federico garcia lorca

entry40 galeri3
    39.
  1. 1919'da yerleştiği ve 1928'e dek kalacağı "Residencia de Estudiantes" öğrenci yurdunda Guillermo deT Torre, Jose Moreno Villa, Louis Bunuel, Salvador Dali, Rafael Alberti, Pedro Salinas ve FGerardo Diego gibi sanatçılarla dostluk kurmuştur. Bunlardan özellikle Bunuel ve Dali'ye çok yakındır; hatta Dali'yle yakınlığı dostluktan da öteye gidecektir. Çünkü sevgisini hiç haketmeyen bu kişiye aşkla bağlanacaktı. Lorca, eşcinseldi ve 1920'lerin koyu katolik ispanya'sında oldukça sıkıntılı bir durumdu bu.

    Lorca, Endülüs'ün ispanya Krallığı tarafından fethedilerek Müslümanların, Yahudilerin ve çingenelerin göçe zorlanmasını uğursuz bir felaket olarak nitelendirmiş ve kendini bu çok kültürlü yapının bir çocuğu olarak görmüştür.

    Hayatını konu edinen kitaplarda Franco taraftarı Falansjistler tarafından antifaşist ve eşcinsel olduğu için katledildiği yazsa da bunun bir diğer sebebi de kendisini Endülüs kültürünün bir parçası olarak görmenin de etkisi eklenmelidir.
    0 ...
  2. 39.
  3. adını ilk duyduğumda tipik futbolcu demiştim. *
    t : 38 yaşındayken franco"nun adamları tarafından işkencehanelerde kurşuna dizilen ispanyol halk ozanı.
    0 ...
  4. 38.
  5. ünlü ispanyol şair garcia lorca, ispanya iç savaşında, ağustos 1936 yılında faşistlerce kurşuna dizilmeden önce son şiirini okuyor:
    "özgür olmayan insan nedir?
    söyle bana, mariana.
    söyle seni nasıl sevebilirim
    özgür olmazsam?
    sana kalbimi nasıl açabilirim
    bu yürek benim değilse?"

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1632953/+
    3 ...
  6. 37.
  7. Şiire can katan şair. Bir yazısında şöyle der:

    "Bütün insanlar, ister Cézanne olsun ister Nietzsche, bütün sanatçılar, mükemmellik kulesinde tırmandıkları her basamağı, daha önce belirtildiği gibi melekle ya da ilham perisiyle değil, kendi duendeleriyle verdikleri mücadele pahasına çıkmışlardır. Eserlerinin özü için esas olan bu ayrımı yapmak gerekir."
    0 ...
  8. 36.
  9. “içiniz kor gibi yanarken susmak, acıların en beteridir.”
    6 ...
  10. 35.
  11. keşke arkadaşım olsaydı dediğim şair. ruhumdan bir o anlardı sanki.
    1 ...
  12. 34.
  13. çok yakışıklı çok guzel bir adammis be,insan üzülüyor öldürüldüğünü düşününce. ölürken bile ezilen halklara selam vererek kursuna dizildiği soylenir. dunya nasil bir yer diye bir baslik acmisti bi arkadas, dunya boyle bir yer iste.
    1 ...
  14. 33.
  15. pablo neruda ile iyi arkadaş oldukları rivayet edilir.
    0 ...
  16. 32.
  17. ülkü tamer olmasa adam akıllı çvirisiyle karşılaşamayacağımız şair.
    ''...Çünkü aranır alında güller
    O katı görünüşünü kemiklerin.
    Başka işe yaramaz erkeğin elleri
    Toprağın altındaki köklere benzemekten...''
    0 ...
  18. 31.
  19. Bilerek katledilişinin bir gün ardından yazdığım "insan"... 19 ağustos 1936 tarihinde Alfacar'da katledildi Lorca! 38 yaşındaydı. Kuklalar oynatıp, oyunlar yazıp, şiirler kaleme alıyordu. Bu denli azalmaya meyilli bir dünya için fazlaydı Lorca! Sait Maden çevirisiyle şiirlerini okuduğum dönemi anımsıyorum. Yazko'dan çıkmıştı kitap. Bende ikinci eli mevcut. Önceki okurunun notları bile duruyor. Çok şey söyleyecekken insanın boğazı düğümlenir bazen. işte bu tam da öyle bir an... Goethe'nin Faust'undaki "bitimsiz" anların toplamıdır böyle anlar. Fazla söze gerek yok; Lorca insan gibi yaşadı ve insan gibi öldü. Bir şairi, nasıl öldürebilirsiniz ki!
    1 ...
  20. 30.
  21. tarihte bugün* katledilmiş olan ünlü ispanyol şair.

