nurettin veren adlı şahsiyet de amaca giden yolların büyük bir kısmını deşifre etmiştir başlık konusu hadise için.
ergenekon varsa üzerine gidilsin, çökertilsin, yaptıkları ortaya çıkarılsın, suçlular cezalandırılsın.
aklı ve fikri hür yetişmesi gereken bireylere burs vererek veya birçok dalavereyle kendine bağlayan bu yapılanmanın üzerine gidilmeyecek mi? kanıt mı aranıyor? görüntüler ortada.. metinler ortada.. nurettin veren'in söyledikleri ortada.. bir şey yapılacaksa tam yapılsın.. demokrasi diye hukuk diye haykırıyorsunuz yeri geldiğinde, demokrasi de hukuk da bunu gerektirir, özel ya da tüzel her kişiye aynı uzaklıkta durmayı.
ilk postumda kısa bir özetini geçtiğim konuşmanın metni de bu şekildedir, yanılmıyorsam birebir aynısıdır dün sabaha karşı aynı şeyleri fethullah'ın ağzından duydum görüntüleriyle.
“Mevcudiyetimizi hissettirmeden çok ilerilere gitme... Ta ilerilere gitme böyle... can damarları içinde dolaşma... ve sonra eğer dönülüp gelinecekse yara alınmadan, hissedilmeden dönüp geriye gelme meselesi...
ister maddi güçleri bakımından, isterse kendi ülkelerindeki güç kaynakları, gücü temsil eden kaynaklar bakımından, isterse ilim mahfilleri açısından, isterse toplumun büyük kesimlerine, büyük kısımlarına bu duygu ve bu düşünceyle ulaşmaları açısından, belli bir noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar, bu şekilde hizmete devam etmeleri şarttır. Zarûri ve lüzumludur. Yanlış birşey yapar, kıvama ulaşılmadan, özleriyle tam bütünleşmeden, gereken mesafe alınmadan, erken vuruş diyebileceğimiz çıkışlar yaparlarsa dünya başlarını ezer. Ve Müslümanlara Cezayir’deki hadise gibi yeni bir hadise yaşatırlar. Suriye’deki 82 vakası gibi yeni bir fecaat yaşatırlar. Her sene Mısır’da yaşanan fezahat (alçaklık) ve fecaat gibi bir fezahat ve fecaat yaşatırlar. Firavunlar çağını yaşıyoruz. Toprak firavun bitirmek için çok mümbit. Böyle bir dönemde tam özünüzü bulacağınız, kıvama ereceğiniz ana kadar, o kuvveti temsil edeceğiniz şeyler elinizde olacağına kadar, Türkiye’deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır. Her adım 20 gününü doldurmadan yumurtayı kırma gibi birşeydir, civcivleri terk eden kuluçka gibi civcivleri doluya, fırtınaya terk etmek gibi birşeydir. Ve burada yapılan şeyler bunlardır. Burada yapılan şeyler mikro planda dünyayla hesaplaşma işidir... Sesimizi, soluğumuzu, bunca kalabalık içinde ben bu duygu ve düşüncemi sözde mahremce anlattım. Ama sizin mahremiyete sadık, mahremiyet mevzuunda hassas duygularınıza sığınarak anlattım. Biliyorum ki elinizdeki meyve suları, boş kutuları dışarı çıkarken bir çöp kutusuna attığınız gibi bu düşünceleri de –açık olma yanıyla- çöp kutusuna atıp geçeceksiniz. Arzedebildim mi? Sözün senin esirindir, söylersen esiri olursun.”
fettullah gülen'den iyiden iyiye nefret edildiğine dair emareler gösteren bir söz grubudur. ama bi yandan da artık sıkmaktadır böyle şeyler. mümkünü varmı dır yahu bu gibi şeylerin doğru olmasının, elbette safsatadır. iki üç tane cahil adam onun yanına gitti şifa diledi diye. eminim bunu ortaya koyan arkadaşlarda bunun farkındalar, sanırım amaçları bak işte biz demiştik bu adam şöyle böyle alın işte kanıtı demek. ama çoğu insan bunun farkında zaten. sadece bu gibi şeylere girmek istemiyorlar o kadar.
ayrıca eksi oy veren arkadaşlarımızın sadece eksi oylarını değil, iki satır zahmet edip tanımlarının yanında neye katılmadıklarını da güzelce yazmalarını isterük. diğer türlü yemişim ben öyle eksiyi.
gerçekleşmesi hiç de ihtimal dışı olmayan hadisedir.
lakin kendisinin tc'yi iyi etmek için kestiği reçeteyi dün sabaha karşı kanaltürk ekranlarında ilk defa izlemiş bulunmaktayım. ülkenin dört bir yanında birçok kritik noktaya sızdığından tabiki haberdardım, hatta bunu bizzat görmüştüm fakat kendisinin tc için kestiği reçeteyi kendi ağzından dinlemek de nasipmiş.
fethullah diyorki, ülkenin yasama yürütme ve yargı gibi kritik yerlerine tam nüfuz sağlamadan yapılacak herhangi bir hareket intihardan öteye gitmezmiş. sabır edip yasama yürütme ve yargı erklerinde tam nüfuz sağlanmalıymış.
bir kişiye bir ton sebepten hayranlık duyarsınız, seversiniz, benimsersiniz, kendinize role model yaparsınız ama devletin bu kritik makamlarına sızmanın çok önemli olduğunu ve acele etmenin anlamsız olduğunu sabır ederek amaçlarına ulaşacaklarını söyleyen sinsi bir adamın (adama güvenmemek için bir ton sebep var, hepsinin dışına çıkarak konuşuyorum) peşinden gitmeye ne denir?