ihh yetkililerinin "aha da şimdi sıçtık, lan biz hocaya sorduk ve ondan onay aldık zannediyorduk, halbuki sormamışız" diye tepki göstermesi muhtemel olay.
gercek yuzu tekrar gun yuzune cikti ama hala bazilar vardir bunda da bir hikmetdiyor. lan kac yildir kandirildin uyan. bunun derdi muslumanlar degil kendi cemaati.
--spoiler--
fethullah gülen'in bu olayla ilgili yaşanacakları önceden tahmin etmesidir.
Konvoyu sahipsiz bıraktılar:
konvoy taşıdığı yardım malzemelerini mısır üzerinden ulaştırma niyetindeydi, fakat israil ordusu bunu önceden farkedip konvoyu engellemek için müdahelede bulunmuştur. Burada bir koordinasyon eksikliği açık ve net olarak görülmektedir. Koordinasyonu sağlamak hükümete düşerdi. Neticede, bu olayda hem konvoy sahipsiz bırakıldı, hem de diplomatik ve askeri ihmaller görüldü.
yardım konvoyu israil'in insafına bırakıldı:
insanlar kurbanlık koyunlar gibi israil askerlerinin insafına bırakıldı. Akdeniz'de görevli gemilerimiz, jetlerimiz harekete geçirilebilirdi. israil'in işi ateş açmaya dek vardıracağı tahmin edilemedi belki. Ama israil'in daha önce yaptıkları ortada, bu ihtimal de göz önüne alınabilirdi. gece yarısından itibaren gemide "Bizi kurtarın" diyen insanlar uydu yayınında izlenirken, Türkiye'den hiçbir resmi sesin çıkmaması ciddi ihmal olmuştur. Ciddi bir devlet olmak, o 4,5 saatte olaya müdahil olmayı gerektirirdi.
sonuç olarak; bu olayda kimsenin canı yanmayabilirdi.
--spoiler--
böyle bir olayda "israil'in işi ateş açmaya dek vardıracağı tahmin edilemedi belki" sözleri haklıdır. empati yapmak lazım. biz yetkili olsaydık ne yapardık?
israil'in seçenekleri vardı.
1- mantıklı olan; suç işlememek için gemiye müdahale etmemesidir. ancak israil ile mantık uyumlu şeyler değil. faşizmin doruklarında yaşayan korkak bir toplum her şeyden tırsıp köşeye sıkıştığını hissedince hayvani hislerle saldırganlaşır. pekala saldırganlaşmasının sonucu ne olurdu?
2- en fazla hukuksuz bir müdahalede bulunur ve dünya kamuoyunda suçlu ilan edilirdi.
3- israil ise olmadık bir şeyi seçti. insanları öldürmeyi seçti.
şimdi kendimi yöneticilerin yerine koyuyorum. ben yetkili olsam bu üç seçeneği de hesap ederdim. israil bir ve ikinci seçeneği seçtiğinde müdahil olmamam gerekir ki uluslararası kamuoyunda haklı konum sürdürülsün. üçüncü seçenekte korumak için asker gönderme ihtimalimiz var. fakat düşününce türk vatandaşlarını öldürmek ile türk savaş gemilerine saldırmak arasında çok az bir çizgi var. hukuk açısından ise farketmez. yani ha benim sivil gemimi vurmuşsun ha onların yanında gönderdiğim askerleri vurmuşsun. onu yapan öbürünü de yapar, karşılığı da aynıdır. her ikisi de savaş sebebidir. yani asker göndermenin hiçbir anlamı yok. varsayalım vurdukları insanlar bizim askerimiz. hiçbir fark yok. bu durumda yine asker göndermeme gerek yok. benim güçlerimde onları öldürebilir. tek anlamı karşılıklı ölüm olabilir. değişen hiçbir şey yok... askerlerimize saldırdılar yerine sivillerimize saldırdılar diye uluslararası kurumlara baskı yapıyoruz. iç politika nedeniyle bazı şeyleri farkedemiyorsunuz. ama olay oldukça ciddidir. ciddiyetsizliğe götüren ise içimizde bulunan israil yanlıları ve savaş istemeyenlerin propagandası... sanki hiçbir şey olmamış gibi yaşamımıza ve bizi oyalayacak şeylere yönlendiriliyorsunuz. aynı gün deniz kuvvetlerimize yapılan saldırı gözleri olaydan uzaklaştırıp önemsizleştirme çabası haline gelmiştir.
asıl konuya dönersek fethullah gülen'in yardım filosunu eleştirmesi de bir savaşa engel olmaktır. fethullah gülen misyonu barışcıldır ve savaşları engellemeye yöneliktir. insanlar durumun vehametinin farkında değil ki fethullah gülen'in eleştirmesi işe yaramış gözüküyor. gerilimden uzaklaşıp, fethullah gülen'i eleştirecek kadar savaştan uzaklaşmışız...
doğru söylemiş, ihhlılarda şavaşa gider gibi gidiyolar. yardım ayağına savaş çıkartmaya gitmişler, yardım yapacaksan adam gibi yap. banane elin arabından , zamanında satmasaymış toprağını, ihanet etmeseymiş osmanlıya.
dünyanın çeşitli yerlerindeki zalimlerin izniyle açtığı eğitim şirketlerini koruma ve kollama adına geçmişte de defalarca yaptığı üzere ülkenin müslümanlarını bir kez daha incitmeye kalkma girişimdir.
