her takımda olduğu gibi pozitif ve negatif klasiklerdir. fenerbahçe'nin her sene evinde aldığı o seri galibiyetler sonucunda (anladın sen) "bir fenerbahçe klasiği" denebilir. ama bu fenerbahçe şampiyonlar liginde puan alamamayı bir klasik haline getirmemiştir ki, uefa kupası denen, 5 takımlı grup sistemi uygulanırken tel maşa takımların arasından bir kez bile bir üst tura çıkamamayı klasik haline getiren takımın taraftarlarına (bunu da anladın) ya da senelerdir avrupada aynı güney kıbrıs rum kasaba takımına elenen takım taraftarlarına (bak bunu da anladın) malzeme olması acayip gariptir.
fenerbahçe klasiklerini negatif yönden değerlendiren arkadaşa ise şu yönlü yaklaşırım. hani fenerbahçe ile dalga geçiyorsun, kendini tatmin ediyorsun ya. heralde barcelona ya da real madrid taraftarı falansın, eyvallah ne desen haklısın. veyahut "takım tutmuyorum" mu diyorsun? takım tutmayan adamdan hayır gelmez.
genelde kimse sevmez fenerbahçe yi fenerbahçe taraftarı dışında. bunun nedeni son zamanlarda aziz yıldırım dır. ama bir klasik vardır : herkesin bi kuyruk acısı vardır fenerden. o yüzden pek sevilmez.
ezeli rakibinde yedi tane yemek, türkiye kupasını alamamak(üç tanesi ezeli rakibi sayesindedir), her sene şampiyon oldum diye sevinip sonunda babayı görmek. şampiyonlar liginde sıfır çekmek, sigma olomok tan yedi tane yemek. tam türkiye kupasını aldım sanıp ardından beş yemek finalde..devamı gelecek...
(bkz: 2-2 mi), timsah yürüyüşü, stad yakma, ezeli düşmanı Beşiktaş lehine slogan atma,
aziz yıldırımın hakem odasının yollarını aşındırması ve daha bir çoğu.
not: birde o rivaldo'nun 90 da attığı süper gol var. her takıma nasip olmaz o gol.