öncelikle belirtmek isterim ki 9 sene önce bir fen lisesinden mezun olmuş biri olarak bu gerçeğin farkına hemen hemen yeni vardım. benim mezun olduğum erzurum ibrahim hakkı fen lisesi adına konuşacak olursam, benim okuduğum dönem olan 2002-2006 arasında vizyon sahibi hoca sayısı sıfır (rakamla 0) idi.
derslere girip çıkan hocaların öğrenciye hiçbir şey vermedikleri veremedikleri gerçeğinin yanı sıra, çoğu yobaz ve o günün jargonuyla cemaatçi, bugünün jargonuyla paralelciydi. maalesef bazı derslerimizde notlar abilere ya da ablalara gidip gitmeyişimize göre verilirdi.
benim takıldığım nokta bu değil. bu okullarda öğrenciler okuması gerektikleri alanlar hususunda doğru yönlendirilemiyorlar, benim takıldığım nokta bu. eğer bir öğrenci, hangisi olduğu önemli değil, tıp, dişçilik veyahut eczacılık fakültelerini kazanıyorsa o öğrenciler harika yok efendim geri kalan mühendislik vs. alanları kazanıyorlarsa hep bir dudak bükme. kazanılan mühendislik odtü, boğaziçi ya da itü olsa dahi herhangi bir şehirde tıp fakültesi kazanmış öğrenci kadar değeri olmaz. hal böyle olunca o mükemmel sayısal zekalı insanlar kusura bakmasınlar ama sırf yanlış yönlendirme ve para kazanma hırsıyla gidip tıp okuyorlar ve 6 sene sonra mezun olup reçete yazmaya başlıyorlar.
bakın yanlış anlaşılmasın, doktorluk mesleğini küçümsemiyorum, asla. haddime olmadığı gibi her meslek grubunun eşit derecede önemli olduğunu düşünen biri olarak küçümseyemem. lakin bazı kişilerin zekası, eğer akademisyen doktor olmayıp literatüre katkı yapmayacaksa, doktorluk mesleğiyle körelip gidiyor ve bence harcanıyor. oysaki benim okuduğum dönemde tanıdığım insanların çoğu, amerika'da dahi okusalar çok büyük başarı elde ederler ve hatta çoğunun ismini 20 yıl içinde gazetelerde şurda burda duyabilirdik, görebilirdik.
ha benim okuduğum dönem içerisinde adını gazetelerde gördüğüm arkadaşım olmadı mı, oldu. fakat tam da bahsettiğim duruma paralel olarak adını gazetelerde duyduğum arkadaşlarım doktor değil, mühendisti.
işin özü fen liseleri sadece mühendis yetiştirsin demiyorum. bu okullara daha vizyon sahibi eğitimciler atansın ve körpecik beyinleri "doktorluk en büyük başarı" mantığıyla yetiştirmesinler. bu ülkenin gelişebilmesi için doktordan çok mühendise ihtiyacı var bunu unutmamak lazım.
sorunun türkiyedeki öğretmenlerin vizyonsuzluk sorunudur. türkiyede öğretmenleri her zaman zam isterken duyarız ve birtürlüde tatmin olmaz öğretmenlerimiz yıllardır. çocuğu yönlendirecek olan öğretmen ne yazık ki ne sanayiden anlar ne insan kaynaklarından anlar ne de dünyanın geleceğini yorumlayabilir. zaten üretim kafasına sahip olmayan, aracılık-komisyonculuk gibi alanlarda yada hizmet sektöründe kolay/risksiz kazanmayı seven bir toplumuz ki böyle bir toplum için hekimlik inanılmaz bir meslektir.
evet hekimlik şüphesiz önemlidir ama hekimlik hiçbir zaman katma değer oluşturmaz ülkemizde.çünkü doktorlarımızın en önemli amacı para olduğu için (öyle olmayanlar üstüne alınmasın ederim) akşama kadar reçete yazmak bok gibi para kazanmak için yeterlidir ve hekim neden risk alıp katma değere yönelik bir girişimde bulunsun? inanın en merak ettiğim soru şu ki yakın gelecekte muayene robotları ve uzaktan muayene yöntemleri geliştirilirse bizim bu kadar hekimimiz ne iş yapacak?
Biri de benim.
Liseye başlamadan önce puanım yettiği halde Türkiye'nin sayılı fen liselerinden birine gitmek istemeyip, başka bir anadolu lisesini istemiştim. Aile yüzünden fen lisesine gittim tabii ki. Şu anki ailem kadar değerli arkadaşlarım dışında kazandırdığı hiçbirşey olmadı.