neredeyse türkiye liginin başlangıcı olan 1959dan beri geçerli olan bir durumdur. takımı sahada şampiyonluk kovalarken kendisi tribünde şampiyonluğunu ilan etmiştir.
dikkat edilecek olursa aynı haberde fener başka bir istatistikte de basmış, yazalım.
i."sarı lacivertlilerin bu sezon boyunca ortalama 39 bin 542 taraftar önünde oynadığını belirtirken, sezon içinde..."
ii."kıyaslandığında bu ortalama gerilerde kalırken, Alman Bundesliga ortalama 38 bin 933 futbolseverle Avrupa'nın en çok izlenen ligi oldu. Araştırmanın bir... "
yani biz değil avrupa ortalaması, kralından iyiyiz.
yense de yenilse de her zaman takımının yanında olan fenerbahçe taraftarının göz kamaştıran görüntüsü. ayrıca fenerbahçe'nin taraftar şampiyonluğu sadece türkiye sınırları içinde değil, moskova, berlin, new york, johannesburg, pekin, mexico city şehirlerinde de geçerlidir.
avrupada en çok tanınan, her yabancı takımın, gerek futbolcularının gerekse taraftarının $a$ırarak ilgiyle izlediği tek taraftar çar$ı' dır. ama yok, ben götten sallıyorum tabi, çünkü, e$$ek kadar stadı dolduran bir grup taraftar sadece sayıları fazla olduğu için çar$ı' dan daha iyi taraftar oluyor. neden mi böyle oluyor? çünkü paraları var, her maç o kadar insan dolduruyor orayı. fenerbahçe-be$ikta$ maçlarında, 50 bin ki$i 2bin-2binbe$yüz ki$inin sesini bastıramıyor. ama onlar en iyi taraftar. dünyada 134 desibel yapıp ses rekoru kırıyor bu sayıca az olan topluluk, fakat o kadar kalabalık olan insanlar topluluğu en iyisi oluyor. sonra neden fenerbahçe olunca konu herkes savunmaya geçsin ki? çünkü fenerbahçe hep bele$e konmaya çalı$ıyor. kar$ıla$tırılabilecek, üstünlüğü sağlıyacak daha yüzlerce olay aklıma gelirken, bunların yanında bir dü$ünce beliriyor. acaba fenerbahçe bu istatistik için o adresini bile vermedikleri yabancı siteye para mı verdi ya da bunun tamamı bir düzmece olabilirmi?
neden olmasın? aziz yıldırım, galatasaray $ampiyon olduğu zaman ben ba$kanlığı bırakıyorum diye bir açıklama ile dikkatleri üstüne çekmedi mi? insanların $ampiynluk heveslerini, medya açısından kursağında bırakmadı mı? her gün, $ampiyonluklarıyla ilgili güzel bir haber okumak için gazete alan o insanlar aziz yıldırım' ın o saçma sapan, tek amacı zaman kazanmak olan beyanatlarını okumadı mı?
ben bir be$ikta$' lıyım ama haksızlığın takımı olmaz. sadece ikisini saydığım gibi yüzlerce örnek olmasına rağmen, aklıma bir $ey daha gelmiyor değil.. bu istatistiğin amacı sadece kalabalık olmak mı? madem öyle fenerbahçe neden her kadıköy' de olan be$ikta$ maçında kendi semtinde kovalanıyor? en çok ki$inin fenerbahçe' nin stadında olması mıdır en iyi taraftar olmak? 4 tribünde sırayla sarı-lacivert-$ampiyon-fener diye bağırmak mıdır en iyi taraftar olmak?
iyi bir sonuç çıkarmak istiyorsanız, iki takımın maçlarına da gidin.. vicdanınıza bırakıyorum sadece..
bilet fiyatları her maç, kale arkaları 27,5 ytl- 40 ytl, fenerium üst tribün 60 ytl- 80 ytl fenerium alt tribün 160 ytl- 225 ytl, çocuk bileti 100 ytl olsa da stadını dolduran fenerbahçelinin hakettiği istatistiktir. üstelik bu büyük taraftar korkunç şekilde kaybedilen bir şampiyonluğun ardından hemen bir sezon sonra 35 bin adet milyarlık kombineler alacak kadar da bağlıdır takımına. bilet fiyatları numaralı tribünü 20 ytl olan ali samiyen seyircisi stadı dolduramıyorsa ben güleyim onlar ağlasın. yeni yetme 5 senedir futbol takımı tutan ufaklıklar gelip burada ahkam kesmiyor mu, delirmemek elde değil.
