bir anıyla açıklanabilecek durumdur. anımızın esas oğlanı aydın (ki kendisi stanford university den kabul aldı bu sene ), esas kızı ise nefiye (bir iq ne kadar düşük olabilirin simgesi) dir. efendim lise hazırlık zamanlarımızdı o zamanlar, bu nefiye salağı yalan yanlış bişey söylemişti derste. aydın da arka tarafta abi bu kadar da saçma cevap olaz babında kopmuştu. ve işte o tarihi felsefik cümleye yol açacak zemini kurmuştu adeta. nefiye * ayağı kalktı hiddetle ve "herşeyi bildiğini zannedenler, aslında hiçbirşey bilmeyenlerdir" cümlesini kurdu. ön taraflardan gelen, "nefiye bu hadis-i şerif mi? " cümlesinin sonrasındaki 5 dk yı hatırlamıyorum. birileri fişimizi çekmişti sanırım.
felsefi laflar, kişinin kendi iç dünyasında kelime oyunları yaparak, kendi fikirlerini tek cümleye veya birden fazla cümleye yükleyerek kurduğu anlamlı, içinde mesajı olan zihin açıcı laflardır.
"insanlar yalanı sevmez ama yalandan yaşarlar."
"Aşk, duvara yazılar yazmak değil, kalbine yazılar yazmaktır."
"Futbol hayata benzer; mesela çelme yersin, ya da çamurlu zeminde çok çukura girersin."
"Okul, kimine göre eziyet kimine göre meziyettir."
"Ölüme uzaklaşmak, yalana yakınlaşmak demektir."
"Hayatın biletli hali sinemadır."
Devamı gelir.