bir vidoda izlemiştim amreika'ya, türkiyeden toprak götürüp de ona secde etmeyi düşünüyordu. ve dini alandaki bu "büyük" düşünce ile benim nezdimde kendisini kanıtlamıştır "en büyük türk düşünürü" olarak. tabi videonun devamında da "şirke girer diye yapamıyorum bunu" diyordu gözyaşlarına boğularak. gene de şirk, benim islâmi kaynaklardan öğrendiğim kadarıyla bir şeyi düşünmek değil de onu diğer insanlara dillendirmek ve sonrasında oluşan durumdu. tabi, yanlış biliyor da olabilirim ama benim bildiğim hâli doğrusu ise, zaten "aklıma şöyle bir şey geliyor" dediğin anda şirk koşmuş oluyorsun. zira bu video kaydını senin haberin dahi yokken bir adam izleyip de uygulamaya geçebilir ve bu da sonuçları itibariyle sakıncalı bir durum oluşturabilir.
sadece üzülüyorum.
bu düşünce beni, düşünce sahibi hakkında ciddi ciddi düşünmeye sevketti.
bu nasıl bir ruhsal bunalım, nasıl bir maddi ve manevi özrün sonucudur ki zeka, vicdan ve his bu kadar iflas etmiştir?
büyük türk düşünürlerinin ikamet adresleri ne zamandan beri Pennsylvania dır?
milletini düşünmekten amerikalara düşmüş garibim.
garibim o kadar düşünceli ki farsça ve arapçayı koluna takmış, türkçeyi çayırlarda gezdiriyor.
kendi adını ve cemaatinin yüceliğini zikretmekten milletinin adını anmaya fırsat bulamıyor.
çapsızlığın boyutlarını buralara vardırmayın arkadaşlar.
beklenen karşı devrim ya da o olumsuz değişim tam anlamıyla gerçekleştiğinde okullarda okutulacak, ders kitaplarına girecek bir cümle.
işin daha kötü tarafı da; o zaman kimse, şimdi bizim yaptığımız gibi "hee, tabi canım."larla işi dalgaya almayacak, aksine buna gerçekten inanacak, zincirlerine alışıp bir süre sonra onları farkedemeyen bir tutsak gibi.
