1956 yilinda almanya´nin frankfurt kentine 120 km uzaklikta kurulmustur. ilk kuruldugunda sadece 5 calisani bulunmaktaydi. Italyan bir mühendis, alman bir sekreter ve üc isci.
Daha sonra 2000 m²lik bir fabrikada üretime gecti. 6 ay sonra ferrero´nun 60 calisani bulunmaktaydi. 1957 yilinin sonuna dogru 150 calisani oldu. Ayni yil icinde hedefledikleri üretime ulasmislardi.
2002 yılından beri fındık ihracat şampiyonu olan oltan gıdayı satın aldı ancak hala resmi açıklama yapmadı her iki kurum da. manisa'da da fabrika açıp üretim yapan firma ürünlerinde kullandığı fındığın 80%'ini Türkiye'den alan ferrero, böylelikle fındığa ilk elden daha ucuz ulaşmayı ve maliyetleri düşürmeyi planlıyor.
1946 yılında italya'da kurulmuş olan çikolata ürünleri şirketidir. Kurucusu Pietro Ferrero'dur. Şirketin markaları arasında "Kinder", "Ferrero Rocher", "Nutella" bulunmaktadır.
Türkiye'den fındık ihracatının yüzde 50'sinin Ferrero, Progıda ve Stelliferi şirketleri tarafından gerçekleştirilmektedir.
Türkiye'de yetişen fındığın büyük kısmını alan ferrero artık Türkiye'den fındık almak yerine alternatif olarak farklı ülkelerde kendi fındığını üretmek istiyor.
Fındığın fiyatını belirleyen bir şirketin Türkiye'den ellerini çekmesi ekonomimize pozitif ve negatif etkisi olacaktır.
Eğer kendi fındığımızı uzun zamanlar saklanabileceğimiz depolar kurulursa dış ülkelere ithal edilirken fiyat belirleme işi güçlü taraf olarak üreticiler(Türkiye) söz sahibi olur. Bu durum dış ticaret açığımızın kapanmasına katkı sağlayacaktır.
depolar kurulmazsa; üretici fındığını çürümeden önce hemen elden çıkarmak isteyecektir. Bunun farkında olan büyük yabancı firmalar daha ucuza almak isteyecektir ve fiyat belirleme gücü yabancı firmalara geçecek ve yabancı firmaların istediği fiyattan belirlenecektir. Bu durumda üretici olması gereken fiyattan daha ucuza ithal edecektir. Sonuç olarak üretici hem emeğini alamamış olacak hem de ülkenin dış açığı, depoların kurulmasına karşın daha az kapanmış olacaktır.
Böyle basit bir konuda bile ülke ekonomisi zarar görmektedir. Kırılgan bir ekonomiye sahip olmamak için bu gibi temel altyapıları kurmamız gerekmektedir.
