Cenk Koray, Akşam, 13.03.1998
Fethullah Gülen hakkında çok şey yazıldı, çizildi. Kendisini beğenip alkışlayanlar olduğu gibi, o'nu tehlikeli bir mayın olarak görenler de var.
Kuzu postunun altında bir kurtun yaşadığını söylüyorlar. Şimdi böyle uysal, barışçı, mütevazı, birleştirici bir role soyunduğunu ama eline fırsat geçer geçmez kanlı dişlerini çıkaracağını iddia ediyorlar. Bunları iddia edenler neye dayanıyorlar? Sadece arkalarına.
Altunizade'deki ikametgahında kendisine soruyoruz: "Takiye mi yapıyorsunuz?"
Yapsa "evet" mi diyecek.
Ama verdiği cevap müthiş. Peygamber efendimizin "Takiye yapan bizden değildir" mealindeki hadisini hatırlatıyor. Bu bağlayıcı bir cevap. Yarın, öbürgün, bugünkü davranışlarının dışında davranışlar, fikirlerinin dışında fikirler ileri sürecek olursa, bu sözleri çöpe atması gerekecek.
Allah'tan bu kadar korkan, Peygamberi bu kadar seven bir insanın böyle bir yükün altına girmesi düşünülemez.
Fethullah Gülen, 60 yaşında. Sağlık problemleri var. Kalbinde 3 damar tıkalı. Ameliyat önerisine sıcak bakmıyor. Ama gördüğüm kadarı ile kendisine iyi bakıyor. Yemeği özel, otururken sırtına sert bir cisim konuyor. Son derece duygusal. Hele Peygamber efendimizin adı geçince, gözlerine yaş yürüyor. Bunu eğer rol olarak yapabiliyorsa, Oscar'ı dünyada başka kimse kazanamaz.
Papa ile bir görüşme yaptı, hatırlayacaksınız. Bu görüşme bir kısım radikal islamcıları rahatsız etti. Hatta bir kısmı Fethullah Gülen'in Hristiyanlık propogandası yaptığını söyleyecek kadar dangalaklaştılar. Bir an için düşünelim. Hazret-i Musa, Hazret-i isa ve Hazret-i Muhammed, asırlarca aralıklarla yaşamasalardı da bugün yaşıyor olsalardı, acaba arkadaş mı olurlardı yoksa düşman mı?
Aynı Allah'ın bilgilerini taşıyan bu kişilerin dosbt olmaları dışında bir davranış içine girebilmeleri mümkün mü?
O zaman onların taraftarlarının bu kavgası neden?
Ben meseleye bu açıdan bakıyorum. Fethullah Gülen, bugün Cumhurbaşkanının zor becerebileceği bir işi becermiş ve Vatikan'da kardinaller Papa ile görüşmek için aylarca kuyrukta beklerken, o, Papa ile dostluk kurabilmiştir.
Ona bu kapıyı açan nedir?
Cevap= insan sevgisi. Fethullah Gülen denince insanın aklına müthiş bir terbiye, inanılmaz bir edep, özümsenmiş bir tevazu ve okyanuslarca hoşgörü geliyor. Okulları olduğuna dair sözleri reddediyor. Okulların kendisinin olmadığını, o okulların kurulması fikrini ortaya koyduğunu, okulları yapanların o okulların gerçek sahipleri olduğunu söylüyor. Bunu söylerken de buna inanıyor, rol yapmıyor.
Yurt içi ve yurt dışındaki okulların kendilerinden alınıp Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanması düşünülüyormuş. Neymiş efendim, gerici yetiştiriliyormuş. Kuran okutuluyormuş.
Bir okulda Karl Marks'ın "Kapital"i okutuluyor, bunda bir şey yok. Kuran-ı Kerim öğretilirse "gericilik". Kaldı ki bu okullarda Kuran dersi falan katiyen yok.
Moskova, St. Petersburg, Almata, Merv ve Aşkabat'taki okulları gezme ve görme imkanına kavuştum. Rus, Türkmen, Kazak öğrenciler bize istiklal Marşı'nı, şairlerimizin şiirlerini Türkçe olarak okudular. Eğitim pırıl pırıl. Son derece medeni imkanlarla tahsil ediyorlar.
Bana göre bu okulları Milli Eğitim'e bağlamak yerine Türkiye'deki okulları Fethullah Gülen'in idaresine bırakmak daha hayırlı olur. Bataklıkta çiçek kolay yetişmiyor. Biz ise çiçeklerimizi koparmak, yok etmek, soldurmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Yazık! Yazık! Milyonlarca kere yazık!
Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda dünya kamu oyunda en büyük desteği, yurt dışındaki bu okullarda okuyan öğrenciler olacak.
işin özetini bir Rus idareci yapmış: "Rusya'nın hayatında iki önemli olay var: Bunlardan birisi Yuri Gagarin'in Amerika'lılardan önce uzaya yollanması, tur atıp gelmesi, diğeri ise açılan bu okullar" Elalem böyle düşünüyor, biz ne yapıyoruz?
cumhuriyet rejiminin düşmanı olarakta görenler vardır, onsuz bir hayat düşünemeyenlerde.
kör olmakla gerçeklerin farkında olmak bu kadar birbirine zıt iki olgudur işte.
dini saptırmış, cumhuriyete kast eden ve önündeki en büyük tehlike olan ayrıca numaradan ağlayan özdek...
yıllar sonra gelen edit: ben bunu yazdığımda yıl 2007 idi. 10 sene önce... o vakit bütün akpliler, bu müslüman tayfa yuhaladı. bugün bakıyorum ki artık artı oy alıyorum. biz atatürkçüler sizden her zaman daha ileri görüşlü olduk. siz daha çok sürünürsünüz.
12 eylül cuntası sonrası türk-islam sentezi diye yeni br fikir akımı ortaya atan.cuntayı desteklerken bünyesinde bulundurduğu tarikatlarında cuntayı desteklemerinin cemaatlere ne kadar faydalı olacağını anlatan zad. Kimileri tarafından cia tarafından komünizmle mücadele derneğinin kurucuları arasında gösterilen aslında herkesin oyun hamuru gibi hakkında çeşitli teoriler ortaya attıkları dini kurumsallığın ulaştığı son nokta...
vaazlarinda aglayarak insanlari etkileyen nur cemaati lideri. beni kafalama amaciyla verilen vaaz kasetlerindeki bu aglamalarini samimi bulmamistim. cemaatteki insanlar tarafindan kendisine ait mal varligi olmadigi iddia edilir, bu dogru olabilir ama cemaatin lideri olmasi dolayisiyla turkiye de cok buyuk miktardaki paranin yonetiminde soz sahibidir. devletin cesitli kademelerine yerlestirdigi adamlari ve basbakan rte ortami biraz daha hazirlayinca turkiye ye donecegini tahmin ediyorum. cemaatinin yurtdisinda olumlu calismalarinin oldugu inkar edilemez ama kendisinin ulkelerinde rahat etmesini saglayan abd hukumeti tarafindan gelecekte turkiye ye karsi ihtiyac halinde kullanilmasindan endise etmekteyim. endisemi artiran bir baska faktor ise bu insanin iki dudagi arasindan cikacaklari koru korune yerine getirmeye hazir olan binlerce insandir.
nur cemaati'nin lideri olmayan insan .. nur cemaati nin ruhani lideri bediüzzaman said nursi , şu anki somut lideri ise mehmet kutlular dır .
fethullah gulen'in cemaati fethullahçılar diye geçer . hatta mehmet kutlular ile fethullah gülen arasında 17 ağustos depreminin doğa olayı olması veya takdir-i ilahi olması nezdinde bir polemik bile yaşanmıştır. bu aralar soğuk giderler birbirlerine ..
bir adam biliyorum: benim içimden geçenleri uygun bir dille dile getirecek, gerçekleri -sadece gerçekleri- yazan, karşısına dinci, şeriatçı, antilaik kesimi almaktan korkmayan, cesur bir adam biliyorum;fethullah gülen'i kalemiyle dövebilecek: hikmet çetinkaya.
kısaca fetosh olarak adı da geçen ve Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından aranan şahıs. halen amerika'da özel olarak korunan çiftliğinde yaşamını sürdürmektedir.
ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'e dil uzatmış;islamın reddettiği BABA,OĞUL,KUTSAL RUH üçlemesinin öğretildiği,Amerika'nın papaz okuluna bağışta bulunmuş enteresan insan.Maddi durumu yeterli olmayan öğrencilere kurduğu dershanelerde kampa alan ve sabahın köründe namaza kaldıran,oraya giden erkek arkadaşlarımızın bizim yüzümüze bakmalarını engelleyerek nefslerini korumayı değil de kadını direkt olarak meta olarak görmeye iten,yetiştirdiği doktor,avukat vs.lerin kendi adamlarına zorunlu ve bedava hizmet etmek durumunda kaldıkları sadist düşlerimi süsleyen insan.
dünyanın her yerinde okul açmak ve açtığı okullarda öğrencilere türk kültürünü ve türk milliyetçiliğini yaymaya çalışan ve bu işleri 'hizmet' adıyla özetleyen "bence" değerli bir şahsiyet.
Türk Okulları projesiyle adı her zaman yaşatılması gereken şahıs... başka memleketlerde türkçe konuşan, türkçe şarkı söyleyen, istiklal marşımızı okuyan, türk sevgisiyle yetişen insanları gören herkesin minnet duyması gerekir hocaefendiye...
yurt dışında yer alan okullarında aynı zamanda ajan da yetiştiren, sonra bunları türkiye'ye gönderip milletvekili, bakan, müsteşar falan olmasını sağlayan, hali hazırda ülkeyi yönetmekle meşgul olan zat.