2008 de çıkması planlanan monolith oyunu. oyunun ismi oylamayla seçilmiştir. son 3 e kalan diğer iki isim ise dead echo ve dark signal dir. point man i gene oynayamayacağımız serinin devam oyunudur ayrıca.,
orjinal f e a r oyununun devamı niteliği taşıyan versiyonu. vivendi nin isim haklarını almasından sonra fear etiketini kaybetmiştir. fakat önemli olan oyunu monolith gibi bir dev tarafından yapılıyor olmasıdır. tek üzücü yanı ilk oyundaki point man ile oynayamayacak olmamızdır. halbuki point man alma nın doğan ilk çocuğudur ve oyuncunun ısındığı bir karakterdir. oyunun kötü karakteri, diğer evladı, psicik güç sahibi paxton fettel ise büyük olasılık tekrar ortaya çıkacaktır. vivendi tarafından bir başka yapımcıya yaptırılan fear extraction point ve fear perseus mandate ile konu bakımınan hiç bir alaksı yoktur. oyun orjinal f e a r ın bittiği yerden 30 dakika öncesinde başlayacak.
beklendiği gibi çıkış tarihi ertelenmiştir. yeni belirlenen çıkış tarihi 2009 başlarıdır. oyuncuyu beklete beklete senaryoyu unutturdular. umarız güzel bir şeyler çıkar ortaya. videolardan görüldüğü üzere kan kusturan mechleri yönetebileceğiz ve bu sefer etrafa dehşet saçan taraf sadece replica askerleri olmayacak.
demosu yayınlanmış olan oyundur. asıl adı fear 2: project origin dir, bildiğiniz gibi monolith isim haklarını söke söke veya sike sike olmasa da almayı başardı.
demoda göze çarpan ilk detay bana göre müzikler oldu. atmosferi daha iyi destekliyor müzikler. bunu yanında alma'yı ve geçmişte yaşadığı olaylar üzerinde falan biraz daha fazla durulduğunun sinyallerini aldık demoda. özellikle demo bölümünde okuldan geçerken falan, etraftan gelen sesler vs. buna işaret ediyor. oynanış aynı, fear oynanışı. grafiklerde ben pek bi iyilik göremedim, biraz makyajlı sadece; fakat çevre etkileşimi üst düzey. çok beğendim.
full sürümünü merakla beklediğim oyundur. tadından yenmeyen bir demoyla hevesleri kursakta bırakmıştır. alma eski oyunlara nazaran daha çok başa bela olacağının da sinyallerini vermiştir.
7 intervaldan oluşan, serinin monolith tarafından ele alınan 2. oyunu. ilk oyuna göre getirdiği çok fazla yenilik yok, zamanı yavaşlat - önüne geleni vur - ilerle şeklinde devam ediyor. oyunu bitirmek oyuncunun toplamda 7-8 saatini alıyor ve bu sefer ödül kısmı da ana menüye eklenmiş, haa single player ve online oyun boyunca gerekli şartları sağlayıp bunları açıyorsunuz da ne oluyor ? hiçbir şey... şimdi oyunun artılarına ve eksilerine bakalım.
- korku ögesi: ilk fear ı fear yapan oyundaki korku teması, almanın tam olarak kim olduğunu ve hikayesini bilmememizden kaynaklanıyordu. oyundaki görsellerin bizi çok fazla etkilemesine de bu neden olmuştu. oysa fear 2 ye bakıyoruz; hikaye fear extraction point ve fear perseus mandate de sağolsun -gerçi fear 2 nin bu oyunlarla alakaları olmadığını kafamıza sokuldu monolith tarafından- oyuncuya öyle açık bir şekilde sunuldu ki önceki oyunlarda, oyuncunun korkmasına gerektirecek bomba bir korku unsuru fear 2 ye maalesef eklenememiş. artık neyin nereden çıkacağını ilk oyundan öğrendiğimiz ve ilk oyundaki düşmanların aynısı tiplerle mücadele ettiğimiz için oyuncuyu korkutmayı beceremiyor fear 2. çok zorlarsak, fenerin almanın telepatik dalgaları nedeniyle çalışmadığı ve ortamın zifiri karanlık olduğu bölümlerde üzerimize gelen casper kılıklı tiplerin cılız saldırılarını gösterebiliriz. ancak ''ekranı karart, boarrrgh diye efektler koy arkaya'' yoluyla olmuyor maalesef bu işler. korku konusunda oyuna puan kazandıracak tek şey muhteşem gerilim temalı parçalar. hakkını yemeyelim, oyunun soundtrack kısmı çok çok başarılı.
