galatasaraylı olup utanç duymakla çok farklı duygulardır. misal ben galatasaraylı olsam, yönetimden utanç duyardım; şu rezil futbolu oynayan takımımdan utanç duyardım; takımda bulunan yabancı sayım 7 iken başkasına brezilya milli takımı yakıştırması yapanlardan utanç duyardım; sevinmeyi öğrenemeyen ve fenerbahçe kompleksi içinde bulunan tüm renkdaşlarımdan utanç duyardım; şaibeyle alınan kupalardan utanç duyardım; üzerinden 10 sene geçmesine rağmen hala aynı plağı çalanlardan utanç duyardım; denizli'deki o 16 dk'dan utanç duyardım; hakan şükür'den utanç duyardım. ben galatasaraylı olsam; kesin bileklerimi keserdim.
fenerbahçe'nin büyüklüğünden ileri gelir. zira bugün fenerbahçe başarısız olduğu için türkiye'nin yarısı sevinirken, diğer yarısı gözyaşı dökmektedir.
sakın bana gs'nin başarısı falan demeyin kendileri öyle düşünseydi saatlerden beri fenerbahçe'yi taşlayan entryler girmek yerine şampiyonluklarını kutlarlardı.
4 mayis 2008 fenerbahce genclerbirligi macinda soylenen eski bir efsane maraton bestesi ile daha da iyi anlasilabilecek olgu.
varsin elalem sampiyon olsun, eglensin cossun, sevinedursun.
sen kupalari almasanda, ne diyelim fenerim canin sagolsun.
yine gelecek o guzel gunler,
bu kalpler seninle cosacak fener
sen kupalari almasan da
senin sevgin bize yeter.
".... olmakla gurur duymak" cümlesinde noktalı yerleri doldurmaktır. her takımın taraftarının boşluğa kendi takımını yazması olayında fenerbahçeli taraftarın bunu gerçekleştirmesidir. olay bu kadar basittir.
birçoklarının aksine oynayacağımız maç öncesi "3 atarız-5 atarız, olmadı bi de final yaparız" tadında "atem tutem ben seni" moduna girmeden, efendi gibi maçımızı oynayıp, hemen akabinde yensekte/yenilsekte kesinlikle abartmadığımız (bkz: sol frame) gerçeğiyle bir kez daha yüzleşince kabaran hissiyat.
fenerbahceli olmanın kendisi tek başına gururların en büyüğüdür o ayrı.
isviçreli uzmanların allah düşmanımın başına vermesin dediği rahatsızlıktır.
ana sebepleri
1. irsî (soyaçekim) Anne ve babanın aynı sendromu yaşamış olması hâlinde çocuk da bu sendromu yaşaması olasıdır Alkolizm, toksikomani, aşırı yaşlılık buna etken olabilir.
2. Gebelik sırasında annenin ve bebeğin karşılaştığı tehlikeler, önemli birer sebep sayılabilir: Çocuğu düşürme denemeleri, özellikle hâmileliğin ilk üç ayında annenin kızamıkçık, çiçek, toksopalsmosis, kabakulak, kızamık, çocuk felci, su çiçeği, mikrobik sarılık, grip, boğmaca, tifüs, kızıl, sıtma geçirmesi gibi. Bu hastalıklardan birine yakalanan kadının, doğacak çocuğunun bu sendroma yakalanmasına sebep olabilir. Gebelikte röntgen çektirme, sigara ve alkol kullanma yine önemli sebeplerdendir.
3. Doğum sırasında çocuğun beyninin zedelenmesi, beynin oksijensiz kalması yine önemli sebeplerdendir.
4. Dört-beş yaşına kadar beyin ve sinir sistemi hızlı bir olgunlaşma (tekâmül) hâlindedir. Bu olgunlaşmayı engelleyen sebepler (enfeksiyonlar, kafa travmaları ve zehirlenmeler), zekâ gelişiminin duraklaması veya aksamasına yol açan tepkimeler bu sendromun oluşumuna etkendir.
kısacası olan olmuştur yeni çocuk yaplır aynı rahatsızlığın tekrarlanmaması umulur.
fenerbahçeli olmayanın anlayamayacağı bir duygudur. takım yense de yenilse de sonuna kadar destek olabilmektir. tüm takımın taraftarlarla bir bütün olmasıdır fenerbahçelilik. işte bu yüzden.
sevdamıza kimse engel olamaz,
bazen hüzün vardır,
bazen mutluluk,
fener sevgisinin adı konamaz,
ne kupa büyüklüğü,
ne şampiyonluk.
Kişinin kendine has gururudur. Lakin ben fb'li, gs'li ya da bjk'li olmayı gurur meselesi yapmayı sağlıklı bir düşünce olarak görmüyorum. Tabii bu tüm takımlar için geçerli olan bir genelleme olamaz. Mesela ben Dortmundlu olsaydım Dortmundlu olmaktan gurur duyardım.
en azından rakibinin her alanda kendisine fark attıgını anladıktan sonra şu anda halihazırda yöneticiliklerini yapan aşagılık maşalar* araciligiyla rakibinin ceza almasını saglamaya çalışan ama aslında tüm türk futbolunu dünyaya rezil ettigini hala anlayamayan klüp taraftarı olmakla gurur duymaktan iyidir.