Felsefe yapmıştır kendi çapında. Çünkü böyle bir çıkarım yapabilmek için yanlış da olsa bir mantık yürütmüştür, düşünme işlevini ifa etmeye çalışmıştır.
öncelikle sorgulamayan, muhakeme etmeyen bilgileri olduğu gibi kabul eden kendisi akıl çervesinde işleyip bir sonuca doğruya ulaşmayan saf insanlardır.*
hayatında hiç adam akıllı felsefe dersi almamış kişidir. bir kere düşünmeyi öğrense felsefenin ne değerli olduğunu anlayacaktır. hatta felsefe sayesinde kazandıkları hayatının bir parçası olacaktır, o fark etmese bile. fakat sistem düşünmemeyi dayatıyorsa insanlara, insanların da felsefe saçma ve yararsız demesi doğaldır.
kimin dediğine bağlı olarak değerlendirilebilecek insanlardır..
hani, karışmiyim karışmiyim diyorum ama, bi ezber, bi slogancılık, bi felsefeden habersizlik.
bakın, söyleyeyim ben size: aynen bu şekilde konuşanlardan biri de atatürk'tür. 1930'da samsun lisesi'nde dinlediği felsefe dersinde yaptığı konuşmada, mana olarak böyle söylerse de, 1935'te dil tarih coğrafya fakültesi'nin kuruluşuna ilişkin buyruklarında bu fikrini açıkça dile getirmiş ve "müsbet ilim"i övmüştür.
dil tarih coğrafya fakültesi'ni o kurdurmuş (iü'ye rakip olarak) ve bir "felsefe şubesi" açılmasına da izin vermemiştir. onun ölümünden sonra ismet inönü'nün buyruğuyla dtcf'de bir felsefe bölümü açılmıştır.
(isteyene kaynak verilir. isteyene felsefe hakkında marx'ın sözleri de özet geçilebilir.)
zaman zaman katıldığım düşüncedir.
ne olurdu düşünmesem, neden lan? niye bu böyle? acaba? doğru olabilir mi? nasıl? gibi soruları kendime sormamayı istediğim zamanlar olmuştur.
çünkü bakıyorumda çok geniş bi kitleyi oluşturan ve bu düzeyde yaşayan mallar topluluğu hallerinden gayet memnun.