uefa'nın bu kararı, türkiye liglerini şike olaylarının tescillendiği ligler kategorisine sokmuştur. bu şu demektir; uefa tarafından atanacak raportörler bu liglerin devamı süresince gözlenen en basit olaylar ve her türlü şikayeti uefa disiplin kuruluna rapor edecekler. dolayısı ile verilen 2 yıllık men cezasına ilave edilen o +1'in anlamı şudur ki, bu takım hakkında önümüzdeki 5 yıllık periyot içerisinde gelen en küçük şikayet dahi derinlemesine incelenecek, soruşturulacak ve sonuçları uefa disiplin kuruluna rapor edilecektir.
2006'da italyan seri-a liginde ortaya çıkan şike skandalı sonrası; juventus kulübü küme düşürülür ve seri-b'de -9 puanla başlaması sağlanırken, seri-a'da kalan takımlardan milan -8, fiorentina -15 ve lazio -3 puanla yeni sezona başlayabilmişlerdi. aynı skandala ilişkin açılan davalar sonucu; inter, sampdoria, genoa, reggina, udinese ve verona kulüplerine büyük para cezaları kesilmesinin yanı sıra yöneticileri de 10 yıla varan hak mahrumiyeti cezaları almışlar, italyan futbol federasyonuna bağlı 19 futbol hakeminin 6'sına işten el çektirilirken kalan 13 hakeme de çok ağır para cezaları uygulanmıştı.
sayılan cezalar, italyan mahkemeleri tarafından verildi ve italyan futbol federasyonu tarafından uygulandı. uefa disiplin kurulu verilen kararların virgülüne bile dokunmadan aynen kabul etti. bir farkla ki, uefa tarafından atanan raportörler 2012-2013 sezonuna kadar, yani 5 yıl süreyle her şikayeti, her kanıtı didik didik ettiler, araştırdılar ve uefa'ya rapor ettiler.
dönüp bir de kendimize baktığımızda durumumuzun yamalı bir bohçadan farksız olduğunu görüyoruz maalesef. tff'nin aldığı kararlarda bırakınız! kulüpleri kayıran, iltimas geçen federasyon ve profesyonel futbol disiplin kurulu üyelerini; siyasilerin, milletvekili ve bakanların dahi müdahaleleri olduğu söylentileri ayyuka çıktı. birçok belge ve kanıtlar, ya! karartıldı ya! da sümen altı edildi. inanıyorum ki, türkiye'deki bu skandal boyutları itibarı ile italya'dakinden hiç de farklı değildi. fenerbahçe ve beşiktaş ceremesini çektiler o ayrı fakat diğer kulüpler de asla sütten çıkmış ak kaşık değillerdi.
sonuçta ne oldu? bir kulüp değil topyekun federasyon itibar kaybetti, türkiye itibar kaybetti. şimdi çok sıkıntılı bir süreç başlıyor federasyonumuz için. öncelikle rüştünü ispat ve itibarını geri kazanma gayreti gösterecek. başarılı oldu ne ala! olamadı ise kafasına kafasına vurmaya devam edecek uefa. neticede, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötek olacak.
- böyledir bu işler! elin oğlu gözünün yaşına bakmaz adamın!
adalet yerini bulsun da isterse kıyamet kopsun. Adaletin yerini bulduğu karardır. Aziz yıldırım in sonu gelmiştir ve bu fenerbahçe için çok büyük bir şansdir.
bir galatasaraylı olarak sevindigim karardır. sevinmemin nedeni başkasının mutsuzlugundan mutlu olmak degil.halının altına supurdugumuz yanlışları başkalarının görmesidir. aziz yıldırım'ı her eleştirine fatih terim çok rerörörö savunmasıyla gelen arkadaşlar biraz olsun gerçegi görebilmişlerdir artık umarım. aziz yıldırım ve yıldırım demirören'i sevmeyenler fb dusmanı degildi hiçbir zaman,haksızlıklara dayanamayanlardı. fb 10 yıl da ceza alsa gozumde degeri dusmez hiçbir zaman ama şike yapan ,surekli ortamı geren,psikolojik sorunlar yaşayan tek adamlara da sahip çıkılmaz kusura bakılmasın. tek adamın yuzunden koca camia degerini kaybetmez en azından yurt içinde ama bir an önce aziz yıldırım ve yıldırım demirören uzak tutulmalı spordan. karar da bence yerinde karardır.
çok önceden yapılması gerekendir. Tff gibi 3. sınıf mafyalardan oluşan bir yönetimler 2. sınıf mafyalardan oluşan kulüp yöneticilerinin her türlü tehditinden korkarlar. Bunu bizlere gösteren herkesin Allah belasını versin diyorum. Zamanında bu cezalar verilseydi Aziz Yıldırım gibi şerefsizler için metrisin önünde yatmak yerine sokaklara çıkıp şikeye lanet ediliyordu. şikeyi önce taraftar istemeyecek arkadaş. fenerbahçeli olarak şimdi içim rahatladı işte.