ünlü fransız tarihçi, coğrafyacı (1902 - 1985); annales dergisinin adıyla anılacak, tarih biliminde bir çeşit devrim yaratmış tarihçilik ekolunun de en önde gelenidir;
braudel, sıradan insanını yanı sıra, coğrafi yapıları, iklimi, gündelik hayatta kullanılan her türlü araç gereci de tarihin öznesi haline getirmiş ve aynı zamanda gerek zaman gerekse mekan algısını kökünden sarsmıştır. tarihçilerin o devirde kullandığı newton zamanını dışlamış ve kitabın anlatımını göreceli zaman üzerine kurmuştur. zamanın hızı gerek mekandan mekana, gerekse hangi zaman türünden bahsedildiğiyle ilgili olarak farklılık gösterir. mekan algısı ise, akdeniz'in sınırlarının konudan konuya göre değişiyor olmasıdır, yani anlatılan sabit bir akdeniz bölgesi yoktur.
tamamlayamadığı fransa' nın kimliği adlı eseri ölümünden sonra yayımlanan fransız tarihçi. maddi medeniyet ve kapitalizm adlı eseri tarihi bir sınıflandırmaya sokan ve üçleme olarak anlatan bir piramit niteliğindeki olgunluk dönemi eseridir.
ikinci kuşak annales tarih okulu temsilcisidir. imge yayınları tarafından "ii. felipe döneminde akdeniz ve akdeniz dünyası" adlı iki cilt halinde basılan kitabın yazarıdır. braudel'in bu kitabı tüm akdeniz coğrafyasının tarihi üzerine yazılmış bir kitaptır bu anlamda bütünsel tarih* anlayışına bir ilk oluşturmuştur. ayrıca geleneksel, siyasi, ulusçu tarih yazımına da bir başkaldırı niteliğindedir. bu çalışma dönemin tarihçileri tarafından çok eleştirilmekle birlikte çok da önemsenmiştir. braudel'in bu eserle tam bir bütünsel tarihe ulaşması mümkün olmamıştır. bunun üzerine annalesçiler yerel tarih ve mikro tarih üzerine çalışmalar yapmayı daha uygun bulmuşlardır.
akdeniz dünyası ile ilgili kitaplarında niyazi berkes ve öğrencilerinn çalışmalarından övgü ile bahseden annales okulundan büyük tarihçi. lakin kitaplarında kendisinin de ifade ettiği gibi-yazdığı dönemde- özellikle- (bkz: ii. philip döneminde akdeniz ve akdeniz dünyası)-isimli eserinde osmanlı tarihi alanındaki araştırmaların yetersiz olduğunu ama umut verici şekilde ilerlediğini belirtmiştir kitabın geneline bakıldığında özellikle osmanlı ve ispanya imparatorluklarını karşılaştırmalı ve oldukça başarılı bir analize tabi tutmuştur diyebiliriz.
Akdeniz denince akla ilk gelen tarihçidir. Kitabında (Akdeniz) o kadar güzel bir dil kullanır ki hiç sıkılmazsınız. Akdenizi öyle güzel yorumlar ve bu yorumları o kadar güzel kabul ettirir ki Artık Akdeniz'e bir tarihçi gözüyle bakarsınız...
hayatı dev bir sorun, bir denklem, daha doğrusu kısmen birbirine bağlı kısmen de bağımsız bir denklemler yumağı olarak düşünün. bu denklemlerin çok karmaşık, sürprizlerle dolu olduklarını ve çoğu zaman "köklerini" keşfedemediğimizi unutmayın.
"... bu eğilim her şeyi, Nietzsche'nin peygamberliğini yaptığı, ressamların da ilk tanıkları oldukları kültür krizine sürükledi... bize kalan o eski mirası hiçbir zaman reddetmedik, ama onun karanlık yanında kalmayı yeğledik. edebiyatın ve söz sanatlarının doruğundaki yunanistan'ı sevmiyoruz artık. kan ve ölüm kokan çekiyor bizi, diyonizyak olan; korkunç mağaraların, mitosların, heraklitos'un, minotauros'un yunanistanı; yaşayan yunanistanı; gerçek olan..."
"güneş -ama trajik güneş. Bayram -ama halkın bayramı. akdeniz -ama buruk ve baş döndürücü akdeniz. yoksulların akdeniz'i..."
braudel'in akdeniz sefalettir diye başlayan kitabının geoges duby'nin miras'ında "yoksulların akdeniz'i" diye bitirdiği akdenizinden. bir başyapıttan...
