illaki yaptıklarımızın tümü mükemmel olacak diye bir şey yok: Çoğu sıradan, nadiren benzersiz olabilir. Peyami Safa'nın da pek çok eseri sadece para kazanma amacıyla ve takma isimlerle yazılmış; fakat "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" değil yazarın kendi eserleri, edebiyat tarihinde rakipsiz anlatımı ve edebi değeriyle kıyas kabul etmeyecek emsalsizliktedir. "Kartal Pençesinde" ve "Cingöz Recai" ile ölçülemez bile. Bizlerin de muhakkak böyle farklı parıltılarımız vardır. Önemli olan ne için yaşadığını bilmek, değerlerimizden taviz vermemektir. Kral adam olmak gerek. Fesli Deli ve Super Mario Burhan Kuzu gibi değil, Üstat Neyzen Tevfik gibi...
Yıl 33'te doğdu Yunan sevicinin biri,
Zoruna gitmekteydi atamın yaptığı harf devrimi,
Gidip ingilize sattı hemen kendini,
Seven gelmesin bu başlığa, fesliyi emi.
Bana dediler hukuk profesörü,
Ben oluyorsam olurdu mahallenin körü,
Aramak suç mu arkadaş hakimi, gecenin biri,
Uyuşturucu taciri diye yakın bari adamı diri diri.
Bayramdır diye bekliyor ruhuna,
Ulu katında makbul olan bir dua,
ikisini de aldın Rabbim yanına,
Farz-ı misal ben etsem hakkımı bu kullarına,
Silinir mi ki; yedikleri kul hakları bir çırpıda.
Ayıp günah demesem sayar dökerim alayının çarkına.
Lakin ar ederim, değmez derim bunlara.