şimdiye kadar sadece rötuşları, olağanları, imkan dahilinde olanları yazan, 6-0 ları, 3 avans 4 te biterleri seyrettiren fakat,
3 temmuz 2011 den bu yana;
bir kulübün ne olması gerektiğini, bir kulüp taraftarının nasıl olması gerektiğini, yaşanan onca olumsuzluğa rağmen, kadrosunun yarısını kaybetmesine rağmen, 17 rakibin birlik olup saldırmalarıan rağmen, sahada yaşananlara rağmen, atılan yabancı maddelerin, yapılan hakem hatalarının verdiği olumsuz havaya rağmen nasıl şampiyon olur un dersini yazan;
futbolcusuyla, yönetimitle, taraftarıyla türk cumhuriyet tarihinin en haksız davası ile karşı karşıya kalınmasına rağmen hala, yine ve yeniden son maç ile yaşanacak o şampiyonluğu yazacak olan ve ne geçmişte ne de gelecekte bir daha 2011-2012 sezonundaki yazılanların üzerine daha büyüğünün yazılmayacağını yazan destandır.
kendisine yapılan onca baskıya, eziyete, zulüme karşı hem sahada, hem tribünde, hem destekte, hem başarıda yazılan bir destandır.
bilinmez belki yerimizde olsalar galatasaray yada beşiktaşta bu destanı yazardı, ancak şuan bir gerçek varsa bu destan fenerbahçe tarafından yazılmaktadır.
son maç kadıköyde galataasray belki bizi yenebilir, belki hep olduğu gibi kupayı bursaya kaptırabiliriz ama bizim için değişen hiç bir şey olmayacaktır. biz bu sene bu camianın asla ve asla yıkılmayacağını gösterdik, biz fenerbahçenin kupalardan ibaret olmayan büyüklüğünü gösterdik.
3 temmuz'dan bu yana dik duran, saygı hak eden takımdır fenerbahçe kabulümüz. ancak soz haftalarda fenerbahçe ihtiyacı olmadığı halde inanılmaz desteklenmekte. tabii ki tff tarafından. fenerbahçe bu zamana kadar bunlarsız ayakta durdu ve saygımızı kazandı. ancak taraftardan tamamen bağımsız, yönetimin hamleleri fenerbahçe'nin onurlu mücadelesine leke düşürüyor.