biraz kırgınım kendisine. kısacık muhabbetimizde büyük hayaller kurdurmuştu bana. hevesimi kursağımda bıraktı sonra. halbuki asit ve eldiven hala bıraktığım yerde. hatta ve hatta...yok konuşamayacağım daha fazla. kırgınım, üzgünüm, yaralıyım ama olsun. yinede mutlu yıllar. yinede...
sanırım bir zamanlar tanışmışlığım vardı kendisiyle. çok iyi hatırlamıyorum ama ismi kulağa pardon göze çok tanıdık geliyor. iyi ki doğmuş o vakit, umarım benim kadar yaşlanmamıştır.
her adımında biraz daha büyüyordu gözümde, benlik alanıma girdiğinde devdi. kocaman gözleri vardı. türkan şoray gibi bakıyordu, onun kadar hüzünlü ve içten...bir kapı açti bana. içeri buyur etti. çıkarma beni burdan dedim. hala ordayım.... bugün doğmuş... iyi ki doğdun *
Bir küçük pencere
Ne karanlıkmış dünyam demek
içeri sarı ışık verdi
Ve ısıttı ayaklarımı
Gösterdi bana
Hatta değdi kanatlarım da
Kuşmuşum
Hafif ama heyecanlı sallandı kanatlarım
Değdi buluta
Kuşmuşum
Uçmuşum
Özgür
Şımarık
Değdim, Upuzun gökyüzüne sürüldüm
Ne maviii
Su gibi;
Serinledi dudaklarım nemlendi
Tebessüm etmek kafi bu güzellikte
Öyle narin
Kırılmasın;
Çimenler serildi ayaklarıma
Ellerime mis kokular bulaştı
Güzel sesler okudum
Ses verdi
Ten gibi
Penceremden süzülür
Yüreğimden geçer
Saçlarım ürperir
Bir de korkmamak mümkün olsaydı yokluğundan
Küçük pencerem
Nefes verdi
Çok güzel şeyler gösterdi
Ve sonra bana verdi
Benimmiş
Senin dedi
iyi ki varsın
Olmasaydın
Daha çok üzülürdüm
içerde olduğuma
Kıskıvrak
Bir küçük pencere
Mutlu eder
ümitsin
Mutluluksun
Yo yo
Yalancısın
Gönderme beni o yolculuğa
Salıverme
Sen orda dur
Ben sana kavuşamayım
Benim sevdiğim sensin * fevkalade fevksiz
"ne civarda kalıyor bu fevk" diye sızlandığım fevkdir efendim. fevkaladenin fevki nerededir, bulanlara fevk verirmi yoksa sadece uslu çocuklar mı görebilir diye düşündürür durur.
kendimi gördüğüm, bulduğum... birçoğunuzla olduğu gibi, bir özel mesajla başlayan muhabbet ilerledi. anlattık, dinledik. her şeyi ama, herkesi...
zamanla anlıyorsun zaten, herkesin hikayesinin birbirininkine benzediğini. hikayenin kahramanları farklı sadece. oysa olanlar, yaşananlar, acılar hep ortak. hatta umutlar bile. o yüzden bazen kelimelerimizin anlamsız gelişi. herkes, aynı şeyi biliyor ki zaten...
kızıyor bana bazen, hissediyorum. kızdığımı da biliyor. sebepsiz kıskanıyoruz bazen birbirimizi. ama beni, benim onu düşündüğümden daha fazla düşündüğünü bugün gördüm... insan sebepsiz yere defalarca arar mı birini? yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu hissedip kilometrelerce ötede huzursuz olabilir mi? olabiliyormuş, ben bugün bunu gördüm...
geçmiş sevgililer günün mübarek olsun anam-babam, canım-ciğerim.
tanım: (bkz: harkuladenin hark'ı)gibi bir şey.
ablası olarak bu nickle gayet uyumlu olabilirdik. fakat artık çok geç.ha ben harkuladenin hark-lığından bir şey kaybettim mi? tabi ki hayır.