fenerbahçelilere göre kupa büyüklüğüyle ölçülmeyecek büyüklükmüş. sanırım futbolda amaç kupa kazanmak. kimse babasınını hayrına futbol oynamıyor ki bu zamanda. galiba kupa kazanamadıkları için bu tarz bir açıklama peşindeler.
(bkz: kupa beyi galatasaray)
(bkz: kupa kızı fenerbahce)
fenerbahce büyügüm der durur avaz avaz. galatasarayin büyüklügünü ise dünya kabul etmistir, hatta istatistiklere bakilinca kimin daha büyük oldugu dahada acik görülür.
daha dün fenerbahçe'nin türkiye'deki diğer takım taraftarlarınca avrupa'da bile neden dışlandığını anlayamadıklarını dile getirip fb yi turk takimi degil de dusman gibi gormek yerine sevilla'ya karşı destek talep edenlerce mercek altına alınması gereken başlık.
hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız, hepimizin tuttuğu takımlar var. bununla beraber fenerbahçe'nin sevincine ve gururuna yürekten katılıyoruz. ancak bu başarıyı döndürüp dolaştırıp diğer türk takımları ile kıyas platformuna getirmenin fenerbahçe'ye getirisi ancak ve ancak antipati olur.
aziz yıldırım bunu anladı ve dün çok güzel açıklamalar yaptı. umarız fener taraftarları da aynı olgunluğa erişir.
ilk defa bir avrupa kupasında çeyrek finale çıkmasıyla bu raddeye vardırıldıysa, allah saklasın şampiyon olursa kim bilir neler olur dedirten büyüklüktür. ben böyle entarinin ta...
Bu maçın tek hikayesi var... Bir baş kaldırışın, kabullenmemenin, teslim olmaya isyanın dakikalarını izledik aslında. Hiçbir Türk takımı, böylesine küçük görüldüğü bir karşılaşmayı, bu kadar başı dik ve inançlı oynamadı. Elinden bu kadar kaçırdığı avantajı yine yakalayıp, tekrar güce dönüştürmedi, ipleri elinde tutmak adına bu kadar enerji üretmedi. Sevilla karşısında 2-0, sonrasında 3-1 yenik duruma düşüp, her yumrukta yere devrilip, sonra hiç bir şey olmamış gibi ayağa kalkmak ve savaşmaya devam etmek her takıma ait bir özellik değil. ispanya'da şok yaşanıyor, 9'uncu dakikanın alaylı gülüşlerini taşıyan dudakların, daha sonra nasıl ısırıldığını izliyorduk. Avrupalı Fenerbahçe'yi öğreniyordu. Adama çarşambayı gösterip, perşembeden mahrum eden bu delikanlıların 100 yıl önceki büyükleri, koca bir devleti kurmak için kanlarını döküyorlardı. isyan, Fenerbahçe'nin genlerindeki en kuvvetli DNA'dır. Her şey değişir, tek değişmeyen bu inattır. Bunu önce işgalciler öğrendiler. Bundan sonrası için sıraya girsinler.
En güzel tanımı merhum islam Çupi tarafından yapılmış olan büyüklüktür. Burada üzerine bir tanım yapmaktansa sanırım rahmetli Çupi'nin eşsiz satırlarını aktarmak daha doğru olacak.
--alıntı--
Türkiye'de, Fenerbahçe Cumhuriyeti sağlıklı, başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz...
--alıntı--