"otoriteye karşı gelmemek" gibi bir kavramla zulmü mazur göstermeye çalışanlar acaba kerbela'da kendilerinin dediğini yapmayıp direndiği için hz. hüseyin'i de mi suçluyorlar?
o islam alemi dışında bir yerlere cemaat siyasetine göre mesaj verebilir. biz ise allah'a dua ediyoruz, zalimlere yoldaş olmuş müslüman kardeşlerimize hatalarından dönmeyi nasip etmesini diliyoruz.
gündemin kendi kontrolünde olduğunu ve artık hamen hemen herşey hakkında yorum yapabileceğini göstermeye çalışıyor. buna alışın artık bir güç dengesi de benim diyor. bütün bunlar onun siyasete gireceğinin ayak sesleridir bence.
(#8284339) nolu entrymde fethullah gülen'in ortamı yatıştırmak ve olayların tırmanıp bir savaşa dönüşmemesi için söylediğine inandığımı yazmıştım. bu savaş bir türk israil savaşı olduğu kadar bir iç savaştır. eksen kayması deyip radikal islamcılığa dönüyoruz diye bazıları bir darbeye veya başka şekil kavgalara dönüştürebilir.
fakat ben aynı görüşte değilim. biri hakkında protesto düzenlemek için protesto edeceğiniz kişiden izin almak mantıksızlıktır. zaten sizin protesto ettiğiniz kişi protesto ettiğiniz şeyi yapmış olsaydı protestoya gerek kalmazdı.
amacı ne olursa olsun fethullah gülen'le farklı düşüncedeyim. yeri gelirse savaşmak ve zalimlere karşı mücadele etmek allah'ın emridir. fethullah gülen'i birebir tanıyan biri olarak söylüyorum; o, her zaman uyumlu olmayı, kargaşa ortamı çıkmamasını öğütler. bir zamanlar bu görüşü desteklemişimdir. hala bir yanım destekler. bütün bunlar dar-ül harp meselesinden çıkar; insanlara türkiye'nin dar-ül harp olduğunu ve dar-ül harp ortamında yeri gelip islami hareketlerden vazgeçilmesi gerektiğini söylemiştir. dar-ül harp meselesini bilmeyenler için açmam gerek. yeri gelecek "toplumda kargaşa çıkmaması için" başörtüsünden vazgeçecek, namazdan vazgeçecek ve ibadetlerinizi kimseye göstermeden gizlice yapacaksınız. bu düşünce ile yıllarca camiye bile gitmeyen nurcular olmuştur. fakat artık türkiye'nin dar-ül harp bir ülke olmaktan çıkması için mücadelenin zamanı gelmiş de hoca efendinin haberi yoktur... belki de haklıdır, hala biz müslüman bir ülke değiliz ve müslümanların üzerine gidilmemesi için sessiz kalmalıdırlar. ben artık daha demokratik bir ülke olarak müslümanların baskıdan kurtulduğu özgür bir ülkede yaşadığımıza inanmaya başladım. yine de arapları çok düşünüyorsunuz diye müslümanları suçlayan büyük bir yazar kitlesinin olması bir yönden fethullah gülen'i haklı çıkartıyor.
acaba biz müslümanlar israil'in yaptıklarına karşı konulup, bir savaş olmasını desteklesek bu ülke içinde yine "irtica hortladı" diye devreye geçecek ve yine müslümanlara zulüm edecek bir 28 şubat süreci yaşanır mı? irtica var diyerek toplum aşırı kutuplaşır mı? kutuplaşmanın had safhalara ulaştığı görünen bir gerçek. fakat bununla mücadele edip haklarımızın da verilmesini istemek zamanı gelmiştir. ben ömrümün böyle geçip gitmesini istemiyorum...
yine üstüne basarak söylüyorum. fethullah gülen'in amacı farklı anlaşılıp, farklı yorumlara neden olmaktadır. fakat ben asıl niyetini bilen biri olarak yumuşamanın gereksizliğine işaret etmekteyim. ayrıca söylediği sözlerde mantıksızlık içeriyor. onun ne amaçladığını düşünmeden yapan bir topluluk var. sadece dediğini yaptıklarından mantık aramazlar. yine söyleyeyim; birini eleştirmek için yaptığınız eylem için eleştireceğiniz insandan veya devletten izin alınmaz. ben bir yazarı eleştirmek için önce ondan "seni protesto edeceğim bana izin ver" mi diyeceğim? hayatta öğrendiğim en önemli şey birinin insafına kendinizi bırakmanızın her zaman kötü sonuçlar verdiğidir.
hatırladığım kadarıyla haklı olduğu tek konu. Belki eleştiren olabilir ama israil uyarısını yapmıştı küçük çocukları bile bile götürmenin ve bunu bizi arkamızdan vuran filistinliler, araplar için yapmanın manası ne o milletin kendi milletdaşları bile yardım etmezken bizimkiler niye böyle bir şeye kalkışıyor. Bu bir intihar değil mi ?
