Türkiye'de Felsefe ana bilim dallarının ekseriyetle üç alt bilim dalı olur: Sistematik Felsefe, Felsefe Tarihi ve islam Felsefesi. Buradaki üçüncü bilim dalının varlığı, kimimize batsa da, yaşadığımız kültür içerisinde çok anormal değil. ilginç gelebilir ama, islam Felsefesi bilim dalına bağlı bir kadro için, bu alanda ağırlıklı eğitim almış birinin tercih edilmesi de çok anormal değil.
Geliyoruz sorunun daha önemli boyutuna:
Türkiye'de, felsefe bölümlerinin niceliğinin, diğer pek çok bölüm gibi son yıllarda yaşadığı artış, akademik kadro bakımından bir talep fazlası yaratıyor. Benzer şekilde, uzun süredir kökleşmiş bulunan ilahiyat fakülteleri için de bir arz fazlası söz konusu. Felsefe ana bilim dalına bağlı islam Felsefesi bilim dalının yaygınlığı ölçüsünde, ilahiyat fakültelerine bağlı Felsefe ve Din Bilimleri bilim dalı da yaygın. Arada akademik olarak muhakkak ki ciddi bir fark var ama, maalesef bürokratik olarak pek bir fark görülmüyor; bu da bu iki alan arasında personel transferini mümkün, hatta zorunlu kılıyor.
