1966 üss'den beri ösym'nin çok sevdiği derstir. ne var bu derste bu kadar anlamadım. coğrafya tarih fen matematik türkçe hadi anladık da felsefe ne lan?
temeli bozuk olan eğitim sisteminin bozuk müfredatlı dersi.
ulan aristo öğretene kadar ibn-i sina öğretin.
ulan nietzsche öğretene kadar mevlana öğretin.
geçmiş yıllarda felsefeye nazar, deliliğe methiye idi. felsefe, anlamasa bile gülümsetirdi insanoğlunu.
1970 lerden itibaren felsefe ideolojiyle hemal oldu, aradaki sınır tecavüze uğradı. ideoloji felsefeye aitken, adeta felsefenin kendisi oldu. darbeden sonra yanlış hatırlamıyorsam, bir süreliğine de olsa tedavülden kaldırıldı. litoloji kıymete bindi anlayacağınız.
1960 lı yıllar ülkemizin aydınlanma çağıydı. önceleri yavaş, sonraları inanılmaz literatüre boğulduk. zevkten dört köşe halleri. okuyorduk deliler gibi.
lise son, felsefe dersini iple çekiyoruz. bir beyefendi girdi sınıfa gözlüklü. bir şaşkınlık, tanıyoruz bu hocayı. evet hocamız, şehrimizin baytarıydı, malum hayvan hastalıkları mütehassısı.
fakat kalender, çelebi hocaydı. bir yıl boyunca çığlık çığlığa tartıştık durduk. şanslıydı bizim nesil.
istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi felsefe bölümü, hocalarıyla, ders kalitesiyle tek kelimeyle harikaydı. dedimya ş anslıydık galiba.
şimdilerde nasıl bilmiyorum. ama felsefe dersleri canlı katılımla canlanabilen ders onu biliyorum.
dincilerin -en azından günümüzde- bir sorunu olmayan derstir. yalnız, benim bildiğim atatürk'ün gereksiz gördüğü bir derstir. mesela dil tarih coğrafya fakültesini bizzat o planlamış ve kurdurmuş ve fakülteye bir felsefe şubesi açmamış. bu konunun gereksizliği üzerine bir çok demeçlerini de ciddi kaynaklardan okumuştum.
hayayın derinliklerine inersiniz. hayatı ve her şeyi sorgulamaya başlarsınız. sonra sorular içinde boğulursunuz. nihayetinde sorgulanmamış bir yaşamın yaşanmaya değer olmadığını anlarsınız. lisede saçma gelir ama sonradan anlar insan neler kaçırdığını o derslerde.
lisede ezbere dayanan ders. Göz kapaklarını açık tutmak için her türlü şeyi denerseniz de sonunda yenik düşüp uyuyacağınız ders. Ama yine de diğer derslere göre zaman zaman muhtemeşem eğlenceli olabilen derstir.
öğrencilerin inatla kabul etmediği, çoğunluğun sınav stresi ile istemedikleri derstir. bilakis çok yararlı ve faydalıdır. düşünce sisteminin işleyişini değiştirir. temeli daha küçük yaşlarda atılmalıdır.
yorum yapma yeteğinizi arttıran ders ancak iyi bir hocayla, kitaptan giderseniz iğrenç bir ders ancak iyi bir hoca ile tartışma ortamı,fikirlerin ortaya atıldığı bir ortamda ders işlemek gayet keyifli oluyor.
Yeniden yazılan felsefe dersleri programı ile dine ve milliyetçiliğe mefta edilen derstir. Bu ülkede felsefenin hasını yaptığımızı cümle aleme kanıtladık en sonunda.
''iyi bir felsefe eğitimi için bir kere çok küçük yaşlardan başlayarak genç insanlara kavramların doğru içeriklerini öğretmek gerekir. Bazen şöyle yanılgıya düştükleri oluyor bazı arkadaşlarımızın: felsefeye küçük yaştan başlamak. Felsefeye küçük yaştan başlayamazsınız. Belli bir soyutlama gücü kazandıktan sonra zihin ancak felsefeye yönelebilir. Nasıl insanlık belli bir zamana kadar soyutlamak için çaba gösterip de belli bir zamanda buna ulaştıysa insan bireyi de belli bir yaşa gelince soyutlama yapabilir. Ama soyutlama yapabileceği yere kadar onu hazırlamak gerekir. iyi soyutlama yapabilmesi için yani kavramları doğru dürüst edinebilmesi, kullanabilmesi için çok erkenden bazı temel kavramları ona doğru içerikleriyle vermek gerekir. temel 150-200 kavramı bilmeyen bir çocuk felsefeyle karşı karşıya geldiği zaman son derece sıkıntılı ve başarısız olacaktır. Bu birinci koşul. Ama daha önemli koşul, bütün bunları yaptırabilecek yetkin eğitimciye ihtiyacımız var. Yani iyi eğitimci yetiştiremediğimiz sürece felsefenin bu ülkede gelişme şansı yoktur. Gerek felsefe öncesi dönem genç insanlar için gerek daha yetkinleşmiş 15-20 yaşına gelmiş genç insanlar için çok iyi eğiticilerin olması gerekir. Bu çok iyi eğiticiler olmadığı zaman felsefeyi öğretmek yerine öğretmemek daha yararlı olabilir. Çünkü insanların kafasına çok kötü şeyler, çok yanlış şeyler sokacağımıza hiçbir şey sokmayalım daha iyi. Yani kötü felsefe dersi zihinleri bulandırıyor ve onları hasta ediyor. Özellikle bizim toplumumuz bu koşulları yaşıyor yazık ki. Gerek üniversite düzeyinde gerek daha öncesinde insanların çok kötü eğitildiklerini rahatça söyleyebiliriz. Özellikle de felsefe açısından.'' *