https://haber.sol.org.tr/...e-gecmis-sistemdir-395816
soL TV’de yayınlanan Komünist Bakış programında bu hafta Mert Doğan, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'a TKP’nin "itirazım var" ve Kartalkaya eylemlerini, AKP’nin ülkeyi yönetip yönetemediğini sordu. TKP’nin yankı uyandıran Kartalkaya eylemini değerlendirerek konuşmasına başlayan Kemal Okuyan, "TKP'nin eylemleri, herkesin öfkesini yansıtan, samimi eylemlerdi. Kamuoyuna ciddi bir etki ve tartışma yarattı" dedi. TKP'nin eyleminin eleştirilmesine ilişkin Okuyan, "TKP eleştirileri önemseyen ancak anlamsız eleştirileri hiç ciddiye almayan bir parti. Öte yandan bu otelde kalanların varlıklı insanlar olduğu söylenerek TKP’nin işçi sınıfı partisi olarak bu eylemi gerçekleştirmesi eleştirisi yapıldı. Felaketlerde yaşamını yitiren insanların sınıfsal kökenlerine bakmayız" şeklinde konuştu. Otelde yaşamını yitiren emekçileri de hatırlatan Okuyan, "Biz insani temellerde hareket eden bir partiyiz" derken, Türk bayrağı eleştirisine karşıysa Cumhuriyetin kurulduğu milli mücadele iradesini sahiplendiklerini vurgulayarak yanıt verdi. TKP’yle siyasi ve ideolojik olarak mesafesini koruyan bazı isimlerin bu konuda TKP'yi koruduğunu belirten Okuyan, söz konusu isimlere teşekkür etti, "Bizim öfkemiz bu düzene ve bu düzenin sahiplerine karşı" dedi. 'AKP bu sefer bakanı feda ederek tepkileri yumuşatmak isteyebilir' Kartalkaya yangınıyla ilgili sorumluların birbirini suçlamasına dair TKP Genel Sekreteri şunları ifade etti: "TKP bir durgunluk içerisinde eylemlerini gerçekleştiriyor. Yangın gibi bir olayın ardından TKP'nin bakanlığın önünde ve istanbul’da yaptığı eylemler bir duygudaşlık geliştirdi. TKP sorumlular arası yetkilere değinmedi. Birini suçlayacaksak bakanlık suçlu. Ama bu yerel yönetimlerin, merkezi iktidarın sermaye ile iç içe geçmişliğini değiştirmiyor. Bizim derdimiz bugünkü sistemin nasıl işlediğini göstermek. Bu sistemde AKP’nin yeri var. Ve sermaye ile iç içe geçmiş bu sistemle bu kazalar engellenemez. Zaten bu aslında bir kaza değil cinayet. 'Kim kusurlu' meselesi söylenecek bir şey olmayınca gündeme geliyor. CHP, 'Bu işin sorumlusu otel patronları, özel sektör' diyebilir mi mesela? Diyemez çünkü kendi ipini çekmiş olur. Dolayısıyla meselenin özü konuşulmuyor. TKP bu meselenin dışında tepkisini koydu ve böyle yapmaya devam edecek." Erdoğan'ın böyle felaketlerde sorumluluğu olan isimleri en azından olaylar sıcakken görevden almadığını söyleyen Okuyan, yangın faciasının Suriye gündemiyle toparlanan AKP’ye büyük bir darbe vurduğuna dikkat çekti. Kültür ve Turizm Başkanı Mehmet Nuri Ersoy'un görevden alınabileceğine işaret eden Kemal Okuyan, "AKP bu sefer bakanı feda ederek tepkileri yumuşatmak isteyebilir. Demek ki Türkiye herkesin yaptığının yanına kaldığı bir yer değil. Toplumun topyekün duyarsızlaştığı iddiası da doğru değil" dedi. 'Siyaset alanını rahatlıkla yöneten AKP, toplumu yönetemiyor' "Gerçekten yönetemiyorlar mı?" sorusunu yanıtlayan Kemal Okuyan, AKP’nin düzen mekanizmalarını -muhalefet dahil- rakipsiz yönettiğini söyledi. Siyaset alanını rahat yöneten AKP’nin toplumu yönetemediğini ve sorunlar karşısında çaresiz kaldığını vurguladı. Bunun özgün bir durum olduğunu ifade eden Okuyan, "Bu aynı zamanda da tehlikeli. Ciddi bir aymazlıkla karşı karşıyayız. Yeni Osmanlıcılık, yeni çözüm süreci gibi konular önemli meseleler ve aslında bunları yönetebilecek bir ekip yok. iktidarın tek becerisi ticaret. Bunun dışında yönetemiyorlar. Halkımızın güvenliğiyle ilgili başlıklarda çok pervasız davranıyorlar" ifadelerini kullandı. TKP’nin kendi programı ve dünya görüşünün, Türkiye projesinin olduğunu belirten Okuyan, tepki ve öfkelerin bir kurucu iradeye taşınması gerektiğini söylerken, Türkiye’de böyle bir birikimini olduğunu da vurguladı. Okuyan şunları söyledi: "Emekçilerin bu ülkeyi yönetme birikimi ve ehliyeti vardır. Daha önemlisi hakkı vardır. Aydınlarımızın da bu güvene sahip olması lazım. Sorunlar yumağının kaynağı sermaye düzenidir. Bunu yalanlarla artık savunamazsınız. Bizim savunduğumuz sistem açık ara çok daha üstün. Bizim avantajımız savunduklarımızın yalın ve sade oluşu. Üyelerimizin, dostlarımızın bu ülkeye güvenini tazelemek istiyoruz."
