şike sürecinden midesi bulanmış ve aziz yıldırım'dan nefret eden bir fenerbahçeli olsam da takdir edilmesi gerektiğine inandığım başarı.
özellikle 2000 yılından sonra ligde bir iki sezon dışında ilk ikiden alt sıralara düşmeyen, 2 defa ligi son haftada kaybeden başarılı diyeceğimiz bir fenerbahçe var ortada. galatasaray'a kadıköyde kaybedilen super finali saymama sebebim, bu formatın zaten başlı başına saçma olması. o sezon zaten galatasaray şampiyondu.
bence asıl takdir edilmesi gereken şey, şike sürecinden sonra bile takımın dibe vurmaması, evet türkiye'de az da olsa var olan hegomonyası yok oldu. hatta galatasaray'a geçildi. fakat bu süre içerisinde son iki sezondan alınan türkiye kupası ve uefa kupası yarı finali başarıları istikrarı bir şekilde korudu.
galatasaray'ın bu süre içerisinde stadının yapılması ve fenerbahçe'nin durumunun takım üzerinde özgüven patlaması yaptığını düşünürsek, arena'daki 2 galibiyet ve kadıköy'de bazı maçlarda oyun olarak ezilmesine rağmen kaybetmemesi, istikrarın devam ettiğine dair işaretler.
bana kalırsa yandaş medya'nın aziz yıldırım üzerindeki baskıları arttırmak amacıyla göstermiş olduğu çabalarda galatasaray'ı şişirmek de var. tabi medya'nın bu çabasının galatasaray ve türk futboluna özgüven olarak dönmesi çeyrek final başarısını da getirdi, bunu kabul etmek gerekir.
her şeye rağmen baktığımda her yönüyle iki denk takım görüyorum ve beşiktaş'ın da yeniden gelmesiyle üç takımın birden kıyasaya çekişeceği günler yakındır diyorum. tabi son olaylar umarım beşiktaşa zarar vermez.