Basrollerde susan sarandon ve jessica lange'in oynadığı 2017 yapımı tv dizisi.
Bette davis ve joan crawford arasındaki kan davasına dönüşen rekabeti anlatıyormuş.
Kuşkusuz ki klasik sinema severlerin ağzının suyunu akıtacak bir bileşimi var.
izlemek için sabırsızlanıyorum.
Jessica lange'in muhteşem oyunculuğu gerçek hayatta pek de sevimli biri olduğu izlenimi vermeyen joan crawford'ı aşırı sempatik ve trajik bir karakter haline getirmiş.
Susan sarandon'ın bette davis'i de karakter kusurlarının gerçekliğinden şüphe duysam da fiziksel açıdan bette davis'in kopyası gibi.
Senaristler gizli gizli bette davis'e karşı crawford'dan yana taraf tutmuşlar gibi bir hava var. "Bette he dese joan barış yapmayı çok isterdi." demeye getiriyorlar. Ancak bette davis inanılmaz zeki ve kültürlü bir kadınmış. Kin güderek Basit bir mahalle kavgasını sürdürecek bir karakter olduğunu sanmıyorum. Dolayısıyla aralarındaki husumetin burada anlatıldığı kadar basit olduğuna inanmıyorum.
Ayrıca araştırınca davis/aldrich ilişkisinin varlığına dair bir kanıt da olmadığını öğrendim.
Bu yüzden diziyi gerçeklere dayanan tarihi bir dizi olarak izlememek gerek.
Oynadığı her role yakışan Stanley Tucci warner bros'un hergele patronu jack warner'ı, alfred molina robert aldrich'i, Jackie Hoffman crawford'ın hizmetçisi mamacita'yı başarıyla canlandırıyor.
Catherine zeta jones olivia de havilland olmak için fazla genç ve güzel. Ama oyuncunun orjinalini bilmeyenlerin bu durumu dert edeceğini sanmam.
Dizide havilland'ın yerden yere vurulan filmi "lady in a cage"'e özellikle haksızlık edildiğini düşünüyorum. "Lady in a cage" de sıradışı ve çağının ilersinde bir gerilim filmi. Jack warner'ın kocakarı filmleri olarak adlandırdığı bu filmlerin başarısının sadece eski idollerin düşkün halini görme merakından kaynaklandığı iddiasının dizi tarafından da destekleniyor olması da adaletsiz.
Gene de dizi 8 bölüm boyunca yer yer güldürerek yer yer şaşırtarak yer yer de hüzünlendirerek ilgiyi canlı tutmayı başarıyor.