erkek familyasından hayatının hiçbir kısmında onu mutlu edecek; takdiri, övgüyü, saygıyı görmemiş bir kadın, tüm erkeklere karşı öfke, kin besler ve kendini ve kadınları koruma adına feminizm zırhına bürünür. genel itibariyle bu kadınlar evde kalmış kişilerdir. deneyimlerinden, insanların telkinlerinden, okuduklarından yani bir şekilde oluştukları sapkınlık derecesindeki önyargıları, ne onları beğenecek ne de anlayacak bir erkek olmadığına ikna eder. ne de onları bir erkek anlayabilir. bu durumdan kurtulabilmeleri için tedaviye yani şevkate, sevgiye, gururlarının okşanmasına ihtiyaçları vardır. tabi bu söylenenlerin gerçekleşebilmesi için onların da ikna sınırını aşmamış olması gerekir.
evde kalmışlığın ezikliğiyle erkekleri kötüleyen, onunla birlikte olmak isteyen erkek bulamadığı için erkeklere karşı kin ve nefret besleyen kadın türü.
genelde evde kedi, kuş falan beslerler. bir eşten alınması gereken sevgiyi onlardan hayvanlardan beklerler.
evlenmek isteyen kızlara evliliği kötüler, kendi hayatını allayıp pullayıp anlatır, içten içe bir kıskançlığın belirtisidir bu.
ayrıca karşısına bir erkek çıksa kör topal demeyip üstüne atlayacak kadındır.
femnist savunucusu denince bir erkeğin kastedildiğini düşündüren yanlış ifade edilmiş başlık. kadın feminist savunucusu olmaz olsa olsa feminist olur. ya da feminizmi savunur. evde kalmış feminst kadın dense daha doğru olur.
şimdii burada önemli olan husus bu zavallı(!) kadın feminist olduğu için mi evde kalmış yoksa evde kaldığı için mi feminist olmuş, bu konuda bir şey belirtilmemiş. feminist olduğu için evde kalmışsa "evde kalmak" gibi bir kavramı iplemediği için kendisi açısından bir beis yoktur efendim, sizin de onun adına üzülmenize gerek yoktur. hatta şanslı bile diyebiliriz. baba tahakkümünden çıkıp koca tahakkümüne girme gibi bir esarete bulaşmamıştır. arazlı gibi yemek yapamayan, yaşamını idame ettirecek her bir boku kadına yaptırmayı alışkanlık haline getirmiş bir erkeğin hayatına girmemekle olsa olsa akıllı bir kadındır da.
esasında tüm evli kadınların bir süre sonra feminist olmaları beklenir. evlilik istisnalar hariç kadını baskılayan bir kurumdur. kadının üzerine daha çok sorumluluk yükler. ama çoğu kadın yaptığı seçimin yanlışlığı ile yüzleşmekten korktuğu için daha da bir sarılır evliliğine , elinden kaçıracak diye ödü patlar. ve yaptığının doğruluğuna daha bir inanmak için etrafındakileri de evlendirmek için çabalar durur.
bizim bu "feminist savunucusu" abla evliliğe karşı çıkarak ve çıkarttırarak daha hayırlı bir iş yapar.
tüm bu söylediklerim "evlilik" "evli olma" vs ilgilidir. yoksa aranızda hala feminizmi erkek düşmenlığı olarak algılayan varsa onlar için bir şey yazmaya zaten değmez diye düşünmekteyim. evlilik amaç değildir canlarım, başlangıç ta değildir, sondur. yüceltmenin, kutsiyet atfetmenin bir anlamı yok. bir kadının değerini evlenmiş olmak ile ölçmek de dangozluğun daniskasıdır.
evde kalmış ne demek bir kere yahu! erkekler hala aldım verdim kafasında mı takılıyor. bir erkek onu almadığı için evde kalmış kadın. tüh tüh yazık.
feminist savunucusu değilim, evde kalmış da değilim ancak evde kalmış feminist diye aşağılanmaya çalışan kadın ırkına dahil, duyarlı bir insanım. bu sebepledir ki ''feminist savunucusu evde kalmış kadın'' diye yaftaladığınız kadın kadar başınıza kadın düşsün de rahatlayın bırakın şu ''uzanılamayan ciğere mundar deme'' sohbetlerini demek istiyorum. evet.