final tatilinde gittiğim mersinden; istanbul a dönüş yolculuğum esnasında yaşanmıştır. ailemle geçirdiğim bir haftanın ardından finaller öncesi dönüş yolculuğu ve yine bir bilet arama faslı: bir iki gün öncesinden otogarda yapılan arama taramanın ardından x firmasında saat 16.30 otobüsünün 3 numaralı koltuğuna bilet buldum. ki bu bilet romantik film tadında aşk maceramında biletiydi aynı zamanda.
yolculuk günü gelip çatmıştı. saat 4 gibi otogara gidip otobüsün gelmesini beklemeye başladım. otobüsün otogara gelmesinin ardından 3 numaralı koltuğuma yerleştim ve yanıma gelicek saplamayı(ki genelde öyle olur) beklemeye başladım. tahminlerime ve deneyimlere göre genelde şu iki tipten biri gelip yanıma oturması lazımdı;
i. gömlekli saçlar seyrekleşmiş ellilerinde bir dayı: her molada sigara içer, mola bitipte koltuğa geldiğinde bi kutu sigarayı adeta yemişçesine koku saçar etrafa.
ii. düşük pantolonu yırtık tişörtü 5 gündür yıkamadığı saçları ile 70 lerin hippi modasını günümüzle harmanlayan üniversiteli genç: yanında getirdiği fotokopi ders notlarını olur olmadık zamanlarda açar, kulağından çıkarmadığı kulaklığı ise olmazsa olmaz aksesuarlarındandır.
... ama öyle olmadı. dakikalar sonra yanıma yaklaşan yeşil gözlü 1.80 boylarında hatun kişinin (adı lazım değil baş harfi yeşim) "pardon orası benimdi" demesi üzerine resmen büyülenmiş olan ben, normalde hiç kullanmamış olduğum kıvrımlar dahil olmak üzere beynimim bütün kıvrımlarını kullanarak hamlemi yaptım.
- ya yine mi yanlış bilet kestiler öf ya yine koridorda gidicez ya hay aksi ya öff...
diyerek kendimi acındırdım. normalde başka bir hatun olsa böyle bişe yapmam sadece adam gibi oturabileceğim bir koltuğa yerleşmek için hamlemi yapardım ama yeşim farklıydı. yeşim kandı yeşim candı.
y: ya önemli değil gerçekten, oturabilirsin, istersen cam kenarına da sen otur. dedi hay canını yediğim **
derken cam kenarına geçip yeşimle beraber geçireceğim 12 saatin tadını çıkarmaya başladım.
elimdeki anahtarlıktan konu açıldı. peluş maymun anahtarlığımın adı mahmuttu. hemen esprileri patlatmaya başladım.
b: mahmut bu sene kazanamadı öss yi seneye bidaha hep karı kız peşinde hep sağda solda koştu.
b: mahmut iyi içer valla bi oturuşta büyüğü devirir bana mısın demez arkasına da sabaha kadar direksiyon sallar.
derken yeşimde bana ayak uydurdu.
y: ee peki mahmutun ismini kim ezan okuyup kulağına fısıldadı.*
dakikalar saatler hızlıca geçti molalarda bile beraberdik adeta büyülenmiştim ondan tuvalete gittiği zamanlarda bile özler olmuştum. derken yolculuğun sonuna gelmiştik ama ben numarasını soramadan onun ineceği durağa geldiğimizi farkettim. ve yeşim otobüsten indi. inerken de buruk bir "görüşürüz" kelimesi dudağından döküldü.
yolculukla beraber rüya da bitmişti adeta. son durak haremden servise binerek evin yolunu tuttum. muhabbet esnasında öğrendiklerim şunlardı; adı yeşim y semtinde ingilizce öğretmeni. ve aklımda hep o son söylediği kelime vardı "görüşürüz" eve vardığımda yaşadıklarımı arkadaşlarıma anlattım. arkadaşlar aşık olduğumu farkedecek kadar büyüklerdi bense bütün sersemliğimin uykusuzluktan ileri geldiğinde ısrar ediyordum. ev arkadaşım faruk "sen bu kafayla değil finallere çalışmak evden dışarı çıkmamalısın" dedi. haklıydı da. derken faruk diğer ev arkadaşım mert i de yanına alıp bi bahaneyle evden çıktı. çok değil bir saat sonra döndüklerinde internete gidip bütün okulların web sayfalarından telefon numaralarını aldıklarını görünce gözlerim yaşarmıştı. o günlerde parası ödenmediği için evde net kapalıydı ayrıca facebook da henüz icat edilmemişti. adamlar üşenmeden ne kadar okul varsa telefon numarasını almışlar. ve hemen eve gelip sıradan aramaya başladılar.
- iyi günler yeşim öğretmenle görüşecektim
1. okulda yeşim öğretmen yok 2. okulda da yok pes etmek yok 3. okul yeşim öğretmen var ama tarihçi. "yok almayalım biz ingilizceci olan yeşim öğretmene bakmıştık" ve nihayetinde 4. okulda yeşim öğretmene ulaşılır. yeşim o okuldadır ama o gün işe gelmemiştir. arkadaşım mert bunun üzerine şu dahiyane fikri ortaya koyar ve benden şukelayı kapar.
- ben ingiliz kültür yayınlarından arıyorum, yeşim öğretmen promosyon kitap kazandı. kitaplar almak için bizimle şu numaradan irtibata geçsin. 05xxxxxxxx
nasıl olduğunu halen anlayabilmiş değilim ama 9 dersin 7 sinden büte kalan arkadaşımın kafası o gün deyim yerindeyse kerhane gibi çalışmıştı.
gün bitipte yeni güne merhaba derken güneş ufukta daha bir parlıyordu. kahvaltıyı edip evden çıktım okula doğru yola koyuldum. okula vardığımda bilinmeyen bir numaranın beni aradığını farkettiğimde deyim yerindeyse kalbim yerinden fırlamak üzereydi.
b: alo
y: beni aramışsınız dün bu nu...
b: yeşim
y:*bui...
derken rapsodi tadında bir aşk hikayesi başlar...