Tıp kazanamayıp diğer bölümlere giden fen liseliler, komplekse girip her an, her dakika zekasını övüyor.
Benimle aynı sınıfta mühendislik okuyan fen lisesi mezunu arkadaş, en ufak sorun karşısında “ama benim zeka seviyem de belli bir düzeyin üstünde” demeye başlıyor. Şaka gibi ama gerçek ne yazık ki.
bi bok değildir. her şeyi gözünüzde büyütmeyin. kimisi zekasıyla fazla çalışmadan oralara gelmiştir ve aslında hala malca,çocukca hareketleri vardır. kimisi çalışarak gelmiştir ruhu piçtir. yüksek not falan diye de saçmalamayın. benim okuduğum okulda çoğu sayısal sınavda 5 alan 2 ya da 3 kişi ya olur ya olmazdı. götünüzden element uydurmayın amına koyim.
"Modem gıy burosu fön lisösö, o holde zorr sormalıyam hoh hoh hoo" diyen hocaların mevcut olduğu okul. La aklınız varsa yazmayın. Obp denen sik karşınıza çıktığı vakit ne demsm istediğimi anlarsınız.
düşünüldüğü kadar asosyal olmak demek değildir.
tabiki fen liseli değildim ama fen liselilerin dersine giren bir öğretmenim ve aöl öğrencileriyle, diğer anadolu lisesi öğrencileriyle ne kadar eğleniyorsam fen liseli çocuklarımla da o kadar eğleniyorum. bir kere bu çocukların da hayata çok güzel bir bakış açısı ve derin fikirleri olduğunu bilmek lazım. hayatları sadece ders çalışmaktan ibaret değil. örneğin bu sene ilimizin birincisi olan öğrencimiz hem çok iyi bir okuyucu hem tiyatro yazarı hem de siyasi gündemi takip eden bir çocuktu.
yani lütfen şu inek ibaresini kullanmayalım hoş değil. çok çalışan insanları daha az çalışan insanlar olarak kıskanma huyumuzdan vazgeçmeliyiz.
bok gibidir, millet meme ellerken sen trigonometri cozersin, millet kiza trip atarken sen log fn türevi dersin, millet milli olurken sen gunde 3 deneme cozersin filan. Sonrasi guzel tabi. Uni de tibbiyeliye gizlar teklifsiz veriyomus.
ilginç şekilde lys ve ygs de düşük almakla sonuçlanabilen örnekleri de mevcut olan durum. şayet kuzenim orada kazandığı ters psikoloji ve baskının etkisiyle sınavda çuvallamıştır. büyük başın büyük derdi hesabı.
ama tabii ki en yüksek başarı yüzdelerinden biri de genellikle buralardan çıkmakta orası ayrı...
aileye sürekli başarı getirmek zorunluluğunda olmaktır. hayat dersten ibarettir onlar için. doğru düzgün bir sosyal hayatlarıda yoktur. olanlarında hemen dersleri düşer çünkü sınavları çok zordur.
- Yüksek not almaktan başka hiçbir kaygısı olmayan insanların arasında, gerçek dünyayla alakalı her şeyden kopmaktır.
- Yüksek sesle müzik dinlemekten başka hiçbir hobiye sahip olamamak,bu yolla kendini sosyal zannedenlerin arasında kalmaktır.
- Kaprisi denizler kadar, burnu kafdağında gezen; asıl amaçları sadece ders saatlerini doldurmak olan ve her fırsatta ''Bunlar nasılsa fen liseli, bir şekilde hallederler.'' rahatlığına sahip, konu anlatma yükümlülüğü altına girmeye tenezzül dahi etmeyen öğretmenlerin (!) ağız kokusunu çekmektir.
- Dilinde; ''Eğitim sistemimiz değişti. Öğrenci merkezli eğitim uygulaması getirildi. Biz artık sadece size rehberlik yapacağız. Dersi sizler yönlendireceksiniz.'' cümlesi, yüzünde anlamsız bir gülümsemeyle hakkında en ufak bir fikriniz dahi olmayan birkaç dakikada kitleyen öğretmenimsi, insanımsı varlığa saygı göstermek zorunda bırakılmaktır.
- Ecel terleri döktüren sınavınız esnasında kafanızı birkaç saniye için kaldırdığınızda sizin titreyen bacaklarınızı, ellerinizi, çırpınışınızı zevkle izleyen öğretmeninizin yüz ifadesini görüp; bildiğiniz bütün küfürleri sıralamaktır.
- Sorduğu soruların neredeyse hiçbirini anlatma zahmetine girmediğinin farkında olmasına rağmen ''Ben bu soruların benzerini sınıfta çözmüştüm.'' diyen öğretmeninizin vicdan rahatlatmasını izlemek ve ses çıkaramamaktır.
- Yarısına yakını göz problemi yaşayan nüfusun içinde kalmaktır.
- Düzenli aralıklarla ne halta yaradığı belli olmayan deneyleri yapıp, üzerine bir de ayrıntılı rapor yazmakla uğraşıp hayattan soğutulmaktır.
- Her gittiğiniz ortamda ailenizden ''Doktor olacak benim kızım. Ehehe!'' repliğini duyup, tıptan başka hayal kurma hakkınızın elinizden alınmasıdır.
- Okulunuz genelde kuş uçmaz kervan geçmez diyarlarda, lafın doğrusu dağın başında olduğundan ottan çimenden, kuştan böcekten, inekten öküzden başka manzara görememektir.
- Fen liseli olduğunuzun farkına varan insanların size uzaylıymışsınız gibi bakmalarına maruz kalmaktır.
- Yatılı arkadaşlarınızın ''Yurtta su yoktu banyo yapamadık. Elektrik yoktu saçımı düzleştiremedim. Yemekler çok kötüydü aç kaldım.'' türü serzenişlerini istisnasız her gün dinlemek ve gündüzlü olduğun için vicdan azabı çekmektir.
- Fen liseli olmaki verdiğin karardan binlerce kez pişman olmak, tercih yaptığın güne lanetler okumaktır.
