çevremizde sık sık rastlayabileceğimiz realite. bir nevi fizik kuralı gibi şimdi bu. insan inkâr etse etse kendisini kandırır. biraz da bu yüzdendir bu kadar kıskanılmak... gizliden gizliye hayranlık duyulduğu için fenerliler'e tabi, fenerli olmayan bünye kuruyor kafada saçma sapan hayaller falan sonra inanıyor onlara.
ama biliyor ki fenerbahçe'nin ve fenerbahçeli'nin karizmasına hiçbi zaman ulaşamıycak. gazetede tuttuğu takımın adı ikinci sayfada olacak, televizyon'da spor programlarında en çok fenerbahçe konuşulcak. zor yani zor.
kısaca bu bir kuraldır. çevremizde ne kadar saygın başarılı ve toplumda bi yerlere gelmiş kişilik varsa paso fenerbahçelidir. yani sevmem ama ne bileyim bu nazilerin faşistlerin üstün ırk teorileri gibi bi şey galiba bu.
öbürleri böyle boyacı, luzır, tinerci, homlız ve varoş tiplerdir. ama olsun onlarda toplumsal çeşitliliğimizin parçaları.
boyacı fenerli yoktur hepsi zengin çocuğudur şeklindeki önerme. hadi tamam sözlüğü karıştırıyorsun, cevap da vermek istemiyorum. ama entry i yazarken elini skinden bari çek. boyacı ne demek lan?
...mantığıyla yola çıkarsak türkiyenin bu denli kalkınamamasının sebebi fenerbahçelilerdir. zira salt kendilerini düşündüklerinden ülkeyi bu hale getirmişlerdir şeklinde tamamlanacak cümle.
24. edit : yalan mı yani, bilmem kaç yıldır siyasi, askeri vs vs liderlere bakın, hepsi fenerli. türkiye hep yerlerde, hani ortada bariz bi gerçekten söz ediyoruz.
vallayi de dogru olan onerme. mesela bizim orda at arabacilarinin hepsi besiktasli. galatasarayli esnaf siftahi ogleye dogru yapar. amcamlardan biliyorum. ne lan bu dedim, feneri tuttum. universite falan okudum. pisman degilim.
dogruluk payi varsa da acilarin takimi olmasindan dolayidir. biz desibelle neyle ugrasirken adamlar hirs yapmis toplumda goreceli olarak basarili olmustur.
bu şahıslardan en bilindiği ercan saatçi'dir. aynı anda hem tokmakçılık hem müzik şirketinin patronluğu hem de köşe yazarlığı yapmaktadır. diğer ikisinde ne kadar başarılı bilemem ama köşe yazarlığında öyle etkin, öyle felsefi, öyle sanatsal, öyle güzel, öyle evrensel çalışmaları vardır ki buradaki yazıları taa italya'da le gazetta della sport'un manşetlerini süsler. marca gazetesi ercan saatçi'nin yazı yazmadığı gün basımı durdurur. the bild'in her iki haberinin birinde ercan saatçi'den alıntılar yer alır.
ayrıca kalemi dünya spor gündemini belirler. nah şuraya yazıyorum bu adam olmaz desin koskoca olimpiyatlar, nba, f1 ve daha nice organizasyonlar iptal edilir. o derece başarılı bir bireydir.
9 yaşıma gelmiştim ama bir türlü okuma yazma öğrenemiyordum, maç izliyordum salak salak hangi takımı tuttuğumu bilmeden. bildiğin salaktım. annem bu çocuk kesin galatasaraylı ya da beşiktaşlı olucak ya da içten içe tutuyor da söylemiyor falan demeye başladı.
sonra bir gün fener'in galatasaray'ı yendiği bir maç vardı televizyonda selçuk yula attı, bağırdım vargücümle fenerrrr diye. ekrandaki tüm yazıları okumaya başladım. doğru yolu bulmuştum. annem ağlıyordu.
tam yeterli olmamıştı ama sıradan bir üniversiteyi kazanacak kadar yeterli hale gelebilmiştim öss için. sınavdan birkaç ay önce fener'in maçına gittim, var gücümle destekledim ama fener yenilmişti. ağlıyordum ama yenilmesine rağmen çok sevdiğimi farkettim fenerbahçe'yi. tek farkettiğim bu değildi, kuantum biliyordum artık.
genelde her ortamda kıskanıldıklarına ve sürekli eleştirildiklerine göre el hak doğru olan önerme. zaten nerede bir baltaya sap olamamış insan var fenerbahçeli değil. *