yazılanlara bakıldığında aklıma birbirinden ilginç konuları getiren başlıktır. şimdi bu başlık altında çemkiren fenerbahçe taraftarı dışındaki ümmet bilmelidir ki bu istatistik biliminden faydalanarak elde edilmiş bir araştırma sonucudur. biz de taraftar deyince aklımıza gelen 90 dakika boyunca böğürmek, tabir-i caizse fallik esprilerle ve zeka düzeyini belli eden dövizler ve pankartlar hazırlamak, karşıdaki rakip ne olursa olsun fenerbahçe'ye ve aziz yıldırım'a küfretmektir. . budur bizdeki iyi ve yaratıcı taraftar anlayışı ve profili. ama bir de şu gerçek var ki işte bunu da fenerbahçe taraftarı gerçekleştirmiştir. geçen yıl kıl payı kaybedilen ya da kaybettirilen şampiyonluk sonrası dahi yaşanan travma döneminin akabinde bile feneriumların gelirinde gram eksilme meydana gelmemiştir. yani fenerbahçe taraftarı takımına ekonomik olarak desteğini devam ettirmektedir. fenerbahçe piyangosu ve fenerbahçe kart fenerbahçeye 11 tane daha appiah alacak parayı sağlamıştır. her maç ortalama %75 kapasiteye oynamıştır fenerbahçe. bir futbolsever olarak ve çevremde fanatik düzeyde galatasaraylı ve beşiktaşlı dostlarım ve kuzenlerim olması sebebiyle bu sene her iki takımın maçına da total olarak 14 kere giden bir fenerbahçe taraftarı olarak şunu söyleyebilirim ki fenerbahçenin doluluk oranı ile bu iki takım kıyaslanamaz bile. ali sami yen ve inönü sadece ve sadece derbi maçlarda full çekmiştir. he konu bağırmaya gelince orada da bizim onlardan geride kaldığımızı net şekilde söyleyebilirim. çünkü beşiktaş taraftarı ve galatasaray taraftarı genelde kendi takımlarına destek olmanın yanında kaybedilen her maç sonrası kendi futbolcusunu ve yönetimini ıslıklamakta ve istifaya davet etmektedir ve bu yüzden de bizden daha çok bağırmaktadır. bizim problemimiz ise şudur ki genç fenerbahçeliler ile esenler grubu arasında çıkan husumettir. ama bu sadece ve sadece migros açığı bağlamaktadır. stadı bilenler bu olayların takıma destekte bir halel sağlamadığını gayet iyi bilirler. ayrıca beşiktaş taraftarları arasında çıkan tartışmayı da unutmamak gerekir. çarşı grubunun yönetime destek çıkmasından ötürü "çarşı noluyo götün başın oynuyo diyerek" açıktan ayarı alması hala akıllardadır. burada fenerbahçeye çemkirerek aradaki puan ve ayar farkını kapatmaya çalışan arkadaşlara da gelince burada entry girerek değişmiyor bazı gerçekler. gidin gs store'dan don alın ya da bjk store'dan şapka ve sonra istediğiniz gibi bağırın. inönüde büyük puntolarla yazan "gerçek taraftar korsan ürün almaz" yazısını boşuna yazmamış tüpçü. ki doğru da yazmış. ayrıca zamanında ergün gürsoy'a saldıran bir ultraslan çocuğu da uzun kollu forma isterim diye kameraların önünde ağlamıştır ve bu ergün gürsoy'un fenerbahçe bizi her alanda geçti vecizesine sebep teşkil etmiştir. feneriumların geliri 20 milyon dolar iken gs ve bjk'nin total geliri 11 milyon doları ancak bulmamaktadır. ayrıca inönü 32 bin ali samiyen ise 18 bin kişilik bir kapasiteye sahiptir. mabed * ise 55 bin (yazıyla elli beş bin) kişilik bir kapasiteye sahiptir. velhasılı kelam taraftarlık kriteri eller dışarda sırf rant için yönetime alkış tutmak değildir. gerçek taraftarlık son dakika kaybedilen bir şampiyonluk sonrası dahi elini cebine atıp kulübüne destek olabilmektir. bu yüzdendir ki şampiyon belli siz aranızda kapışın ikincilik için. ki zaten de öyle oluyo.
ah şu gerçekler, ne kadar acı, hele bir de karşınızda anlamamak için şartlanmış bir topluluk olunca, gerçek merçek farketmiyor...
