aslında bir bakıma erkeklerin de hoşgörü gösterip desteklemesi gerektiğini düşündüğüm, sonra baktılar çok güçlendiler, işte ortalık darmadağın oldu falan, o zaman suskunluklarını üzerine bozmalarını isteyeceğim hembeledir. türkiye' de kadın hakları tam anlamıyla olmadığından, desteklememiz gerekendir bu aslında. nitekim, tüm dünyadaki kadınlar(erkek düşmanı olanlar) bir araya gelseler de erkek neslini kırmaya yönelik saldırı yapsalar;
1. diğer kadınlar önler. *
2. biz neciyiz?
anlaşıldığı gibi, son 4 satır kurmacadır, asıl niyetim desteklenmesi yolundadır.
bir yandan kadınların erkeklerle eşit olduğunu savunan, bir yandan da kadınların tabiyatları gereği erkeklerden farklı birtakım haklara (imtiyaz değil; zira bu eşitsizlik olur) sahip olması gerektiğini ileri süren felsefik akımdır. tanım ilk okunduğunda eleştirel nitelikte olduğu düşünülse de doğru değildir; tanımdan anlaşılması gereken feminizmin pozitif ayrımcılıkla-eşitlikle ilgili yapısıdır. gerçekten de feminizmin, çeşitleri olsa da, ağırlıkla üstünde durduğu nokta budur. pozitif eşitliği örnekle netleştirirsek: kadınların erkekler gibi devlet kademelerinde memur olabilmeleri eşitlikle alakalıdır, kadınların erkeklerden farklı olarak doğum izni kullanabilmeleri ise pozitif eşitlikle ilgilidir. kadınların tabiyatlarının bu farklı yapısı pozitif eşitliği gerekli kılmaktadır.
feminizmin toplumda erkek düşmanlığı olarak bilinmesi ise tamamen bir yanılgıdan ibarettir. bilgi sahibi olmayan, önyargılı kitle, biraz da işi mizaha vurarak böyle metodik bir inanış geliştirmiştir. elbetteki feminizmin değişik dalları arasında erkek cinsine düşmanca yaklaşan sexistler de vardır ama bu feminizm akımı hakkında genel bir yargıya varılmasına neden olamaz.
Hakkında girilen 38 entrynin yarısında "erkek düşmanlığı" olmadığı anlatılmaya çalışılan konu veya ideoloji. Fakat bir nokta var ki, feministlere uyuz olan biri olarak feminizmi asla erkek düşmanlığı olarak düşünmemekle birlikte, bu şekilde tanımlayan birini de duymamış olmam. Neyse, demek ki önce ne olmadığını bilmemiz gerekiyormuş.
vurdumduymaz, sorumluluk bilmez, saygısız, sevgisiz, vefasız, sadakatsiz, yüzsüz, hem suçlu hem güçlü erkeklerin ortada bıraktıkları sevgililerini göz göre göre yönelttikleri fikir akımı şeysi. bahsettiğim tamamen halkın ne halkı ya çoğunluğun bildiği kadarıyla feminizmdir. apaçık erkek düşmanlığıdır. sayın okurlar yazarlar, sorarım size, başta peşinde dolanılan, el üstünde tutulan kızlar sonradan ilgisizliğe, acımasızlığa, umursamazlığa mahkum ediliyorsa ve aynı kızlar malesef tüm bu vicdansızlığa rağmen seviyorlarsa ne yapmalılar? çıkış yolu yok ki! bekleyecek acısının geçmesini bu arada da nefret edecek erkeklerden. feminizm her ne ise doğru bir şey, tüm feministler savunduklarında haklıdır. *
en az erkeklerin kadınlara yaptıkları kadar kadınların kadınlara yaptıklarına karşı da savaş veren ve bir erkek olarak bu mücadeleden alınlarının akıyla çıkmasını dilediğim toplumsal (evet sadece kadınarı ilgilendirmez; erkekleri de ilgilendirir) hareket.
sacmaliktir. Bir kere kadin ve erkegin esit olmasi esyanin tabiatina aykiridir. Fizyolojik farkliliklar kadin ve erkegin esit olmalarina engeldir. bu bir doga kanunudur. degistirmeye kalkan uluslarin sonu yok olmaktir. Zira guclu bir devlet yapisi erkek egemen bir toplumla mumkun olabilecektir.
çözemediğim terim. kardeşim her zaman şunu diyorum hiç bir bayan gecenin bir saati tek başına uludağ'a gidemez gitse bile iyi olmaz.. ee erkek elini kolunu sallaya sallaya gider gelir mi ? gelir.. nokta.
saçmalık değil bir noktada gerekliliktir. feminizm, düşünsel olarak, bir cinsiyetin, bir diğer cinsiyetten farklılıklarını vurgulamaz. tabii ki de kadının da, erkeğin de, farklı farklı fizyolojik özellikleri vardır, bunda şüphe yok. feminizm'le amaçlanansa eşit hak ve özgürlükler'in sağlanabilmesi yönündedir. insana sadece ve sadece insan olduğu için değer verilen bir sistem, bu işin anahtarı niteliğindedir. bir bireyin bir diğer bireyden elbetteki farklılıkları olacaktır; çünkü her birey özgündür ve fakat bu fark cinsiyet ayrımcılığından kaynaklanmayacaktır der; feminizm. erkek egemen toplum yapısı'nın sadece kadına değil aynı zamanda erkeğe de zulm olduğunun görüldüğü gün yerini bir başka hak arayışına bırakacaktır elbet. feminizm'in, doğal değil sosyal ayrımlar üzerinden hareket ettiğini bilmek gerek tabii bu durumda "saçmalıktır" dememek için.
erkek kadın ayrımcılığını ortadan kaldırmak gibi bir amacı kalamamıştır artık ne yazık ki. sadece bu ayrımcılığı en verimli düzeye getirmek bir amaçtır şimdi.
kadınların isyan karmaşalarının tepe noktasında bulunan akım tarzı birşey. bu noktada elmanın diğer yarısı olan erkekle çatışmalarının hikayesi barınmakta. kadınla erkeğin çatışması çocuklar duymasında bile o derece yüksek prim yapmışken, gerçek hayatta nasıl kapalı gişe oynamasın. kadın tarafı feministlik hikayesinin başrol oyuncusu, erkeğin hikayeden haberi yok. ama yine de hikayenin hatları tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamıştaki kadar keskin değil. erkek olayın içinde ama pek umursadığı söylenemez. futbol muhabbetleri dururken kadınların sorunlarını mı düşünecekler. bir sonu yok bu hikayenin. kadın isyan edecek sonsuza kadar, erkek oralı olmayacak. değnek, iki uçlu , reçelli.
kadınların kendilerine yaptıkları en büyük kötülüktür. sizin yaptığınız herşeyi biz de yapabiliriz mantığıyla ve erkekle kadın arasında hiç bir fark olmadığını ateşli savunmaları nedeniyle centilmen erkeği yok etmişlerdir. artık erkekler, bir yerden içeri girerken kapıyı kendilerine açmaz, paltolarını giyerken paltoyu tutmaz olmuşlardır. bunlar tabii ki çok küçük jestler olmasına rağmen önemli ve değerli noktalardır.