    dali* ibnesinin yanındaki değeri kat be kat fazladır gözümde.

    kendi kaleminden bir dörtlük ile yad edelim;

    --spoiler--
    Ölüsün çünkü, dirileceğin de yok.
    Yeryüzünün bütün ölüleri gibi,
    Unutulmuş bütün ölüler gibi
    Sönmüş bir köpekler yığını içinde.
    --spoiler--
    1 ...
  22. 29.
  23. etme eyleme ölüm, varmadan cordoba'ya mısrai meşhurunun mübdii.
    1 ...
  24. 28.
  25. ismini granada havaalanına veren şairdir.şehrin içinde de müzesi vardır.
    3 ...
  26. 27.
  27. bir söz duydum hayatım değişti diyebileceğim sözün sahibi. şair...
    bir faşist kurşunuyla hayata gözlerini yummuştur. ispanyolların kızıl karanfilidir.

    "Bu dünyada her daim hiçbir şeyi olmayanların yanında olacağım; kendilerinden o hiçbir şeye sahip olmamanın huzuru bile esirgenen insanların yanında."
    3 ...
  28. 26.
  29. 19 Ağustos 1936…
    “Ben de her gerçek şair gibi devrimciyim” diye tanımlayan büyük şair Lorca, 38 yaşında faşist ispanyol muhafızları tarafından öldürüldü.
    1Şiirlerinin yanı sıra tiyatro oyunlarıyla da tanınan, Kanlı Düğün, Yerma ve Bernarda Alba'nın Evi üçlemesinin yazarı Garcia Lorca, Ağustos 1936'da Avrupa coğrafyasını çiğneyen faşizmin ispanyol muhafızları tarafından gözaltına alınır. 2,5 gün ağır işkencelerden geçirilen Lorca, 19 Ağustos günü doğduğu memleketin Granada bölgesinde faşist birliklerce kurşuna dizilerek katledildi.

    Yaşamını ispanya halkının özgürlüğüne ve eşitliğine adayan ve mücadele ettiği faşistlerin kurşunlarıyla 38 yaşında katledilen büyük şairi ve mücadelesini saygıyla anıyoruz…
    3 ...
  30. 25.
  31. 'bu dünyada her daim hiçbir şeyi olmayanların yanında olacağım; kendilerinden o hiçbir şeye sahip olmamanın huzuru bile esirgenen insanların yanında' demiştir kendileri.Kurtuba'nın prensidir.
    2 ...
  32. 24.
  33. sadece ismiyle bile newells old boys takımında her türlü ön libero oynayabilecek kişi.
    1 ...
  34. 23.
  35. "..
    ne garip şu ikindi sazlıklarında
    federico adında olmak"

    f.g. lorca
    5 ...
  36. 22.
  37. " o kızıl ağzını bastır ağzıma
    ne olur, çingene yıldız !
    ve güneşten altınında öğlenin
    bir ısırayım elmanı. "
    1 ...
  38. 21.
  39. atlinin türküsü adli sarkiyi bu yazar icin söylemistir zülfü livaneli.
    3 ...
  40. 20.
  41. Ama heykellerin altında aşk yok