alma: 2/5
müzik: 4.5/5
düşman: 1.5/5
efektler(bilumum unrealistic ögeler): 2/5
total: 10/20
- oyun süresi: 2 dvd lik bir oyuna göre oldukça kısa, bu elbetteki oyunun türünün saf fps olmasından kaynaklanıyor. oyuncu bölüm boyunca düz bir yolda ilerlemek zorunda bırakıldığı için tek tek bitiyor bölümler. hikayeyi anlatan medyalar oraya buraya serpiştirilmiş, kısa sürede eriyen cephane sorunu için de yan yollara mühimmat yerleştirilmiş ancak oyun o kadar düz ki bunların yarısı speed run yolunun üzerinde oluyor.
total: 2.5/5
- oyun sonu boss u: resmen, 40 yıllık oyuncuyum ben böyle oyun sonu boss u görmedim arkadaş olayı. oyunu bitirip şoku atlattıktan sonra wikipedia ya bakıp kim olduğunu öğrenmeye çalıştım. karakterin suratı ölü imajı verilmesi için öyle dağıtılmış ki çözemedim haliyle. sonuçta ufak bir göz gezdirme sonucu baktım ve takım arkadaşlarımızdan sgt. keegan olduğunu öğrendim. aslında oyundaki takım arkadaşlarımızın hiçbirinin birbirine üstünlükleri yok, ancak niyeyse keegan seçilmiş. elbette bunda ekipteki 2 elemanın oyunun başlarında alma tarafından katledilmesi etkili. çünkü bunları çıkardın mı geriye 3 yardımcı karakter kalıyor*. bunlardan biri bayan ve harbinger projesi kapsamında değil ama ekipte. ilginç bir kayırma olduğunu sezdim ya neyse. e diyelim geriye kaldı 2 erkek eleman, peki niçin morales isimli ispanyol eleman değil de sgt. keegan, işte tüm bu meseleyi gün boyu düşündüm ancak işin içinden çıkamadım. oldukça saptık olaydan, saniyesinde sokayım... sizi... konuya...** 6 bölüme 7-7.5 saat harcayıp da olayın sonuna 15 dakika harcamış olmanın yetmesi oyuncuya fazlasıyla koyuyor. buna bir de bu 15 dakikanın sonunda ''aslında alma ile savaşmamışız, resmen sevişmişiz yahu'' gerçeğinin zihinde yerini alması bu duruma iyice tuz biber oluyor. kısacası ismine yakışmayan bir final ve basitlik olmuş. ancak fear 3 e de, yeni ve daha taze, daha bilinmedik bir yol vermesi açısından da... güzel demeyelim, ilginç olmuş.
total: 0.5/5
- görseller: ilk oyunla arasında oldukça zaman olduğu için aradaki grafikleri karşılaştırmak abes olur, resmen sıçrama yapmış. hele ışıklandırma konusunda makineyi oldukça zorluyor -oyun makineyi kasıyorsa; bırakın anti aliasingi, lightning effecti kısın anlayacağınız-. görsellerin bana göre tavan yaptığı kısım, oyun boyunca sık sık karşılaştığımız ve oyun sonuna da mekan olmuş, alma nın upuzun ovada salıncakta sallandığı bir ağaç ve alabildiğine düzlük olan bölümdür.
