mor ve ötesi'de festus okey'e bir şarkı yazmıştır.
festus
kim miyim?
emniyette bir zenci.
yaşar mıyım?
şansım yüzde elli.
vurmaz mıyım?
kafamı duvarlara.
az mıyım? yaramaz mıyım?
beyoğlu artık güvenli
lacivert ordu beni de yendi
sordum onları ne gerdi?
farklı olanlar onların derdi
kim miyim? münafık bir yalelli
yaşar mıyım?
şansım yüzde elli.
bulmaz mıyım kendimi kollarında?
az mıyım? yaramaz mıyım?
beyoğlu artık güvenli
lacivert ordu beni de yendi
sordum onları ne gerdi?
farklı olanlar onların derdi
beyoğlu artık güvenli,
lacivert ordu göğsümü gerdi.
sordum onları ne gerdi?
maalesef ki türkiye halkı henüz bir "zencinin" de yaşam hakkının önemli olduğunu anlayacak olgunlukta değilmiş. bize onu gösteren bahtsız insan.
okey'in ölümü, halkımızın sürekli ırkçı, ayrımcı olmakla suçladığı avrupalıların ülkelerinin birinde gerçekleşse muhtemelen o ülke halkının en azından bir bölümü tarafından sürekli gündemde tutulacaktı. türkiye'de ise unutulalı aylar oluyor. hiç umursandı mı deseniz, o bile muamma.
bu şahsın karakolda biten hayatı sonrası, beyoğlu esnafının büyük bölümü polise destek vermiş ve yürüyüş yapmıştır. bu yürüyüşte "beyoğlu harlem olmayacak" sloganları da atılmıştır.
Kendisini öldüren polise 4 yıl ceza verilen, polis mağduru bir dünyalı bir insan.
- kitap yazsa 15 yıl, saç kestirse 22 yıl, poşu taksa 45 yıl, şike yapsa 139 yıl da alabilirdi. Daha acı olanı mahkeme başkanının bu cezanın paraya çevrilmesini talep etmesidir.
"bu kentin sokaklarından Festus geçti, dünyanın tüm sokaklarında hep yerli hep göçmen kalabilmemiz için mücadeleye devam " demiş bANDiSTA, Festus için hazırladıkları EP'ye not olarak.
bu kentin sokaklarından polis vahşeti geçti, festus'un katili olan polisler geçti.
birçoğumuz öldü aslına bakarsan aynı tezgahlarda. lakin gel gör ki, içimizi acıtmadı bir çoğu festus kadar. utanca boğmadı da, sen o kapıdan girene kadar. kendi bokumuzda boğuluyorduk o güne dek...
bir keresinde kendisi hakkında sunum yapmıştım. soruları alırken ''ülkeye yasadışı yollarla girmiş birisi sonuçta'' diyerek katlini kendince vacip kılmaya çalışan insanlar gördüm.
bir daha da sunumlarda ciddi şeyler anlatmamaya özen gösterdim.