    Aşk yok kesin billurdan gözlerin altında
    Aşk açlığın hırpaladığı vücutlarda duruyor
    Sel baskınına karşı koyan ufak barınakta;
    Aşk açlık yılanlarının birbirini yediği hendeklerde
    duruyor
    Martı ölülerini sallayan hüzünlü denizde
    Ve yastığın altına gömülmüş kapkaranlık öpüşte
    duruyor.
    Ama saydam elli ihtiyar
    Aşk, diyecek, aşk, aşk,
    Milyonlarca can çekişmesi içinde:
    Aşk, diyecek, aşk, aşk,
    Sevecenliğin titrek kumaşı içinde;
    Barış, diyecek, barış, barış,
    Bıçak ürpertileri ve dinamit yığınları arasında
    Aşk, diyecek, aşk, aşk,
    Dudakları bir gümüşe dönüşene kadar
    Bunları diyecek.
    1 ...
  42. 19.
  43. Umarsız Aşka Gazel...

    Gelmek istemiyor gece
    Ne sen gelebiliyorsun o yüzden
    Ne de ben gidebiliyorum.
    Ama ben gideceğim.
    Akrepten bir güneş şakağımı yesede.
    Ama sen geleceksin.
    Dilin tuzlu yağmurlarca yakılmış.

    Gelmek istemiyor gün.
    Ne sen gelebiliyorsun o yüzden.
    Ne de ben gidebiliyorum.
    Ama ben gideceğim.
    Kurbağalara atarak ağzımda çiğnediğim karanfili.
    Ama sen geleceksin.
    Çamurlu lağımından karanlığın.

    Gelmek istemiyor.
    Ne gün,
    Ne gece.
    Ölebiliriz o yüzden.
    Ben senin uğruna.
    Sen de benim...

    Federico Garcia Lorca
    1 ...
  44. 18.
  45. detaycı bir tasvirle erotizm kokan güzel bir şiiri:

    Ayağı Karıncalı

    Yalnız bir kadın sanmıştım önce.
    Oysa kocasını aldatan biri.
    Irmağın orda buluştuk.
    Gece Santiago gecesi.

    Işıklar sönüp birer birer
    Yanmaya durunca ateşböcekleri,
    Son birikintisinde şehrin
    Dokundum uykulu memelerine.

    Türkülü çiçeklerin dalları gibi
    Göğsü gözlerime açılıverdi.
    Ve oniki hançerin bir kerede
    Yırttığı ipek gibi sinirli.

    Hışırtısı kulaklarımda
    Kolalanmış eteklerinin.
    Işıksız tepeleri ağaçların
    Yollar boyunca kocaman kocaman

    Ve ufuk köpeklerin ufku
    Irmaktan ötelere havlıyordu.
    Ne varsa üstünden atlayıp geçtik
    Böğürtlenler, dikenler, karaçalılar.

    Saçındaki topuzun yere yatınca
    Yumuşak toprakta açtığı çukur,
    Ben boyunbağımı attığım zaman
    Çözüşü onun da düğmelerini.

    Sıra silahlı kemerime gelince
    Sıyrılışı giysilerinden art arda,
    Sümbüllerin mi kurbağaların mı
    Olamaz hiçbirinin böyle bir teni,
    Ne de billurun ayışığında
    Sunabildiği var bu ışıltıyı

    Kalçaları altımda kaçışıyordu
    Hani ürkmüş balıklar gibi
    Bir yanı tutuşmuş ateş çemberi
    Bir yanı buza kesmiş, sepserin,

    O gece dörtnala gördüm kendimi
    Sedeften küçük bir taya binmişim
    Gördüm, ne dizgin ne de üzengi
    At koşturuşlarımın en güzelini.

    Neler anlattı sevişirken
    Ama söyleyemem erkeğim ben
    Hem böyle ağzı sıkı görünmemi
    Aydınlık akıl da istiyor zaten.

