aslında herseyı bir kenara bırakıp,"neden" sözcüğünü tekrar düşündüren yazılarla dolu güzel bir sayfadır.
şarabı içmeden yada üşümeden önce okunulması şiddetle tavsiye edilen sayfa...
(bkz: )http://www.facebook.com/felaket.vosvos
Evet... Felaket tellalı kırmızı vosvos.. Kırmızı vosvosss, hemde felaket tellalı... Bu dönemin zerdüştlerinden... Düşünerek seviştirymeyi sağlıyor, insanlara sevişirken düşünmeyi öngördütüyor... Yazıyor, çünkü düşünerek okutmak istiyor... Uçlarda geziyor hep içimizde oluyor ama içimizin en dışında çemberin merkezinden dışına bir yay çizdi FELAKET TELLALI KIRMIZI VOSVOS sevişerek yaptı bunu düşünerek yazarak ve tıklayarak kapılara... AYrıca da belirtmek gerekir bütün iyi kelimeleri övgü olarak alabilecek Okan BAYÜLGEN de biliyor seviyor, takipte ve destekliyor...
"Konuşulanlar, yaşanacakların yalanıdır." demiştir yazar. yazdıklarında aslında neler yaşadıklarını anlayamazsınız. kendi yaşadıklarınızı bulmaya başlarsınız. kendi yaşadığı dünya yı venüs olarak adlandırır.* kırmızı bir yolda ilerlediğini görebilirsiniz. kadınları tanrı olarak kabul etmenin yanında, onlardan öğreneceğimiz çok şey olduğundan bahseder genellikle.
(tanıtım bülteninden)
bizler; süreya'nın, turgut'un, can'ın, nazım'ın torunlarıyız.. şiirimizi; sürgün, küfür, hüzün ve özlem ile yoğurduk..
renklerden de anlamam bukowski'den de..
eğer bir şarkı varsa aklınızda, bırakın o konuşsun..
eğer aşıksanız, onun ne istediğini duymayacak kadar çok konuşun..
en makbulüdür benciliyet..
siz! o minicik kibrinize doldurduğunuz kadehle, üstümüzden bakıyorsunuz bize..
siz! ne küfürlerden anlarsınız, ne de yerlere tükürmekten. bazen kusmak ister insan inan bana yavrum ya da art arda hıçkırmak..
siz diyorum diye alınıyorsanız alının; çünkü benim siz'le işim olmaz.
inci sözlükte rastladığımdan beri takip ederim, bombok paylaşımlarda bulunuyor. her seferinde dur şunu takibi bırakayım diyorum nasıl oluyor bilmiyorum araya bir şey giriyor unutuyorum. neyseki şimdi hatırlattınız da bıraktım takibi.