evliya olup olmadığını bilemeyiz. ama şu gerçekki büyük bir sistem tasarımcısıdır. sevilsede sevilmesede kendisi dahidir. yoksa kim harvard mezununu, stanford mezununu peşiden sürükleyebilirdi.
evliyalar genelde kendini belli etmezler. fethullah hoca eğer evliya mertebesine ermiş biriyse bunu ancak kendisi ve allah bilir.
camide namaz kılmaya giden bir müslüman aklından; acaba burada evliya var mı diye geçirir bunun üzerine yanında ki biri seninle beraber bilmem kaç kişi diye sesli bir şekilde yanıt verir. bu da evliyaların sadece göz önünde ki kişiler olmadığını aramızda ki herhangi bir mü min in de olabileceğini gösterir.
kendisinin mükemmel mütevaziliğine inat müslümanlarda oluşan müphemdir. acaba sorusunu sordurur? acaba allah dostu mudur? acaba günümüzdeki evliyaullahtan mıdır? bunu tabiki allah bilir. ve fakat, görünen şeyin ispatına da bu mülahazada gerek yoktur. (hoca efendi gibi konuştum lem). yani diyeceğim odur ki, bu zamanda bir ömürü hizmete ayırmak, hafız olmak, bir ömür o gözleri kuran yolunda ilim yolunda eritmek. bir nefs cihatı yapmak. belki nebi ye ve hakk a olan cinnet derecesindeki sevgim törpülenir diye, gözlerine başka bir hayali, evliliği, karşı cinsi getirmemek. bir hayat, sadık bir eş gibi, allah a aşık olmak. emek ister, yürek ister, metanet ister, sabır ister, amel ister. iman ister. kişisel kanaatim odur ki, kendisi günümüzün iyi bir allah dostudur ve bir müslümanın bırakın allah dostu olan birine bir müslümana inancıyla ilgili buğzetmesi, ittifakla haramdır. helak olmak için yeterince bir sebeptir. müslüman inancına göre birinin arkasından konuşup gıybetini dedikodusunu yapmak, o konuşulan kişinin günahlarını bir güzel temizleyip, yüklenmek demektir. fethullah hoca da maşallah, bu şekilde var olan günahları tertemiz oldu. adama hiç bir şey bırakmadılar. benim de arkamdan konuşun ulan. söz önümden yesinler demeyeceğim. imana geldim. tayyip i de kıskanıyorum itiraf edeyim.