total: 4/5
- silah-cephane: 4 farklı kategoride bomba tipi olması ve farklı düşmanlara, uygun tipte olanlarının etki etmesi güzel ve seriye eklenmiş yeni bir özellik. ilk oyunda proximity ve frag grenade vardı yanılmıyorsam. bombaları ve etkilerini açıklamaya gelecek olursak, oyun yapımcılarının bomba özellik diye lanse ettiği ancak bana göre bir düşman olarak cüssesine göre oldukça yetersiz kalmış zırhlı robotları yok etmek için öncelikle shock grenade kullanıp, elektrik akımına zayıf olan kalkanını deaktive ettikten sonra füze ile abanmak gerekiyor. bu bomba diğer replica askerlerini bir süre zarar veremeyecek hale getiriyor ancak pek işe yaradığı söylenemez. sonuçta taramalıyla girişmeye başladığınızda da zaten kitlenip kalıyor, patır patır yere düşüyorlar. incinerate grenade, ufak çaplı yangın bombası olarak adlandırılabilecek grup halindeki düşmanlara karşı bir bomba. frag grenade i anlatmaya gerek yok. proximity grenade ise düşman yaklaştığında patlayan, fırlatıldığı yere yapışan kullanışlı bir bomba. ayrıca patlamamış olanları geri elinize alabiliyorsunuz. silahlardan, assault rifle ve machine gun oyun boyunca en çok kullanılan, resmen .rspu olmuş silahlardan. düşmanların 2/3 ünde bunlardan var. laseri ilerki bölümlerde bir kaç zırhlı replica askerinin elinde görüyoruz. ateş etmeye başlaması için 1 sn şarj süresi gerekli ki bu arada ölmezseniz, karşınızdakiler dilim oldu demektir. rocket launcher, zırhlı robotlara karşı kullanılması önerilenlerden. oyun boyunca gereğinden fazla geçiyor ele, kullanmaktan çekinmeyin. sniper genelde tek vuruşla işi halleden, slow mo ile güzel giden silahlardan. dürbünü biraz sapıtık yalnız, yakın dövüşlerde kullanmayı denemeyin. hammerhead, slow mo da benim bir türlü kullanamadığım, na bu kadar* yeşil saplı iğneler fırlatan bombastik bir silah. seri halde ateş etmesi ve 2. atışta zırhsız, düz replikaları duvara mıhlamasını izlemek oldukça güzel. flamethrower düşmanın elinde cengaverleşen sizin elinizde ise bahçe hortumu gibi duran gereksiz bir silah. bunu taşıyan elemanı yatırın yere ama silahı bi zahmet bırakın orada. snake fist adlı elemandan aldığımız silahın ismi energy gun ancak kullanamadık, kıfsmet olmadı. o kadar da oyun boss una karşı saklayıp bir silah hakkını feda etmiştim oyunun yarısı boyunca, ancak... allah belanı versin keegan, niye morales değil ulan?.. tabanca ise oyundaki en gereksiz silah. yumruk ya da uçan tekme konuşturun cephanesiz kalınca, daha atraksiyon olur.
total: 3/5
- düşmanlar: ilk oyundaki replicalar yerini korurken, alma tarafından kontrol edilmeyen apc*lerin yerini, hayaletler ve ölüleri kontrol eden, oldukça yüksek bir health pointe sahip olan yaratıklar almış durumda. hayaletlerin olduğu bölümlerde genelde fener çalışmıyor ve yön bulma duyunuz 0 a indirgendiğinden önünüze sıka sıka ilerlemek durumunda kalıyorsunuz. her ne kadar atakları çok zayıf olsa da, doğru düzgün göremediğiniz bir şeyle de mücadele edemezsiniz. oradan buraya görünmeden atlayan zıplayan, elektrikli saldırıları olan replica assassinlerin ise health pointleri oldukça düşürülmüş ve slow mo + tabanca ile alınabilir hale getirilmişler. tamam, ilk oyunda oldukça can sıkıcılardı ancak bu da çok kolay olmuş be usta. 3. oyunda inşallah ortalayı bulacaklar, i have a dream. oyun sonundaki boss rezaletine dönmeye bir kere daha niyetim yok. zırhlı robotlar da, zırhlı robot kullandığımız zamanlar bize rakip olamıyorlar. ancak zırhlıyı kullanırken slow mo yu kullanamadığımızı hatırlatmakta fayda var. burada sadece roketlere güvenmek zorundasınız.
- fizik motoru:
1)slow mo lu patlamalar bana ilk oyundaki gibi janjanlı gelmedi, düşmanlar patlamanın etkisiyle oradan buraya kolay kolay savrulmuyor artık.
2)zırhlı robotla yıkık şehrin arasından düşmanları yara yara geçerkenki bina yıkma sahneleri de eh işte denebilecek düzeyde. insan bir yıkılma efekti de ekler ki, tam olsun. yapabildiğimiz delicesine tarayarak binanın alt kısmını tuz buz hale getirebilmekten ibaret.
3)karakterimizin yürümesindeki göze çirkin gelen yürüyüş meselesini de hala çözememişler. hala kaya kaya ilerlemekte karakterimiz.
4)düşmanın önündeki eşyayı uygun pozisyona getirip de siper alma durumu, bizim için de geçerli ancak slow mo olduktan sonra bunlarla uğraşmıyorsunuz. haliyle bu özellik güme gitmiş oluyor.
total: 3/5
- yapay zeka: eşyaları kullanıp siper alma konusunda gayet başarılılar. üzerinize de bilinçsizce gelmiyorlar. ancak yine de kafayı duvarın arkasından uzatma- saldırıya geçiş - yeniden siper alma üçlemesinde bir bütünlük yoksunlukları oldukları açık. zincirleme hareketler arası reaksiyon süreleri daha iyi ayarlanabilirmiş.
total: 3.5/5
- son söz: paxton fettel ve point manin patlamadan sonraki akıbetleri muamma. fear extraction point te, point man ile yola devam etmiştik ancak o hikayeyi monolith in s.klemediğini 2. kez hatırlatıyorum. son olarak;
(bkz: fear 3)
total: 26.5/50 = 53/100
2 saatlik dead space seansından sonra rahatlıkla oynanan oyun. cod 4 ile yarışabilecek tek fps. arada sırada tırstırıyor falan heyecanlı, bol aksiyonlu.
ilk fear grafik ve konu açısından çağının devrim niteliğinde oyunu olmasına rağmen biraz oynayıp sıkılmıştım.
Haliyle konuya,hikayeye adam gibi hakim olmadan bunu oynadım ancak ilk fearın aksine bu oyunda canım sıkılmadı ve birkaç oturuşta bitirdim. Grafiklerinin kastırmaması iyi olmuş aslında, fena da değiller. yalnız Full HD tvde Full HD grafiklere çekemedim Bilgisayardaki ayarlarından nedenini anlamayamadım. bilgisayar monitoründe ise kare ekranda da widescreen oynamak zorunda kalıyorsunuz o kötü.
Oyun bir de Hardda birkaç yer haricinde yine de kolay bu da biraz kötü olmuş yalnız yerinde durmayan düşmanlarla daha zor olsa belki sıkabilirdi oyun.
velhasıl fanatiği olmama rağmen ilk oyunu da pek sevmeme rağmen 2. oyunda eğlenmişimdir.
mükemmel bir oyun olup korkudan beyninizin içine eden alma adlı hatunu, oyun sonunda cinsel ilişkiye girerek tüm acılarınızı unutmanızı sağlayan bir oyundur.
fear 2 reborn adı altında bir dlc si vardır. paxton fettel in kontrol ettiği bir replica soldier oynanmakta ve point man in sebep olduğu patlamanın ardından alma nın bedenini paxton için ele geçirme görevi yapılmakta.
alma'nın üzerimize atlayıp nemfomanyak bir şekilde seviştiği oyun. oyunun kötü kızı tarafından tecavüze uğradık lan! geyik bir yana, sıçırtan atmosferi, sağlam senaryosu ile fear 3'ü tokatlayan oyun. fear 3'ün senaryosu bokum gibi olmuş çünkü.
gerçekten hayatımda oynadığım en gereksiz, en salak fpslerden birisi. her yönden zayıf.
