derbiyle alakası kalmamış derbi. derbi dediğin de rekabet olur arkadaş. hani rekabet nerde? yok. ulan fenerbahçenin pozisyonu olmaz yener. ceza sahasına giremez yener. ali samiyen de yener. kadıköy'ü hiç konuşmuyorum zaten.
ulan bişey bişey oluyor, pozisyon yok bişey yok o taç kullanıyor o ona veriyor, o vuruyor gol oluyor. fenerbahçe'de hiç olmaması gereken adamlar çıkar galatasaray'a gol atar arkadaş bu nedir ya. önceden bi arap vardı fenerbahçenin adı yok maçta duran topa vurdu mal baraja çarptı aşırtma gol oldu. sora serhat akın diye bi adam çıktı. sonra nobre diye bi adam çıktı ligde galatasaray'dan başkasına gol atmamıştır. bi de bu kör şahin çıktı başımıza. tamam yensinler ama bu adamlar atmasın arkadaş golleri. yeter ya!
fenerlileri gaza getirmekten başka bi işe yaramamaktadır. hakiki galatasaraylıya koymaz bile artık. tamam biraz üzebilir ama fenerliler ne yapsın. adamların bizi yenmekten başka başarısı yok. ne zaman muhabbeti açılsa olum ne koyduk altı sıfır derler sadece.
bir manchester united li taraftar ile fenerbahçeli taraftar başarılardan söz ederler:
+bizim 3 tane şampiyonlar ligi kupamız var.
-off biz de ne gömdük galatasaraya 6 tane.
+bi süper kupa bi de kupa galipleri kupası var unutmadan.
-güzel güzel biz de 10 senedir içerde gs yi yeniyoruz işte.
+tabi lig kupalarının sayısını unuttum.
-doğrudur abi bizim selçuk bile gol attı gs ye.
budur yani.
edit: ahaha eksileyin lan ibneler bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek.*
Medya ve fenerbahçenin psikolojik baskıları sonucunda her zaman galatasaray'ın yenilmesi ile sonuçlanan durumdur.
(Edit: galatasaraylıyım ama malesef durum bu)
eskisi kadar cok buyuk bir derbi olduguna inanmiyorum artik. bunun nedeni bir taraf cok yenmis bir taraf az yenmis degil, futbolun kalitesiyle alakali.
dünya'nın en iyi üç derbisinden biri olarak gösterilse de avrupa'nın şiddeti oldukça düşük derbilerindendir. panathinaikos, olympiakos ile voleybol alanında bile eşleştiğinde 3-4 ölü çıktığını var sayarsak.
daha önce de yazılmış fakat yazmadan duramayacağım
(bkz: el sikko)
barcelona-real madrid maçlarıyla kıyaslayanların aklından şüphe ederim arkadaş.
özellikle son yıllarda futbol kalitesi açısından henüz bir glasgow rangers-celtic derbisi seviyesine yaklaşamamıştır.
fazlası ile abartılmış, gereğinden fazla üstüne düşülen avrupa'da en fazla kızılyıldız-partizan derbileri kadar dikkat çeken futbol müsabakaları.
şimdi biri çıkıp şu dergide dünyanın şu büyük dergisi gösterildi, şu anket şirkeketinde şu oldu diyebilir.
ama somut şeylere bakmalıyız. bu derbiyi kaç yabancı gazeteci canlı takip ediyor, kaç yabancı televizyon kanalı bu maçı veriyor, kaç gazete de haber oluyor?
yani dünyanın büyük derbilerindn olduğu görüşünde değilim. ayrıca aynı şehrin iki takımı olmasının dışında herhangi bir rekabet özelliği de yok. mesela bir real-barca derbisinde siyaset var, bir rangers-celtic derbisinde din var yabancı futbolseverler bunları takip ediyor, yabancı gazeteciler bu maçlara gidiyor. bizim dünyanın 3. derbisi dediğimiz maçı ise 3 yabancı gazeteci takip ediyor.
bu derbi hakkında "büyük derdi değil yeaaa bık bık" diye öten yarrak kafalıların yüzde doksan dokuzunun ezik beşiktaşlı, geri kalanının da diğer anadolu kulüplerinden birinin sempatizanı olduğu elimizdeki istatistiki verilerdendir.
avrupa'nın s.kinde olmayan derbi. gerginliği vs. açısından en önemli derbi filan deniyor ama hangi sene, kaç kanal vermiş naklen? yalanız lan hepimiz. daha çok var öyle avrupa filan.
bu derbinin önemi; dünyanın ilgisinden değil, bu derbi ile ilgilenen taraftar sayısının fazlalığındandır. futbolseverlerin yüzde sekseni bu iki takımı tutmaktadır. bu rakam o gözünüzde büyüttüğünüz avrupa ülkelerinin çoğunun toplam nüfusundan fazladır.