yarın bir gün baba olduğunuzda kızınızın iyiliği için düşüneceğiniz her şeyi diğer kadınlar içinde istemelisiniz. yoksa bunu biz bencillik ve iki yüzlülük olarak adlandırıyoruz.
-anlamının "erkek düşmanlığı",
-sloganının "erkeklere ölüm",
-dahil olan kişilerin "erkek katili" olduğu sanılan ve büyük yanılgıya düşülen,kadın haklarını ve kadın-erkek eşitliğini savunan fikir akımı.
hakkında en çok yorum yapanların aslında hakkında en ufak bir bilgiye dahi sahip olmadığı, kendi kafasında kurduğu şeyleri kabul edip bu ideolojiye yaftalamaya çalıştıkları zaten açık.
tipik karşıt ifadeler:
kocayı buluncaya kadar; bir kere feminizm "erkeksizlik" değil ki kocayı buluncaya kadar olsun. evli olup feminist olan kadınlardan habersizler. ayrıca hiçbir kadın sevgilisi olmadığı için feminist de olmaz, ne salakça bir mantık bu. en yaygını ve en saçma argümanı olan bir ifade ayrıca.
varan iki, çirkin kadınlar feministtir; aslında şuraya sizin güzellik anlayışınıza göre birçok kadını sıralayabilirim ama genel-geçer güzellik anlayışınızı bir kenara bırakıp bir karşı cins olarak bakmaya çalışacağım. birçok erkek kadınları kendi himayeleri altında tutmak, söz geçirmek, dikte etmek ister, ama feminizm zaten buna karşı olduğu için feminist kadınlar fikir ve toplumsal yaşantı eşitliğinden yanadır. bu durumda bu bahsini ettiğim erkekler bu kadınları sevmezler, karalamak isterler e bir kadını karalamak için onların gözünden "çirkin" demek yeterlidir. çünkü bir kadın onlara göre fikirleriyle değil dış güzelliğiyle ya da çirkinliğiyle vardır.
varan üç, aldatılmış, bir erkek tarafından argo ifadeyle tekmeyi yemiş kadınlar feministtir; hayır efendim. ben hayvan haklarını da savunurken hayvan olmuyorsam, illa ki işçinin hakkını savunmak için bir patrondan kazık yemem gerekmiyorsa, velev ki zengin olup fakirin hakkını gözetiyorsam, feminist olmam, kadın hakları savunucusu olmam için de aynı şey gerekmiyor. bu şaibeli bir ifadedir, zaten her kadının feminizmle tanışması oldukça farklıdır, kimisi okuyarak farkında olur, kimisi yaşayarak, kimisi tanık olarak.
aklıma geleni bu kadar.
edit: okumadan eksile aferin, kime ne anlatıyorsam.
feminizm,kadın-erkek eşitliğini savunsa da tek derdi kadınları yüceltmek olarak algılanması gayet normaldir. sonuçta erkekten önemsiz ve aşağı olduğu sanılan kadını erkekle eşit yapmak, erkek gibi birey olduğunu hatırlatılmaya çalışılıyor. bunu da ya erkeği kadının algılandığı seviyeye çekerek ya da kadını erkeğin algılandığı seviyeye çekerek yapmaya çalışıyor.
hayır efendim, sokakta kahkaha atamazsınız. sokakta erkekler de kahkaha atamaz. bıktık bağıra çağıra konuşanlardan, kimseyi umursamadan kahkaha atanlardan. birazcık saygı. bıktık yanımızdan geçerken kulağımızın dibinde gürültü kirliliği yapanlardan. gidin evinizde kafanızı yastığa gömüp dilediğinizce böğürün, haykırın, yırtının ama sokakta insan olun. "gürültü kirliliği yapacağım kime ne" demek feminizm değildir, erkeklik de değildir.bireyin sadece ne kadar kaba ve görgüsüz biri olduğunun dışa vurumudur.
yurdum erkekleri kapitalizmi adam smith'ten, komünizmi marx'tan yahut varoluşçuluğu sartre'dan öğrenirken, feminizmi beauvoir veya butler yerine her yılın 8 mart'ında taksim'de açılan dövizlerden öğrenmeyi tercih ederler nedense.
