kişinin; türk tarihiyle, kendi takımıyla alay etmesidir...
fenerbahçe olmasaydı, galatasaray olur muydu?
türk futbolu bu aşamaya gelebilir miydi?
türkiye'de futbol yine de en çok sevilen spor olabilir miydi?
kişi aslında fenerbahçe ile dalga geçmiyor, günah çıkarıyor gibi geliyor.
(bkz: moralini yüksek tut)
(bkz: nazar etme ne olur çalış senin de olur)
kendini bilmezlerin yaptığı bir eylemdir. kıskançlık, çekememezlik belirtisidir. kendi maçlarından ziyade bu gönül verilesi, değerli takımın maçlarını değerlendiren, söz konusu takımın futbolcularının performanslarını haddini bilmezce eleştirenlerin davranış biçimi haline getirdiği bir durumdur.
türkiye'de üç büyüklerden bir takımı tutuyorsanız eğer, diğer ikisinden birinin başarılı olmaması genelde diğer takım taraftarlarını içten içe sevindirir. bu her üç takımın taraftarı için de geçerlidir. bu kural avrupa maçlarında da işler, istisnalar olmakla birlikte. bu böyle. aslında bunu yapan taraftar kendi takımının başarısızlığının daha az göze batacağı için sevinir. diğer taraftan nefret ettiğinden değil kendi takımını çok sevdiği içindir bu biraz da. ve acımasız olur. kimi şakalar yapar, espriler ile yenilen takımın taraftarını kızdırmaya çalışır, bu bir yere kadar anlaşılır da birşeydir. taraftar olmanın tuzu biberidir de. ama doz ve zamanlama önemlidir.
şimdi fener bu akşam az alkmaar'a gerçektende üzücü bir biçimde elenmiş. fenerli dostların yürekleri yanıyor. kimi bunu "kelimeler boğazımda düğümleniyor" diyerek zarif bir biçimde ortaya döküyor, kimi de kendi takımına küfür ederek, yerden yere vurarak rahatlıyor. aynı diğer taraftarların da böyle bir durumda yaptığı gibi.
yani diyeceğim, eleştiri ve espri dozunu aşan dalga geçen entryler en azından sıcağı sıcağına yazılmasa diğer taraftarlar tarafından. azıcık da olsa empati yapılsa ne olur diye düşünüyor insan.
fenerbahce'ye has bir durum değildir bu. nedense herkes herkesle dalga geçiyor bu memlekette.
hiç unutmam galatasaray'ın xamax'ı elediği maç, durum 5-0, dakika 90. o zaman çocuğuz ya, yeneni sadece galatasaray sanıyoruz. malak gibi ekrana bakarken tribünlerin "türkiye türkiye" tezahüratlarını duymuş aptallığım akıl almaz boyutlara ulaşmıştı.
insana "kendi liginde ne yaparsanız yapın ama avrupa kupası maçlarında destekleyelim şu takımlarımızı" dedirtiyor bu hadise de.
türkiye ligindeki 17 takımı da kendine düşman etmeyi başarabilmiş , ezikliğini, avrupa kupalarındaki rezilliklerini sürekli 6 kasım 2002 ile ört pas etmeye çalışan takımla yapılması mübah olan şey. her daim yapıyorum, çok da zevk alıyorum.