zaten ilk f.e.a.r.'ın da hayranı değildim fazla, ama severdim. level design iyiydi, ai her görevde canımdan bezdiriyordu, milletin üstüne slow-mo'da koşup drop-kick atmak aşırı zevkliydi, atmosfer, hikaye anlatımı açısından da gayet ortalamanın üstündeydi. e peki madem bu kadar güzel, niye hayranı değilsin, hayranı olunmayacak ne var derseniz, şöyle ki bu oyun action-horror dediğimiz, benim pek tutmadığım bir janraya dahil olmakta. bazen sanki god mode açmışsınız gibi hissediyorsunuz, bazen de deli gibi tırsıyorsunuz. sinir bozuyor yani. ama bu durum ilk oyunda, bu zıkkım ikinci oyuna göre çok daha iyi oluşturulmuş, dengelenmiş ve oturtulmuştu.
işte ilk oyunun başarılı olduğu ne kadar nokta varsa, ikinci oyun hepsinde birkaç adım gerisinde.
aklıma gelen birkaç görev dışında level design berbat, level design kötü olunca ai'dan da verim alamıyorsunuz. habire bomba atıyorlar, ki bu güzel aslında, biraz koşturuyor adamı, ama sonra mal gibi duruyorlar, çıkıp vuruyorsunuz.
en zorda oynamanıza rağmen hiç zorlanmıyorsunuz. zaten hitboxlar o kadar geniş ki, nişan almanıza bile gerek yok sağı solu tarayın illaki birkaç adam öldürüyorsunuz.
silahlar deseniz aşırı güçlü kalıyor düşmanlar karşısında, yani kısacası zaten deli gibi kolay oyun bir noktadan sonra daha da aşırı bir şekilde kolaylaşıyor.
işte bu bence oyunun düzenlenişindeki en sikim hatadır. hani bir oyunun en zor modda dahi kolay olması zaten kabul edilemez de, bu tarz bir oyunda durum iyice kötü bir hal alıyor.
şöyle ki, şimdi oyunda nerede gerileceğiniz ve nerede adam vuracağınız açık şekilde size belli ediliyor ve bunun sizi korkutması bekleniyor. ama siz zaten kolaylaşmış oyunu iyice taşak modunda oynamaya başladığınızdan alma'yı falan siklemeden bildiğin depar atarak geçiyorsunuz sözde "korkunç" bölümleri.
zaten salak salak jumpscarelere dayalı olan korku faktörü böylece çökmüş ve oyunun büyük bölümünü oluşturması gereken "gerilim" olayı bir anda yok olmuş oluyor.
yahu şu oyunu azcık zor yap. bırak alma'yı, karşıma en zayıf askerlerden dahi çıkınca gerileyim yani. öyle yap ki, oyun sıkacağına heyecanlandırsın. bir hareket olsun. ilk oyunda vardı bu. hatta şu nailgun tarzı silahı olan adamlarla ilk karşılaşmamı hala hatırlarım. onu da zorda oynamıştım. alma'yı çatışmaya yeğler duruma geldiğim noktalar vardı. açmaya çekindiğim kapılar vardı lan. bunun yanına dahi yaklaşılamamış. bilmiyorum belki de bu oyundan önce call of cthulhu'yu bitirdiğim için böyle geldi bana. yine de bu yönden kesinlikle zayıf olduğu kanaatindeyim.
ayrıca artık türk korku filmlerinde bile kullanılması günah sayılacak olan jumpscare olayına yönelmek de ayrı aptallık. ilk oyundaki psikolojik gerilimden eser yok, cutsceneler aşırı özensiz zaten.
sonuç olarak bence monolith, fear 2'yi ciddiye alarak, ilk oyundaki istekle yapmamış. zaten oyun konsollar için birçok yönden kırpılmış bir halde piyasaya çıktı. büyük ihtimalle yapımcı firmanın istekleri çerçevesinde de ellerinden ancak bu kadar derli toplu bir şey çıkabildi.
evet oyunu bu kadar yerdim. ama türü seviyorsanız, ilk oyunu bitirdiyseniz ve sizi kesmediyse gayet açıp oynanacak bir oyun olmuş. onun dışında bitirdikten sonra silip bir daha da aklınıza getirmeyeceğiniz oyunlar listesine de kafadan girmiş.