insanların felsefeye ilgilerini artırmak, düşünmeye teşvik etmek için 3 tane soru soracağım: 1-Ahlaken doğru veya yanlış hareketler (veya değerler, veya kurumlar) arasında bir fark var mıdır? Hangi hareketler doğrudur, hangileri yanlıştır? Değerler mutlak mı, izafi midir? Yani nasıl yaşamak gerekir? Ahlakın kaynağı nedir? 2-Gerçeklik nedir ve neler gerçek olarak nitelendirilebilir? Gerçek olan şeylerin doğası nedir? * Bazı şeyler algımızdan bağımsız olarak var olabilir mi? Zaman ve mekânın doğası nedir? Düşünme ve düşüncenin doğası nedir? Birey olmak ne demektir? 3-Din kavramının kökeni nedir? Tanrı insanların korkularından kaynaklanan bir varsayım mıdır? Tanrı var mıdır?
1- ahlaken doğru veya yanlış hareketler (veya değerler, veya kurumlar) arasında bir fark var mıdır? hangi hareketler doğrudur, hangileri yanlıştır? değerler mutlak mı, izafi midir? yani nasıl yaşamak gerekir? ahlakın kaynağı nedir?
ahlakın kaynağı toplum ve edindiği ideolojilerdir. toplumların yaşayış biçimlerine göre ahlaki değer ve doğru- yanlışlar farkılık gösterir elbet bu yüzden evrensel bir doğru veya ahlaki değer bulamıyoruz. örneğin, afrika’da babalar kızlarının doğru erkeği bulması ve denemesi için seks kulübesi yaparken iran’da kadınların zevk almanaları için klitorisleri kesilir. bazı erkekler ve kadınlar evlenebilecek yetide olduklarını kanıtlamak için bir aslan avlama, mağarada kapalı kalma, çok yüksekten atlama veya vücutlarını kesme gibi ritüellerden geçmek zorundayken gelişmiş toplumlarda gerekli olan bazen bir imza bazen hiçbir şeydir. çeşitli toplumlardan bir torbaya teker teker ahlaki veya doğru bulduklarını yazıp atmalarını istesek ve ardından ahlaksız ve yanlış bulduklarını çekmelerini istesek o torba boş kalırdı. ahlaki ve doğru değerleri herkesçe farklıdır. bu bağlamda mutlak bir ahlaki ve doğru değeri yoktur.
2- gerçeklik nedir ve neler gerçek olarak nitelendirilebilir? gerçek olan şeylerin doğası nedir? * bazı şeyler algımızdan bağımsız olarak var olabilir mi? zaman ve mekânın doğası nedir? düşünme ve düşüncenin doğası nedir?
gerçeklik bilinmeyendir bilimsel bilgi zamanlarca değişir ve yenilenir. doğruluğuna kesinkes yaklaşılan bir bilgi milyonlarca yıl sonra yanlışlanabilir. insanın duyuları yanılsayıcıdır. bazen gördüğümüz bir gölge veya ses bizi yanıltırken bir şeylere bu kaynaklarla gerçek yakıştırması yapmak mantıken yanlıştır. bilgide bu denli sınırlı varlığımızın “bazı şeyler algımızdan bağımsız olarak var olabilir mi?” sorusunu cevaplaması çelişiktir. eğer buna hayır veya evet diye cevaplasaydık zaten onu algılamış olurduk dolayısıyla bu soruyu cevaplamak anlamsız olurdu. bu türden bir kesinlik söylenemez. düşünme ve düşüncenin doğası problem çözmeyle tetiklenir. ilk insanlar taş yontmayı, sopa sivriltmeyi, ateşi keşfetmeleri bir düşünme sürecidir bu düşünme bir problemden meydana gelmiştir dolayısıyla düşüncenin kaynağı problemler ve keşfedilmek istenilendir.
3-din kavramının kökeni nedir? tanrı insanların korkularından kaynaklanan bir varsayım mıdır? tanrı var mıdır?
Bu soruların cevaplanması diğerlerinden biraz daha zordur. henüz hukuk ve medeniyetin kurulmadığı dönemlerde insanlar üstünde isyan edemeyecekleri mutlak bir güç gerekecekti ve aynı zamanda etrafında görüp anlamlandıramadıkları anlamlandırabilmekte bir ihtiyaçtı. düzenin sürmesi, toplumların birbirine zarar vermeden yaşayabilmeleri için din meydana gelmiş olabilir. aynı zamanda merak duygusunun tatmini için.
