Bugüne kadar yapılan müziklerin %80 inde kullanılan efsaneleşmiş standart olarak 3 single coil yani sss modelindedir. bunlarin hsh ve hss gibi modifiye edilmiş, ve yine bu şekilde seri üretime geçilmiş modelleri de mevcuttur...
Clean tonlarda rakip yoktur. siker atar bütün gitarlari. gibson mış ibanez miş fender stratocaster cleanine yaklaşamaz. keza overdrive'lerde de rakip tanımaz stratocaster. ama distortion u pek sevmez. yer tabi de clean ve overdrive kadar harika distortion tınısını alamazsiniz.
en nihayetinde single coil manyetiktir. çok şahane blues yapilir. yanina bir ibanez tube screamer ve fender bassman 59 amfi ile olay biter.. ama tube screamer overdrive pedali ilk varyasyonlu versiyonlarından olacak. sonradan ibanez ayni kalitede hiç pedal üretmedi.
Neyse blues un yanında pop funk rock humbuckerli bir modeliyle deli gibi jazz bile çalarsınız. çünki humbuckerli stratlar deli gibi chorus yer ve çok lezzetli o tok jazz tonlarindan elde edersiniz.
kanımca günümüzde bu gitarin hakkını veren tek isim var * kendisinin adi dan patlansky'dir sözlükte bu adam mevcut araştirip dinleyebilirsiniz..
öyle çok amele metalci değilse Her gitar çalan Türk gencinin hayali bir gitardir fender stratocasterdir. ama ülkenin durumu malum. bu yüzden squier standart modeline yönelmekte fayda vardir. Araştıra araştıra, geze geze gitar aldiğiniz taktirde mexico strat ayarlarinda squier strat bulmanız olasıdır. çünki squier in standart modellerinde bullet ve affinity serisinin aksine seramik manyetik yerine, o vintage tonlarını elde edebileceğiniz alnico manyetik kullanılmıştır.
En iyisi ash ağaci kullanılan model olup, üç ülkede üretilmektedir. kalite sirasinda göre:
A. B.D
mexico
Japan
Fiyat araliği ve modellleri ise kötüden iyiye doğru:
iş bu entryde hiç bir şekilde alıntı yapılmamıştır. Türkiye de en kral müzisyen bile bu serileri sirasi ile bilmezken bilen adam uludagsozluk bünyesine bağlıdır.
baritone düzeninde (b - e - a - d - g - b) düzeninde kullanıldığında bile bu tonda ön sıralarda yer alan esp, jackson gibi gitarları sağda sıfır bırakan gitardır. tasarımını yapan insanın elleri öpülesidir.
köprüye takılan seymour duncan hot rails ile coşan, emmeye, gömmeye, metale, bluese, rocka, popa gelen gitar. rengi "wine red", klavyesi maple ise dadından yenmez.
uyumak için birebir gitar. şöyle ki; lambalı amfiye bağlıyken; distortion tonlarıyla hafif uykuya daldırıp, cleanı geçip tatlı uykuya daldıran gitar hele birde hicaz çalıyorsanız...
insanın yırtıcı hayvanıdır, en yakın dostudur. öpmeden koklamadan yatamassınız. sabah kalkıp okula giderken yatağınıza yatırırsınız, iki üç saat ayrı kaldığınızda özlersiniz.
kadim dosttur; hayatına onca insan girip çıkmıştır ama o, sizi asla yarı yolda bırakmaz, asla çekip gitmez. iyi günde kötü günde yanınızdadır. dertleşirsiniz, birlikte ağlar, birlikte gülersiniz.
sizi her zaman özel hissettiren sevgili gibidir; elinize alınca hendrixe, joe bonamassaya, paul gilbert'e bağlarsınız, onlayken zamanın nasıl geçtiğini anlamassınız.
bitki bilgisi gibidir; ağacın yaş halkalarını sayıp, dokusunu incelersiniz. yapıldığı ağac gelir aklınıza, sonra "ahh ahh o ağaç neler gördü, gölgesinde ne aşklar barındırdı, ne rachel'ler ne john'lar yasladı sırtını." dersiniz.
sahnede parlayan ışıltısıyla seyircinin gözlerini alır, bilerek kirli çalarsınız sonra, o double bendler, o cool lickler daha bi güzel tını verir, içinizi huzur bulur.
o masum duruşuyla, keskin hatlara sahip headstock uyla, çapraz single köprü manyetiğiyle tekrar tekrar aşık eder kendine. ilk görüşte aşkı onla öğrenip, ciddi ilişkiyi onla yaşarsınız.
değerlinizdir, toz kondurmassınız. arabanızı yıkatmaya götürmeye üşenirsiniz ama stratınızı her çalıştan sonra tellere, manyetiklere kadar özene bezene silmeye üşenmessiniz.