günümüzde bab-ı ali'de herhangi bir gazetenin spor müdürü olunabilmesi fenerli olunması şartı arandığına göre, bütün türk medyasıdır. onlar için iki şey vardır, fenerin kazanması ya da kaybetmesi. isterlerse başarılı bir teknik direktörü, futbolcuyu takımdan gönderebilirler, bu onlar için çocuk oyuncağıdır. ezeli rakibi ligte maç kazanmış, onlar için mutlaka bir şike olmuştur, uefa kupasını kazanmışsa turnuva boyunca bütün maçlar tesadüfi olarak kazanılmıştır. milliyet gazetesinden örnekler gösteriyim, diğer gazetelerde de bolca örnek görebilirsiniz.
tarih 11.05.2006 (ertesi günü) http://www.milliyet.com.tr/2006/05/11/spor/aspo.html
özellikle şuraya dikkat: "Son dönemde özellikle Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan Polat'ın sataşmalarına hedef olan ancak, kupayı kaybetmesine karşın yazılı bir açıklama dışında ezeli rakiplerine yanıt vermeyen Fenerbahçe yönetimi, lig maçları bitene kadar susma kararı aldı."
iyiden iyiye gene yüzünü göstermiştir kendileri. her kadıköy'deki fb-gs ve fb-bjk maçlarında ortamı gerebildikçe geren bu medya, gs şampiyon olunca azize yıldırım'ın istifa müsamerisine focus olan kendileri, şu aralar "bakın ingilizler ne kadar medeniler biz de medeni olalım. gsliler feneri alkışlamalı.." kampanyası düzenlemekteler. hem böylelikle gsnin şampiyonluklarını her fırsatta es geçen kendileri fenerin ağlamalı blöflü şaibeli * şampiyonluğunu yüceltmekte, hem de canı ciğeri takımlarının çok rahat bir ortamda oynamalarını sağlamakta. evet, sizin mondragon'a attığınız bombayı, "g.t.nüzden s.ktik mi" yazan centilmenlik abidesi pankartınızı, gerets'e atılan yabancı madde yığınını canı gönülden alkışlıyacaz. yersen..
elano iyi oynamıyor, arda formsuz, kewell sakat yollansın haberleri yapar. madem bu kadar galatasaray ı düşünüyordun neden mustafa sarp ı, barış özbek i yollamayı düşünmedin? onlar daha kötü oynamıyor mu? çünkü korktuğun adamı yollamaya çalışırsın sen.
"fenerbahçe medyası" diye bir kavram olmadığı halde, anti fenerbahçe hareketinin başını çeken, ünlü entellektüel hıncal uluç tarafından zorla literatürümüze sokulmaya çalışılmıştır ve hala da bu çalışmalar tam gaz devam etmektedir, işin ilginç yanı, zavallı bir güruhun da bu safsatalara, deli saçmalarına inanıyor olmasıdır...