yani aklı başında her insanın rahatça yapabileceği, basitçe bir araştırma yapılmış ve bu araştırmanın sonunda fenerbahçe'nin en çok taraftara oynayan takım olduğu gerçeği ortaya çıkarılmış, kaldı ki bu tüm türkiye'nin bildiği bir istatistikti zaten, malumun ilanı gibi birşey yani...
ama eziklik dedikleri böyle bir şey olsa gerek, mevzu bahis fenerbahçe olunca hemen savunma mekanizması devreye giriyor, yok iki üç sene biz falan yerde birinciydik *, yok stat kapasitesine göre biz birinciyiz* yok cart, yok curt, ayıp ya hakkaten ayıp...
ilahi ezeli rakip, ebedi dost rakiplerimizin taraftarları, alem adamlarsınız, iyi ki varsınız, siz olmasanız kime güleceğiz biz bu kadar... *
vay be dedirten istatistik.zaten galatasaray mahvetti bu türk futbolunu.taraftarından da bu beklenir.utanmasa uefa kupasını aldım diyecek.zaten avrupada kime türkiye desen fenerbahçe diyor.
fenerbahçe cephesinde büyük sevinç yaratan olaydır. birkaç sene önce de göztepe taraftar şampiyonu olmuştu tsl'de ama fenerbahçe'liler kadar sevinmemişti hiç kimse. galatasaray da en kötü sezonunda atatürk olimpiyat stadında böyle bir başarı kazanmıştı ama kimselerin aklına gelmedi bunu "taraftar şampiyonluğu" şeklinde onurlandırmak. ah fener ah, sen nelere kadirsin.
türkiye'nin en büyük taraftarı fenerbahçe taraftarıdır, bazı hazımsızlar ne kadar çatlasa da patlasa da bu böyledir, tartışmaya bile gerek yoktur, yani bu kadar basit bir hadiseyi bile, sağır sultan duydu, ama bazı arkadaşlar bir türlü duymak istemedi, hep görmezden geldi...
yeter artık, yüzleşin şu gerçeklerle yahu ! kaç kaç nereye kadar !
şimdiiii,
+kendi başkanını küfrederek yollayan takım taraftarı kim?
+beykozsporla oynanan hazırlık maçında, üstelik şifresiz kanaldan yayınlanan bir maçta, 90 dakika boyunca fenerbahçe'ye küfreden taraftar kim?
+kadıköyde boş iskeleyi basıp maça tek gelen taraftarlara ve çoluğunun çocuğunun rızkını kazanmaya çalışan taksicilerin ekmek teknesine saldıran taraftar kim?
+stadında 16 yaşındaki bir çocuğu öldüren takımın taraftarı kim?
+istiklal marşı okunurken küfreden taraftar kim?
+trabzon'da maç dönüşü bir kahveyi basarak, kahvede oyun oynayan ve maçla alakası olmayan garibanlara döner bıçaklarıyla saldıran taraftar kim?
+daha bu sezon iki tane futbolcusunu küfrederek takımdan yollayan taraftar kim?
+geçen sene trabzonspor maçından önce küfretmeme kararı alan, ama ne hikmetse bu kararı 90 dakika bile uygulayamayan taraftar kim?
+hakeme saldırmak için sahaya atlayan taraftar kim?
+kendi tribünlerindeki başka bir grubu satılmışlıkla suçlayan taraftar kim?
+anneler gününde " bazı insanlar anılarıyla, fenerli olanlar ise analarıyla anılır " gibi şerefsizce bir pankartı, çok iyi bir bok yemiş gibi, tribünlerinde gururla dalgalandıran taraftar kim?
tüm bu vukuatları işleyen taraftar topluluğu kim? kim? kim?
bunları görmezden gelmek için ya kör olmak ya da hayata siyah beyaz gözlüklerle bakmak gerekir !
sayısal anlamda doğru istatistiktir. netice itibariyle 50 bin kişilik dolan bir stad, 35 bin kişilik dolan staddan daha çok para getirir. Allah için fenerbahçe stadı gibisi de yok türkiye' de.
ama birde içindekilere bakmak gerekir o stadın. hani önemli olan boyu değil, işlevidir ya. o olay. 2000 kişinin çektiği pınarbaşıyı dut yemiş bülbül gibi dinlememek gerekir. takımına hep destek tam destek gerekir, futbolcunu dövmemen gerekir, amigolarını muhalefetin üzerine salmaman gerekir. kendi içinde huzuru sağlaman gerekir. gerekir de gerekir.