    Federico Garcia Lorca
    2 ...
  46. 17.
  47. acimin sonunda
    bir kapi var.

    duy beni: senin ölüm dedigini
    hatirliyorum ben..

    korkunç bir sey kalmak
    bir bilinç olarak
    kara topragin altinda.

    her sey biter sonra: korktugun, bir
    ruh olusun ve beceremeyisin
    konusmayi, ansizin biter, kati toprak
    bükülür azicik. ve benim
    kus sandiklarim dalar çalilar arasina.

    sen ki hatirlamazsin
    öteki dünyadan geçisini.
    sana yeniden anlatirim derim: kim ki
    döner gelir unutulustan, döndügünde
    bulur kendi sesini:

    hayatimin tam ortasindan
    görkemli bir kaynak fiskirir, koyu mavi
    gölgeler gökrengi denizde.
    2 ...
  48. 16.
  49. "....
    garcia lorca'nın mezarı
    ve gözbebekleri pierre curie'nin
    kar altındadır
    ..."

    ahmet arif, karanfil sokağı adlı şiirinde böyle söylüyor. belli ki lorca ve onun sahipsiz mezarı çok etkilemiştir. federico garcia lorca 20 yüzyılın en büyük şairlerindendi ve ispanya'da falizme karşı insanlığın direnişinin simgesi olmuştu.

    bir tiyatro yazmıştı garcia lorca, geçen yıl boğaziçi üniversitesi'nde izlemeye gitmiştim. kuklaları oynatıyordu o tiyatro eserinde. kuklalara can veriyordu. kuklalara şiir okuyordu ve aslında kuklalardan kimleri kastettiği açıktı. onun yaşadığı dönem, en karanlık dönemlerdendi. o dönemler dünya faşizmin kucağında idi ve insanlık susuyordu. ispanya'da da faşizm vardı ve faşizmin en ağır dönemleri ispanya'da yaşanmaktaydı. franco yönetimi, faşizmin en kanlı örneklerinden birini sergiliyordu ve gelecek karanlıktı. faşist franco, ölümlerle bezenecek geleceği muştuluyordu ve garcia lorca zalimin karşısında duruyordu, zulme boyun eğmiyordu. şiirleri susturamazlardı, şair susamazdı. şairin en önemli görevidir ezilenin yanında durmak. ezilenlerin yanında durdu garcia lorca. bir gün evinin kapısını açtı ve özgürleştirdi kendini ve kuklalarını da. faşistlerce yakalandı ve diğer masum insanlar gibi o da bir çukura konuldu ve kurşuna dizildi. sonra ispanya sosyalist partisi iktidara gelince garcia lorca'ya hakettiği değeri verdiler ve onu ispanya'nın en büyük şairi ilan edip, zulme karşı direnişin ve özgürlüğün sembolü ilan ettiler.

    dedim ya yazdığı bir tiyatro oyununu seyretmeye gittim geçen yıl diye, hala etkisindeyim. tiyatronun adı "don cristobita ile dona rosita'nın acıklı öyküsü" idi. kuklalar vardı oyunda, lorca kuklalara bir oyun oynatıyordu ve bir gün kuklaları sandıktan çıkartıyordu. onlardan hiç bilmediği bir şeyi, özgürlüğü anlamalarını istiyordu. bir süre sonra öğreniyordu özgürlüğü kuklalar. lorca faşizme karşı susanlara mesaj veriyordu aslında. insanlar zincirlerini kırmalıydı ve özgürlükleri için uğraşmalılardı. oyun boyunca sahnede bir balkon dekoru vardı. anlam veremedim önce ve sonra bir şiirini okudum işte o vakit anladım her şeyi. ölümüne dair yazmış lorca;

    hoşçakalin

    ölürsem
    açık bırakın balkonu.

    çocuk portakal yer.
    (balkonumdan görürüm onu.)

    orakçı ekin biçer.
    (balkonumdan duyarım onu.)

    ölürsem
    açık bırakın balkonu!

    ve oyunun sonunda lorca, açar evinin kapısını ve dışarı çıkar...kuklalarının özgürlüğü öğrenmesine yardımcı olur ve onları kuklalıktan kurtarır ve o kapıdan dışarı çıkması ölümünü sembolize eder, ölür...

    ölümsüzleşir...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük