren herkesten çok seviyorum ve biliyorum ki sen de bu başına buyruk, inatçı evladını seviyorsun Gitme büyük başkan sakın gitme Çünkü ben sana gelemedim