hani elma ile elmanın toplanması vardır, stad olarak inönü bir saracoğlu değildir, doğrudur. ama taraftar olarak da fenerbahçe taraftarı beşiktaş taraftarı değildir. avrupa kısmısından örnek vermek gerekirse, çekilen şutu alkışlayan m.united seyircisimi daha çok haz veriyor, yoksa you will never walk alone söyleyen liverpool seyircisimi.
ha birde çok dip not; ulan beşiktaş seyircisi şampiyonluğu unuttu, gireni çıkanı unuttu, hala her maç stad dolduruyor. beşiktaş seyircisi iyi gün dostu değildir.
türkiye'nin en büyük taraftarının beşiktaş'tır. bunu ne siz, ne zaman ne de başka bir olgu değiştirebilir. çünkü 3 sezondur şampiyonluktan uzak bir takımın stadının doluluk oranı %90. ama fenerbahçe'ye bakın, iddialarından uzaklaştığı zaman o koca stadda bomboş tribünlere oynuyorlar. avrupa'nın ses rekorunu kıran taraftarlar da beşiktaş taraftarları. tottenham önünde berbat bir oyunla mağlup olan takım beşiktaş ama karşı takım futbolcularını alkışlayan yine beşiktaş taraftarı.
şimdiiii,
+tesisini basıp kaptanını döven taraftar fenerbahçe taraftarı
+stadı terkeden taraftar fenerbahçe taraftarı
+avrupa maçında birbirini döven taraftar fenerbahçe taraftarı
+iyi oynayınca en büyük fener, kötü oynayınca rezil fener diyen, futbolcusuna söven taraftar fenerbahçe taraftarı.
beşiktaşlıların dikkate almadığı istatistikmiş efendim. ama tabi ya, adamlar o kadar bağırıyor kartal gol gol gol diye, hem nükleere de karşılar. ne büyük iş değil mi. fenerbahçe taraftarı, takımına maddi manevi desteğini hissettirmek, eğlenmek ve maçı izlemek için stada gidiyor, maça bakmadan, pozisyonlara tepki vermeden böğürmek için değil. siz ne kadar çatlasanız da patlasanız da desibel rekoru kırsanız da, saracoğlu'nda galip gelince ötüp, inönü'de susturucu golüyle yerinize oturup ağlasanız da seviyoruz sizi biz ya, vallahi bak gerçekten. ömrünüz fenerbahçe'yle oynayıp onu yenme ihtimalinin güzelliğini beklemekle geçiyor ya, yanarım yanarım ona yanarım. doğru istatistiktir, kapı gibidir.
siyah beyaz gözlüklerle bakan yazar kardeşlerimizden beşiktaşın birinci olduğunu öğrendiğimiz istatistiktir, yani buna karşı çıkıyorlar ya daha ne diyeyim, göz var nizam var...
stat kapasiteymiş *, sanki birileri kafalarına silah dayıyor stat yapmayacaksınız diye...
ayrıca;
en iyi taraftar olmak, takımına en çok katkıyı sağlamaktır, her maçta takımının tribünlerini tıka basa doldurmaktır, takımının lisanslı ürünlerinin satılıdığı mağazaları vergi rekortmeni yapmaktır, kulübünün spor kulübü olmadığını unutmamaktır, tüm branşlarda takımının yanında olmaktır, amaçsızca tezahüratlar * yaparak kendi futbolcusunu baskı altına almamaktır, adam olmaktır adam, bir hafta önce " adam gibi adam atam " pankartı açıp, ertesi hafta kadıköyde istiklal marşı okunurken küfür etmeye başlamamaktır, anneler gününde ezeli rakibinin başkanının ölmüş annesine küfür etmemektir, delikanlı olmaktır, deplasmana geldiği kadıköyde " boş " iskeleyi basıp, münferitlere saldırmamaktır, işkembe-i kübradan sallayarak, entel dantel pankartlar açarak en iyi taraftar olunmuyor maalesef...
edit: ayrıca hasılat şampiyonunun da açıklanmasıyla beraber, açık kalan bazı çenelerin kapanması beklemekteyim...
basit bir örnek, şükrü saraçoğlu kale arkası kombine bilet fiyatları 450 ytl, inönü eski açık 150 ytl...
taraftar dediğin böyle olur takımını yalnız bırakmaz dedirten haber. ayrıca bursaspor un galatasaray dan yalnızca 6 seyirci eksiğiyle 4. olması insana ayrı bir mutluluk verir.