yıllar önce tam olarak ittifak denilmesede iki kulüp arasında bir centilmenlik anlaşması vardı.
şöyle ki; iki kulüp aynı bir oyuncuya ya da aynı kulüpten iki oyuncuya talip olduklarında piyasayı yükseltmemek adına önce birbirleriyle görüşüp ortak bir yol bulurlardı. böylece kulüplerin zarar görmemesinin önüne geçilirdi.
nitekim fenerbahçe zamanında ümit bozkurt'tan bu centilmenlik anlaşması yüzünden vazgeçmiştir. zannedersem 2000 yılında yusuf şimşek yüzünden yaşanan gerginlikle bu anlaşma son bulmuştu.
bi tarafta "kulüpler birliği bize yakışmaz, biz öyle dandik kuruluşlara tenezzül etmeyiz" dedikten bir müddet sonra ezeli rakibinin başkanı işbu kuruluşun başkanlıgından ayrılınca mal bulmuş magribi gibi hemen baskanlık koltuguna oturan bi başkana sahip fenerbahce, diğer tarafta yıllar önce üç büyükler diye anılan grubun bi üyesi olan ancak son 13 sezonda sadece 1 kez şampiyon olabilmiş, her şampiyon olamadıkları sene ağzından tükürükler saçarak medyaya, hakemlere ve ezeli rakiplerine saldıran bi yöneticiye sahip beşiktaş. ne diyelim, allah mesud bahtiyar etsin...
besiktas 'in bazılarının aksine gelmeyeceği ittifaktır. hiçbir takımın sevmediği, yeri gelince spor yazarlarının yalakalık yaptığı, yeri geldiğinde azizin kıçına giren, yeri geldiğinde futbolcusunu döven taraftar profili beşiktaş a da uymaz.
beşiktaş arada bir kadıköy e gelir, ayarı verir, geri döner.
(bkz: 17 nisan 2005 fenerbahce besiktas macı)
galatasaray beşiktaş ittifakından, fenerbahçe'ye sıra gelmeyecek ittifaktır. adamlar ancak kafa tutabiliyor fenerbahçemize ne yapalım.*
(bkz: saygı duyarım)
fenerbahçe'nin bazılarının aksine gelmeyeceği ittifaktır. bir yıl dost, bir yıl düşman olacak kadar bazı klüplerle sırnaşan, yeni gelince yalakalık, yeri gelince küfreden taraftar profili 12. adama, piyonluk da fenere uymaz.
fenerbahçe, yılda bir kere inönü'ye gelir, antremanını yapar gider.