ataerkil : benimsenen bir fikir veya ideoloji değildir.
ataerkil toplumlar olur ki o da; soyun erkek tarafından belirlendiği toplumlar anlamına gelen bilimsel bir terimdir. dünyanın neredeyse tüm toplumları bu anlamda ataerkil toplumlardır. soyun erkek tarafından belirlenmesinin erkeklerde, kadınlar üstünde cinsiyetçi bir üstünlük fikri oluşturmasının veya kabullenilmiş herhangi bir tahakkümünün bilimsel bir platformda çok şükür ki henüz bilinen bir adı yoktur. bu bağlamda feminist kurama karşılık herhangi bir antitez oluşturmaz.
3. dalga feminizmin öncülerinden olan amerikalı postyapısalcı feminist kuram öncüsü judith butler feminist kuram tanımını, ötekileştirilen tüm cinsiyetlerin bir şemsiye altında toplandığı queer kuramı üzerinden yapar. yani feminizm günümüzde salt tarihi kadının politik bir hareketi değil, avrupalı beyaz erkek tarafından ötekileştirilen tüm cinsiyetlerin sorunudur artık.
Halk arasında erkek düşmanlığı' anlamına geldiği zannedilen feminizmintoplumda, çalışma yaşamında ve ailede kadına yönelik baskıcı tutumların farkında olmak ve kadın emeğinin, iş gücünün, doğurganlığının ve cinselliğinin sömürülmesine karşı durmak biçiminde tanımlanabileceğini söyleyen Feminizm bir ideoloji, bir politikadır`, toplumsal bir tavır alıştır. Felsefeyse genel olarak bir sorgulamadır. Ben neden kadınım?', Kadınlığım bana neden bu sorumlulukları yüklüyor?' sorularını sordurarak toplumsal cinsiyet rollerini sorgulatır dedi.
ataerkilbir aile içinde yetişen ve bu yapıyı içselleştiren kadınların öznel birer kimlik oluşturamamalarının tüm eşitlikçi yasal düzenlemelere karşın sorunların çözümünü geciktirdiğini belirterek Erkeklerle kadınların birey olma, öznel kimlik geliştirme süreçleri açısından farklı yönlendirildiklerini çocuk oyunlarında gözlemleyebiliriz.Kız çocukları daha paylaşımcı, uzlaşmacı olan evcilik gibi oyunları tercih ederken, erkek çocukları daha rekabetçi, bireyci, yarış içeren oyunları seçerler diye konuştu.
eski türklerde islamiyetten önceki,Anaerkildönemde kadına üstün bir statü sağlayan doğurganlığı, yerleşik yaşamın ve özel mülkiyetin ortaya çıkışıyla geçilen ataerkil dönemde onu eve hapseden bir dezavantaja dönüşmüş. Sanayi Devrimi'yle birlikte ortaya çıkan modern felsefenin kadın-erkek eşitsizliğinin felsefi zeminini pekiştirdiğini ifade ediyor: Kant ve Descartestan beslenen modern felsefe, dualizm yani ikili karşıtlıklar üzerine kuruludur ve bedene karşı aklı, zihni kutsar. Akılcılığı yücelterek duyguları dışlar. bedene karşı aklın, doğaya karşı kültürün, duyguya karşı mantığın, öznele karşı nesnelin ve kadına karşı akıl, kültür ve mantıkla özdeşleştirdiği erkeğin üstünlüğünü savunur.
sanılanın aksine kadının erkekten üstünlüğü değil, kadın erkeğin eşitliğini savunan bir üflemeli çalgıdır feminizm.
normal olan bu ideolojiyi sadece kadınların savunması değil, kadın erkek herkesin savunmasıdır. aklı, fikri, beyni, düşünebilme yetisi olan her erkeğin empati yapması, kendilerinin de kadın olarak dünyaya gelebilme ihtimali olduğunu anlaması, kendi kızına davranılmasını istemediği bir biçimde başkasının kızına davranmaması gerekir.