hiçbir yerde olmayan, bulunmayan, satılmayan dergi.
bayilerle şu tip diyologlar yaşadım bugün:
-abi bir fermuar.
-kalmadı.
-abi gelmemiş olabilir mi?
-hee doğru gelmedi.
-gideyim ben o zaman.
bu haftaki sayısı ile yayın hayatına son verecek olan dergi. çok ama çok yazık oluyor. kesinlikle penguen ve leman ın üzerinde, eğer bünyesinde umut sarıkaya yı barındırmasa uykusuz un bile eline verebilecek kalitede bir dergi idi.hayranlarını çok üzmüştür.
formatı itibariyle penguene cok benzeyen, keske biraz daha orjinal bi format kullansalardı demek istedigim, penguene rakip olması icin kırk fırın ekmek yemesi gereken mizah dergisi. tabi ustun kardesler * ve emrah ablak takdire sayan saygı duyulacak mizahcılardır, ama 3 cizerle dergi olmuyor ne yazıkki. bi de recep tayyip erdogana fırcabıyık lakabını takmıs dergidir, ki ben hayır diyorum turk mucitleri jurisi tadında. bu kasış niye? tayyip tayyiptir.
kapağında verdiği ayar dikkatimi çekmiş olan dergidir. şöyle ki:
iki şirin konuşmaktadır:
-sen oyunu kime verdin?
-gargamele...
-istikrar şart abi!
-en azından bildiğimiz insan...
fermuarın icadı birçok mucidin denemelerinden sonra gerçekleşti. fermuar 1893 yılında ayakkabı bağlarının yerini almak üzere whitcomb l. judson tarafından abd'de icat edildi. ancak birçok tasarım hatası olduğundan ilk fermuarlar iyi sonuç vermedi. 1913'te gideon sundbach ilk başarılı fermuarı tasarladı. 1960'lı yıllarda dupont firması naylon fermuarları icat etti.
çoğu erkeğin küçükken malum yerini sıkıştırıp "anneeee pipim sıkıştı gel" diye yardım istediği için bilinçaltına yerleşip gelecektede ondan nefret etmesini sağlayan basit düzenek.
en son sayısındaki kapak karikatürleriyle iyicene yardırmış, fakat ilk çıktığı günden bu yana, sayfa sayısı dahil, kalitesi düşen, buna bağlı olarak da, ilk sayılarda göstermelik sayı hazırlama politikasına kendisini kaptırmış, iyicene, ''cüstün-büstün'' dergisine dönen, yine de okumaktan vazgeçilmeyen dergi...