yazarlara sen neden falan memlekette yaşıyorsun gelsene istanbul'a denmesi kadar alakasız, absürt, malca bir önermedir. Eğer Amerika ve Türkiye'de de kısmen de olsa özgürlük söz konusu ise herkes istediği yerde yaşarda otururda. Bu soruyu soran kişiler gülen'in Arabistan'da yaşıyor olma durumunda da; on sene sonra bir şeriat devleti kurmak üzere bir orduyla geri dönecekmiş şeklinde geri zekâlıca senaryoları yazacaktı.
90'larda ki çocukça akılların uydurduğu efsaneler:
(bkz: van dame bir tekme atana kadar, buruce lee üç döner tekme atıyormuş olm?)
milyon tane sebep, zilyon tane gerekçemsi bahane sunulabilecek bir durumun didik didik edilmesinin, altının üstüne getirilmesinin insanların fethullah gülen e karşılık gelen tanımlarına pozitif ya da negatif etkisinin olmayacağını bilmek ile, abd de yaşıyor olmak kapsamında ele alınabilecek çeşitli gerçeklerin fethullah gülenin kendi gerçeğiyle örtüşmemesi durumu arasında sıkışan bütün cümlelerin,okurlarını tatmin etmekte zorlanacağı şey.biri kaçtı der,diğeri oradan yönetiyor olayları der,bir başkası oradayken daha iyi hizmet eder der..herkes birşey der ama gerçek ne bunların herhangi biridir, ne de bunların bileşim kümesi..gerçek çok boktan birşeydir bu gibi durumlarda..
elinden gelse, amerika'ya gidebilecek en ufak bir imkanı olsa, vatanseverliği filan sittiredip 1 dakka bile durmadan amerika'ya kapağı atacak müptezellerin eleştirecem derken kıçlarını açıkta bırakmaları durumundan daha kötü bir durum değildir.
"kendini peygamber diye tanıtıyo abd'de" diyebilecek kadar saf salaklar oldukça da gelmez bu ülkeye.
olayı sadece "amerikada olmak", "amerika ya gitmek" "amerikada yaşamak" gibi sığ bir eksende düşünürsek bir çok kişiyi zan altında bırakmış oluruz. ki tavşanın dağ ile münasebetinden başka bir mana ifade etmez.
amerika tartışmasız bir çok alanın en üst noktası olduğu için ülke sınırlarımızı aşan bir çok kişi orada yaşamaya, ziyarete, eğitimi için ya da her ne zıkkımdan ötürüyse gidiyorlar işte. velhasıl kimse için amerikaya gitmek, amerikada ikamet etmek, bir olumsuzluk ifade etmiyor benim açımdan. saçma bir kategorizasyon.
zira en amerika karşıtımız dahi işine geldiğinde amerikaya yönelebiliyor;
ağlayıp zırlamaktan fırsat bulursa ve kendisini alemlere zillet olarak gönderen tanrısı abd vahiy buyurursa tez vakitte ülkemizi nurlandıracaktır tekrar. artık putları mı kırar, yeni bir kabe mi inşaa ettirir bilemem. ihaleyle oluyor o işler malum.
önünde dünya haritası sevenlerine hedef koyuyor, hedeflerinin ne oldugunu hüseyin gülerce gecen gün anlattı, 2020 de (tarih tam dogru olmayabilir) türkiye birlşemiş milletler güvenlik kuruluna seçildiginde, en az 180 ülke temsilcisi ayaga kalkıp alkışlayacak ve türkçe bilen bu temsilciler türkçe tebriklerini sunacaklar türk dışişleri bakanına. bir hafta önceki yapılan türkçe olimpiyatları bu hedefe yakın olduklarının sinyali degil mi?
bu kişide nerde dilerse orda yaşasın, gurbet sürgünü bu insanın, vatan topraklarına dönmesi arzumuzdur, yaptıgı hizmetleri kendi gözleri ile de görmesini dilerim ancak, bir müddet hakkında yapılan propagandaya aldanmış ona kötü sözler söylemiştim, yazık bana, allah affetsin iftiralarımı.