sadece şanssız bir grupta şansız bir yıl geçirmiştir fenerbahçe. şükrü saraçoğlu stadı yenilendiği için tribünleri yıkık durumdaydı ve taraftar baskısı rakiplere yeterince hissedilemiyordu. bununla beraber o gruptaki takımları değerlendirecek olursa bir şampiyonlar ligi grubunda 4. torbadaki takımın karşısına rakip olarak gelebilecek en kötü 3 takım gelmişti. barcelona'nın yine de barcelona olduğu, leverkusen'in avrupa'yı salladığı bir sezon da fransa'daki lyon efsanesinin yavaş yavaş yükseldiği sezondu o sezon.
artı fenerbahçe'nin tam 3 maçı son dakikadaki gollerle kaybettiğini de hatırlamak gerekir.
hatırladıkça gülmekten gözlerimden şırıl şırıl yaşların aktığı rezil yıl. daha geçen sene galatasaray'ımızın dünyanın en büyüğü olduğunu kanıtlarcasına aldığı uefa ve süper kupa'yı hatırlayan fenerbahçeliler neden galatasaraylı değilim ki diyerek hüzünlenmişlerdir o senelerde.
alay eden beşiktaş'lıların da olduğu sezondur. gülmekten sandalyeden düşücem şimdi. bir sezonda en çok gol yiyen rekorunu da bir maçta en çok fark yiyen rekorunu da elinde bulunduran, arsene wenger'in "böyle takımların şampiyonlar ligine alınmaması lazım" dediği takımın taraftarı bile konuşabiliyor. yüzsüzlük eziklik böyle birşey işte.
alınan sıfır puanla alay etmeye çalışan ezik iğnelemesi. şampiyonlar liginde en çok puan toplayan türk kulübü de fenerbahçe'dir. bu kapağı da iliştir bi yerine.
türk takımlarının avrupa başarısı veya başarısızlığıyla alakalı sohbette her zaman gündeme getirilebilecek konudur.
(bkz: fenerbahçelileri kızdırmanın en iyi yolu)