felsefe platon'a göre "doğruyu bulma yolunda düşünsel bir çalışma"dır. felsefenin temelinde soru sorma ve merak etme yatsa da bunlar yeterli değildir. sorulan sorulara anlamlı cevaplar da verilebilmelidir. bugünkü anlamıyla felsefenin yaratıcısı eski yunanlılardır. bilgi felsefesi, siyaset felsefesi, etik, estetik ve metafizik gibi pek çok dala ayrılır.
Sofinin dünyası ile başlanabilecek (bkz: sofies verden) engin bir yolculuktur; fazlası zararlı olabilir. Bazen "Baklava tatlıdır, gerçekler acıdır; o zaman baklava gerçek değildir" gibi saçmalıklara da değinebilmesi muhtemel olan bilim dalıdır.
onu gereksizlik olarak gorenlerin, hayatlarindaki eksikligi hicbir zaman farkedemeyecekleri bilim dalidir.sanilanin aksine ezberle alakasi yoktur.o bir kavrayistir.degiskenlik gosterir.sinir koymaz.sinirlari onu okuyanlar cizer.ayrica vizyon sahibi yapar.bir hocamiz felsefeyi isteyerek okuyan bir insani cikolata dukkaninda kilitli kalmis cocuga benzeterek beni kendisine hayran birakmisti.
felsefe bir hobi degildir ama akademik bir disiplin de gerektirmez.
felsefe dusunce uretmektir herseyden once.felsefenin ana konusu-kaidesi
gercektir.felsefe gerceklikle ilgilenir.felsefeyi hobi olarak goren zihniyet
ancak felsefe tarihi ile ilgilenir.tarih boyunca kayda deger oldugu dusunulen
butun filozofların,felsefe akımlarının cetelesini tutar.onları anlamaya calısır.
sanat tarihi okursan-tahsil edersen sanat tarihcisi olursun,sanatcı olmazsın.
yaratıcı dusunceye-duyguya sahip olup, bir eser ortaya koyup "sanatcı"
sıfatını kazanan-hakeden insanlar da sanat tarihiyle cok icli-dıslı olmayabilirler ki
aslında olmamaları da gerekir,cunku yaratıcılıga engel olabilir.
ortaya koydugun eser taklitten ote gecmeyebilir.
sosyal bilimlerin bircogu akademik bir egitim gerektirmez.tıp veya muhendislik
vb.gibi degildir.ilgili konularda yazılmıs kaynakları okuyarak,o konuda uzman
kabul edilen insanların eserlerini takip ederek herhangi bir sosyal bilim
alanında uzmanlasılabilir.buna baglı olarak yeni dusunceler,savlar uretilebilir.
sosyal bilimlerde uzmanlasmak biraz da kendi kendine lisan ogrenmeye benzer.
"felsefe, istediğin zaman felsefe yapmayı kesebilme yeteneğidir"
"felsefe yarışını en yavaş koşan kazanır ya da varışa en son varan."
(bkz: ludwig wittgenstein)
felsefe yapmak dağa tırmanmak gibidir. Sadece doruğu ele geçirmek için dağa çıkanlar dağdan bir şey anlayamazlar. Gerçek dağcı, olanca varlığıyla dağda yaşadığı zamanı üstün tuttuğu içindir ki dağa tırmanır. Doruk ancak dağda yaşanan zamanın bir parçası olarak önemlidir. Dağ, doruk değildir. **