En nihai hedefi ikide bir savaş çıkaran krizlere neden olan dünyayı yaşanılmaz bir hale getiren erkek egemen sistemini alaşağı etmektir.
Düsümüzdür Feminist devrim.
Feminizm,insanlık doğasına aykırıdır.
insan doğasına aykırı tüm -izmler kabullenilmeyecektir ama taraftarları vardır.
Bu taraftarlar fanatiklerdir ve fanatikler sürekli kaybeden boş kitlelerdir.
Sürü psikolojisine inanırlar,bu psikoloji ise aklın kullanım alanlarını kısıtlar.
Temelinde kadın hakları ve bu hakların korunması amacına yönelik çeşitli ideolojilerden ve toplumsal örgütlerden oluşan bir hareket olmakla beraber,
Cinsiyet ayrımcılığını radikal feminizmin aksine sistemsel bir sorun olarak değil, daha çok eğitim ve iş gibi alanlarda yapılan bir ayrımcılık olarak değerlendiren, var olan sistem içinde zaten hakları olan eşitliği arayan ve kadınların toplumda her anlamda yer edinebilmesi prensibine dayanan liberal feminizmin desteklenmesi gerektiği düşüncesindeyim, dolayısıyla bir erkek olarak bu harekete hiçbir zaman ön yargıyla yaklaşmıyorum.
Eşitiz tamam, ama arkadaşlar erkeklere linç atmak nedir? Ne kanser bir kitlesi var bunun. Yav bir katılayım dedim, lezbiyenler ortasına düştüm sanki. Bırakın şu erkek düşmanlığını feministlikten bir bok anlamayan, ama güya feminist danteller.
(bkz: F virüsü)
Bir süre önce feminist dünyada erkek olmak isimli kitabım çıktı. 2 kişi toplam 23 aykü ile yazdık. Yaratılış teorisi üzerinden konuyu inceledik. Okumanızı tavsiye ediyorum.
2020 yılında kadınların eşleri ve sevgilileri tarafından öldürüldüğü, şiddet gördüğü, hâlâ çocuk gelin haberlerinin alındığı, küçük kızlara tecavüz edilen ve hatta erkek çocuklarına, hayvanlara ve damacanalara bile tecavüz edilen bir dünya, bana, feminist dünyada erkek olmak isimli kitabı yazdırıyor. Kulağa çok ilginç geliyor değil mi?
Feminizm nedir tam olarak bilmiyorum. Bana genel anlamda çoğu şey saçma gelir. ikiyüzlü insanlar olduğumuz için feminizm ya da dünyayı anlama ihtimalimiz olduğunu sanmıyorum. Ben bir şekilde feminist olduğunu düşünen, bunu en küfürlü cümleler ile dikte eden, diğer kadınları feminist olmadığı için suçlayan kadınlarda şöyle ortak davranışlar gördüm. Hatta feminist olduğunu iddia eden erkekler yine farklı davranmıyor.
- özgürlük adı altında bulunduğum toplumda hoş karşılanmayacak ne varsa yaparım. bana destek olunmazsa sinirlenirim. Eğer benim uymadığım kurallara başka kadınlar uyuyorsa, onları bulunduğum toplumun önüne asıl fahişe bu dercesine atarım ve 3 gün sonra fahişelerin hakları için sesimi en gür şekilde çıkarırım.
- eşlerinden şiddet gören, gidecek yeri olmayan, 3 çocuğu olduğu için istemediği bir hayata katlanmaya çalışan kadınları güçsüz ve aşağılık görerek güçlü kadın imajı sergilerim. O kadınlara yardım etmek yerine, onları ve katlanmak zorunda oldukları hayatları küçümserim.
- memelerimi açmak istiyorsam, bunun için feminizmi bahane ederim.
- bir erkek namusuma laf ederse umursamam ama kadın ediyorsa bitti demektir.
- hiçbir yardım kuruluşunda adım geçmez, okul yaptırmam, kadın sığınma evlerine yardım göndermem ama makyajımı silerek kadınlara destek olurum.
Feminizm bu anlamda, bu topraklar için söylüyorum, bir tek ben güçlüyüm, diğer tüm kadınlar güçsüz, aptal, beni kıskanıyorlar algısı yaratabilen bir düşünce akımıdır.
Belki 50 sene sonra çok daha kaliteli kadınlar ve erkekler tarafından anlaşılır, benimsenir ve desteklenir. Şu an zor.
(bkz: feminazi)
Feminist demek daha fazlasını isteyen demek
Bunlar koşulsuz sevgi nedir bilmezler
Fedakarlık yapmak nedir bilmezler
Aza kanaat etmez, karşıdakinden hep daha fazlasını isterler
Çok enteresandır ki gerçek eziyet çeken kadınlardan değil
Süslenip avmlerde koca parası yiyenlerden, üniversitelerde zengin erkek kolunda gezenlerden çıkmıştır birçoğu
Mutsuzlukları toplumsal sistemde, yasalarda değil kendi içlerindedir farkında değiller.
Simdi aksini iddia etmeyelim. Feminizm bir kere insan dogasina aykiri bir sistem. Neden mi cunku kadin erkek arasinda dogisdan fitrattan gelen farkliliklar var. Sirf mldern olucaksiniz diye solcular gibi bu farkindaliklari goz ardi edip yasamak insanlara hicbir sey kazandirmaz. Unutmayin esitlik degil adaleti saglayin ki mutluluga ve huzura erisesiniz.
Genderimdan ötürü yillarca maruz kaldigim siddetten ötürü elbette feminizm ve kadin hareketleri icerisinde tartisma bulan sorunlarla ilgiliyim ama cahil bir feministle uğraşmaktan bıktım ve bu cahillerin birleşip, yarattiklari anlayislar karsisinda sakim kalamiyorum. Birincisi şudur ki, butler okumamış bir feminist maldir. Açık ve net. Çünkü Butler, Foucault okumalari yaparak kadin kimligi ile maduniyeti arasinda baglanti kurar. Bu çok önemlidir çünkü bir kadin özgürleşme hareketinin temelinde, ozgurlesme varsa, bu onu iktidar ilişkilerinden bosandirmayi gerektirir. Ee güzel kardesim, sen hala mağdur bir kimlik anlatisi kurarsan ve bu ezilmişligin içinden konusursan, Butlerin kafamiza vura vura anlatmaya çalıştıgi ama senin anlamadigin basit şeyi gözden kaçırırsin. Biz duygusal yatirimlarimizi kimlige yatirdikca, iktidarin kodlama pratikleri de bu yatirimlar uzerinden isletime sokulur.yani sen ben kadınım ve beni eziyorlar dersen, daha cok ezilirsin. Butler diyor ki kimlige adanan mağduriyet duygusu, bizim maduniyetimizin en önemlisi sebeplerinden biridir. O yuzden kimlik politiklari, kimliklerin kabulünü zorla dayatmak yerine, kimliğin acılı topraklarinda filizlenen duygulardan arındırmayi teşvik etmelidir çünkü o bölgelerde patlak veren şey, psişik yapıya karsilik gelen bu sey iktidar ilişkileridir.
