çoğunlukla jelibon metalci gençliğin beğenmediği gitar. kimi enstruman sitelerinde hakkında bu gitarla bir tek blues yapılır başka işe yaramaz denir. daha vahim olanı bu gitara modifikasyon yapmaktan söz edenleri görürsünüz ki gülmekten altınıza sıçarsınız. öncelikle şunu söyleyelim. her işi yapıp yarım yapmak var, sadece bir işi tam ve hakkıyla yapmak var. sanırım telecaster ikincisi olur burda. efekt yememekte ısrarcıdır zira kendisi. ben kendi sesimi çıkartıp sana duygularımı vermek istiyorum der inatla. eğer siz heavy, thrash falan filan metal tonu arıyorsanız küser. git jackson al, esp al der... bence de gidin esp alın. bok gibi bu telecaster. blues da müzik mi canım?*
Yeni yetme veletlerin bu gitari batuhan mutlugille anmasina deli oluyorum. Bircok efsane kullanmis bu gitari batuhan mutlugil ne lan ahsjsjajs.
Tanim: gibson les paul ve strat arasi her yola gelen vintage gorunumlu elektro gitar. Nedense ulkemizde stratin kucuk kardesi gibi bakiliyor. Halbuki alakasi yoktur. Zira 70 lere baktigimizda bircok unlu gitarist bu gitarla anilmistir. En onemlilerinden biri jimmy pagedir. Stratin clean tonu her yola gelmez benim gorusum. Tonu enfestir lakin karakteri herseye uymamaktadir.
bunun birde bigsby modeli vardır ki anlatılmaz. görünce hey maşallah dersiniz önce. neden mi: şimdi her gitaristin bir tarzı ve buna bağlı olarakta bir gitar zevki vardır. kimi rock müzik yapar blues çalar strat kasalardan les paullerden hoşlanır. kimi metal müzik yaparb.c. rich dekiler gibi esp gibi v kasa gitarlardan hoşlanır. ama bu gitarı görünce tarzını unutur insan. ne çalıyodum ulan ben der. eline alıp çalmak istediği andan, eline alıp çaldığı zamana kadar geçen süre boyunca, aklına, ne yaptığı death metal gelir, ne kirli overdrivelar ne de pogolar. srv olur çıkar o an. kısaca fender zaten canımızdır. telecaster duygularımızın tercümanıdır. bigsby herşeydir.
indie, britpop gibi rock türevleri olan tarzlarda da yer edinmiş dünyanın en iyi gitarlarından biridir. stratocasterla mükemmel bi uyum oluşturacağı kesindir. (bkz: duman)
günümüzün piyasasında fender stratocaster' ın gerisinde kalmış gibi gözüksede, telecaster' ın derinlerine indiğinizde durum ve vaziyetin hiç de böyle olmaması gerektiğini görürsünüz. telecaster çalmak için teknik aynı zamanda ise çok özel bir ruh gerekir.
daha çok blues ve jazz müzisyenlerinin kullandığı modifikasyonlar ile yeni yeni alternatif rock piyasasına da girmeye başlamış iki manyetikli, sıcak tonlu sevgili alet.
tipi o kadar da kötü olmayan gitardır. sahnede bir gitariste en çok yakışan gitarlardandır.
neyse şekilciliği bırakalım da tonuna gelelim;
"twang" diye tabir edilen karakteristik tonu vardır köprü manyetiğinden gelen. hani twangy ton diyorlar ya işte o oradan geliyor, telecaster'ı telecaster yapan en önemli özelliktir.
strat gibi her yola gelen gitarlar vardır siz de biliyorsunuz fakat fender deluxe nashville telecaster model görenler belki bilecektir, bu model 3 manyetiklidir. ortadaki manyetik strat manyetiğidir ve strat tonu verir. evet ne güzel değil mi. has tonunu deli gibi merak edenler youtube a yazsın ya da johnny lang'in şarkılarını dinlesin.
son olarak aybalalar, sanıldığı gibi salt blues gitarı değildir, alternatif ve türevi daha sert rock müzik icra edenler de kullanır. clean tonda üzerine gitar tanımam. (bunu stratocaster, ibanez prestige, ibanez s, les paul kullanmış biri olarak söylüyorum)